Yüce Rabbimiz, rahmetinin bir gereği olarak insanlar arasında peygamberler, sıddıklar, veliler ve salihler gibi özel kullar; mekânlar arasında Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebevî gibi müstesna mekânlar yarattığı gibi, zamanlar içerisinde de bazı özel vakitler yaratmıştır. Bu müstesna zamanlardan biri de Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içine alan ve “üç aylar” olarak adlandırılan maneviyat mevsimidir.
Üç aylar; dünya meşguliyetleri içinde ihmal ettiğimiz kulluk sorumluluklarımızı hatırlamak, günah kirleriyle kararan kalplerimizi tevbe ve istiğfarla arındırmak, sadaka ve iyiliklerle bolca sevap kazanmak, hayır işlerinde yarışmak ve ahiret yurduna hazırlanmak için bulunmaz bir fırsattır. Çünkü bu mübarek zaman diliminde yapılan ibadetlere, hayır ve iyiliklere kat kat mükâfat verilmektedir. Üç aylar, biz müminlere az zamanda, az amelle çok kazanma imkânı sunan ilahi bir rahmet kapısıdır.
Bu manevî iklim içerisinde; her biri rahmet, mağfiret ve bereket vesilesi olan Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri yer almaktadır. Bu mübarek geceler, dünya sıkıntılarıyla bunalan gönüllere şifa olan, günah kirleriyle paslanan kalplerin pişmanlık gözyaşlarıyla temizlenip arınmasına vesile olan rahmet pınarlarıdır.
Üç aylar, Yüce Rabbimizin sonsuz ikram ve ihsanlarının kullarının üzerine sağanak sağanak yağdığı rahmet ve bereket mevsimidir. Ancak bu manevî ziyafetten istifade edebilmek için bu fırsat günlerini iyi değerlendirmek gerekmektedir. Peygamber Efendimiz (sav), bu mübarek aylarda ibadetlerini artırır; gündüzlerini oruçla, gecelerini ise namaz, dua, zikir ve istiğfarla ihya ederdi. Yine bu aylarda cömertliği zirveye çıkar, sadakalarını çoğaltırdı. Resûlullah (sav), üç ayların ilki olan Recep ayı girdiğinde şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazan ayına kavuştur.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
Mübarek üç ayların ilki, içerisinde Regaib ve Miraç gecelerini barındıran ve Hz. Peygamber’in (sav) haram aylardan olduğunu haber verdiği Recep ayıdır (Buhârî, Ehâdî, 5; Tevhîd, 24). Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı ise Peygamberimiz’in (sav), “Bu ay benim ayımdır; çünkü bu ayda amellerim Rabbime arz olunur” (Feyzü’l-Kadîr, 4/161) buyurduğu kutlu bir aydır. Şaban ayının on beşinci gecesi ise bağışlanma ve günahlardan arınma gecesi olan Berat Kandili’dir. Üç aylar geçidinin son halkası ise Kur’an ve oruç ayı olan Ramazan-ı Şerif’tir. Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi, Kur’an-ı Kerim’in indirildiği Kadir Gecesi’dir.
Recep ayının ilk cuma gecesi Regaib Kandili’dir. “Regaib”, çok bağış ve bol ihsan anlamına gelen “rağîbe” kelimesinin çoğuludur. Regaib Kandili; kıymeti ve değeri büyük, rağbet edilmesi gereken bir rahmet ve mağfiret gecesidir. Bu nedenle bu mübarek gecenin kıymeti iyi bilinmeli ve gereği gibi ihya edilmelidir.
Regaib Kandili’nde, Yüce Rabbimizin değer verdiği ve razı olduğu şeylerle meşgul olmalıyız ki O’nun katında makbul kullardan olabilelim. Gafletten ve faydasız meşgalelerden uzaklaşıp dünya ve ahiretimiz için yararlı işlere yönelmeliyiz. Bu mübarek gecede nefis muhasebesi yapmalı; hata ve günahlarımızı terk etmeli; Allah’ı ve hesap gününü unutturan dünya sevgisinden, kötü duygu ve düşüncelerimizden arınmaya çalışmalıyız. Kardeşlik hukukunu zedeleyen haset, kin, nefret ve düşmanlık gibi kötü duyguları terk etmeliyiz.
Bu geceyi kaza ve nafile namazlar kılarak, dua, zikir ve tövbe ile ihya etmeli;
“Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenlerdir”
(Furkan, 25/64) ayet-i kerimesinde övgüyle bahsedilen bahtiyar kullardan olmaya gayret etmeliyiz.
Bu mübarek gecede Cenab-ı Hak (cc) lütuf ve ihsanlarını bol bol bahşeder. Regaib gecesi ismini meleklerin verdiği rivayet edilir. Her cuma gecesi başlı başına kıymetlidir; cuma gecesi ile Regaib gecesi birleştiğinde ise değeri daha da artmaktadır. Allah Teâlâ, bu geceye hürmet edenleri affeder; yapılan duaları kabul eder; namaz, oruç ve sadaka gibi ibadetlere sayısız sevaplar verir. Pazartesi ve perşembe günleri oruç tutup gecesini ihya etmek ayrıca faziletlidir. Recep ayında oruç tutmak ise başlı başına büyük bir sevaptır. Peygamber Efendimiz’in (sav) Ramazan’dan sonra en çok oruç tuttuğu aylar Recep ve Şaban aylarıdır.
İslam âlimleri bu aylar hakkında şöyle bir benzetme yapmışlardır:
Recep ayı ekim ayıdır; Şaban ayı bakım ayıdır; Ramazan ayı ise mahsulün toplandığı biçim ayıdır.
Bu mübarek günlerde başta büyüklerimiz olmak üzere anne-babamızla, komşularımızla ve dostlarımızla olan ilişkilerimizi güçlendirmeli; sevgi, saygı ve muhabbeti artırmalı; dargınlık ve küskünlükleri sona erdirerek kardeşlik, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeliyiz.
Bu vesileyle mübarek üç aylarınızı tebrik eder; ülkemiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara, barışa ve huzura vesile olmasını Yüce Mevlamızdan niyaz ederim.