Gazze… Her taşında bir acı, her sokağında bir hikâye, her evinde yarım kalmış bir hayat. Yüzyıllardır tarihî ve kültürel önemiyle dikkat çeken bu kadim topraklar, son yıllarda dünyanın gözleri önünde bir insanlık dramına sahne oldu. Başta Siyonist İsrail doğrudan, yedi düvel de dolaylı destekleriyle Gazze’de soykırım gerçekleştirdi.
Peki, biz Müslümanlar bu acıya kayıtsız kalabilir miyiz? Elbette hayır. Gazze, sadece bir coğrafya değil; vicdanımızın, imanımızın ve insanlığımızın sınandığı bir yer. Her Müslümanın üzerine düşen sorumluluklar var ve bu sorumluluklar, hem kalpten hem de fiilden gelmeli.
Bilinçlenmek, Gerçeği Görmek
Gazze’de yaşananları bilmek, anlamak ve çevremize aktarmak, bir insanlık görevidir. Bu acıyı görmezden gelmek, vicdanımızı körleştirmek demektir. İslam, ilmi aramayı farz kılmıştır; çünkü doğru bilgi olmadan yardım ve destek de doğru olmaz. Gazze’nin çığlığını duymak, ilk adımdır; sessiz kalmak ise artık lüks değildir.
Dua ve Manevi Destek
Gazze için dua etmek, en güçlü silahımızdır. Dua, sadece kelimeler değil; yürekten yüreğe bir köprüdür. Her dua, bir mağdura umut, bir çocuğa güven verir. Allah, Kur’an’da “Birbirinizi iyilikle ve takva ile destekleyin” (Maide, 2) buyuruyor. Manevi destek, bazen maddi yardımın önüne geçer; çünkü bir yüreğin sıcaklığı, bir yiyecekten daha değerlidir.
Yardım Etmek ve Dayanışmak
Gazze halkının yaralarını sarmak, elimizi taşın altına koymakla mümkündür. İnsani yardım kuruluşlarına destek olmak, gıda, ilaç ve temel ihtiyaç malzemeleri göndermek, somut bir vicdan göstergesidir. Zekât ve sadaka, sadece ibadet değil; zulme karşı sessiz kalmamanın en somut yoludur. Her gönderilen paket, bir çocuğun yüzünü güldürür, bir annenin yüreğine huzur verir.
Adaleti Savunmak
Müslümanlar zulme sessiz kalamaz. Gazze’de yaşanan haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmek, insanlık onurunu korumaktır. Protesto etmek, sosyal medyada paylaşmak, farkındalık oluşturmak… Hepsi bir görevdir. Peygamber Efendimiz (sav) “Zulme karşı durmak, iman eden her kişinin görevidir” buyurmuştur. Her ses, her çağrı, Gazze’nin çığlığına cevap olur.
Eğitim ve Geleceğe Umut Olmak
Gazze’deki çocukların, gençlerin eğitimsiz kalması, yarınların kaybıdır. Onlara burslar sağlamak, eğitim projelerine destek vermek, bilgi ve fikirle yanlarında olmak, özgürlük mücadelesinin temel taşlarını döşemektir. Her verilen fırsat, bir hayatın kararmasını önler; bir umut ışığı olur.
Sonuç
Gazze, sadece bir şehir değil; adalet, vicdan ve insanlık sınavıdır. Bilinçlenmek, dua etmek, yardım etmek, adaleti savunmak ve eğitimle destek olmak, her Müslümanın vicdani ve dini görevidir. Gazze’ye kayıtsız kalmak, insanlığımızı ve imanımızı zayıflatır. O yüzden durmayalım, susturulmayalım, unutturmayalım. Çünkü her Müslüman, Gazze’deki her çocuk, her kadın, her yaşlı için bir umut olabilir.