Gündemin sıcak konusu yaklaşan seçimler... Çarşıda, pazarda köyde kentte herkes belediye başkanlığı için fikirler yürütüyor. Darende`de de toplumun merak ettiği en önemli konu ve soru "Belediye başkan adayları kim olacak?" Özellikle iktidar partisinin adayı çok önemli görülüyor. Çünkü kısa bir süre önce Başbakan Erdoğan ilçemizi ziyaret ederek incelemelerde bulunmuştu. Mevcut belediye başkanını mı yoksa bir başkasını mı aday gösterecek?
Muhalefet partileri de henüz adayını belirlemedi, hatta şu ana kadar sadece iki parti meydanda, diğerlerinin esamesi dahi okunmuyor. Muhalefet acaba iktidarın adayına göre mi kozlarını oynayacak, o da merak edilenler arasında. Adı geçen çok ama meydanda pek kimse yok. Ya da son dakika bekleniyor. Aslında beklenen "Başbakan`ın göstereceği aday kim?" sorusunun neticesi.
"Meselemiz birilerine makam kazandırmak değil. Şehirlerimize hizmetkârları seçebilmektir. Şehrine, hemşehrilerine en iyi hizmeti verebilecek kimse, onu aday olarak belirleyecek ve ilan edeceğiz. İnanıyorum ki en güvenilir, en liyakatli ve ehliyetli adaylarla 30 Mart`ta bir kez daha zaferi ülkemize, milletimize inşallah hediye edeceğiz." diye açıklama yapan Başbakan Darende için de partisinin adayını "belirleyici unsur" olacaktır.
Kulislerde `ithal başkan` bile konuşuluyor. İthale açıklama getirecek olursak ilçe dışında yaşayan bir Darendeliden bahsediyorum. Demedi demeyin, atama gibi bir aday gösterilirse de şaşmamak lazım. Önemli olan beklenti.
Başbakanın konuşmasından farklı bir mesaj çıkarılabilir mi diye düşünmek lazım; "Herşeyiyle çok daha güzel bir Darende`yi inşallah 30 Mart`tan sonra ayrıca sizlerle beraber inşa edeceğiz." derken acaba neyi kastetmişti? Mevcut yönetimi beğendi mi, eleştirdi mi? Akıllara birçok soru takılıyor. Ancak bir de `fırça` meselesi var ve gündemdeki sıcaklığını koruyor. Fırça, boyamaya devam edip düzeltir mi, siler temizler mi merak içindeyiz.
Bence kamuoyu "Nasıl bir belediye başkanı bekliyor?" önce bunu tartışmalı, aday adayları arasından değerlendirmeyi evvela halk yapmalı, sonra teşkilat. Belediye başkanı hangi özelliklerde olmalı, hedefleri, projeleri, misyonu, vizyonu gibi konular da cabası. Bugüne kadar aday adaylık başvurusunda bulunanlar pek proje filan da açıklamadı. Yerel televizyon kanallarını izlediğimizde aday adayları harıl harıl farklı projelerle hedeflerini kamuoyuna açıklıyor. Darende`de henüz paylaşılan bir proje duymadık desek yerinde olur. Aday boyu posuna göre mi, vizyonuna, hedefine göre mi, asaletine ya da zenginliğine göre mi seçilecek.
Bir diğer önemli konu, meclis üyelikleri. Herkes hesabını yapmıştır ama "Darende`nin menfaatine hesap yapacak" temsilcileri seçmek doğrusu olacak. Eğitimi, bilgi ve donanımı, kişisel becerisi, güvenirliği gibi özellikler meclis üyelerinde aranmalı. Birilerini memnun etmek için listeler doldurulmamalı. Malatya`nın büyükşehir olmasıyla yasaya göre artık İl Genel Meclis Üyeleri olmayacak, Büyükşehir Belediye Meclisi tüm çalışmaları koordine edecek. Buraya gönderilecek kişiler de başkan adayı kadar önemli.
Ellerin memleketlerine bakıp iç geçireceğimiz zamanları çoktaaaan geride bıraktık. Darende`yi koşar adımlarla geleceğe taşımanın kaygısını hepimiz taşımalıyız. Çözüm bekleyen sorunlarımız, şehrin çarpık yapılaşması, ihtiyaç olan tesislerin tamamlanması, sanayileşme, sosyal alan eksikleri, karayolundan istifade edebilme gibi belli başlı konulardan oluşuyor. 17 mahalleye 52 mahalle daha eklenecek, sorun yumağına dönüşecek işleri çözecek, beyin takımı, insanlara beklentilerini çözüm önerilerini sunabilmeli.
Başbakanın ziyareti hâlâ konuşulmaya devam ederken, ilçeye verdiği değer daha doğrusu Hulûsi Efendi Vakfı ve Somuncu Baba Külliyesi`ne gösterdiği ilgi dillere destan oldu. `Şirin` gözükmek için gelip-gidenin, arayıp-soranın haddi hesabı yok. Herkes bir kez daha gördü ki ülkemizin yöneticileri "sahip olduğumuz değere" büyük önem veriyor. Kıymetini bilen biliyor. Aday belirleme noktasında birçokları vakfın görüşünü önemsiyor. Darende`nin lokomotifi olan vakfı önemsemeli ancak kurumun `siyaset üstü` yapısını hepimiz göz önünde tutmalıyız. Her düşünceye, herkese açık bir kapıyı bir çerçeveye hapsedemeyiz.
Geçen ay köşemde bahsettiğim konulara çok sayıda teşekkür telefonu ve maili aldım. Özellikle OSB konusunda kaçırılan fırsattan dolayı hayıflananlar olduğunu gördüm. Yazılarım içim arada `teneke tıngırtıları` olsa da görüşlerimin arkasındayım.