Cemil Gülseren


YOL YORDAM

YOL YORDAM


Ne yaparsanız yapın, ne yazarsanız yazın her şeyin bir yolu yordamı olmalı. Bu yazıda yoldan çıkmadan, yolda gördüklerimizi, yol üzerine yazılanları yazayım istedim. Bir yol açıp şöyle yola gelenleri, yola dizilenleri sıralayalım: 

Yol ağzı (Ne duruyorsun öyle yolun ağzında?)

Yol ayrımı-yol çatı ( Önemli, hayati  kararlar alınmadan önceki durumu tanımlar.)

Yolları ayrılmak ( Görüş ve düşünce ayrılığını, ayrı tutumda olmayı belirtir.) 

Yol azığı ( Artık güncelliği kalmamış, neredeyse unutulmuş bir ifade.)

Yol bulmak ( Çare bulmak, çözüm üretmek.)

Yol etmek ( Bezdirircesine, sık sık, sürekli bir yere hem de aynı yere gitmek.)

Yol geçen hanı ( Girip çıkanı, gelip gideni belirsiz ve çok olan yer.)

Yol görünmek (Yola çıkmanın zorunlu hali.)

Yol göstermek ( Kılavuzluk etmek, örnek olmak, yol tarif etmek.)

Yol gözlemek ( Bir yolcuyu beklemek, ummak.)

Yol harcı (Görev için yola çıkana verilen para; harcırah.)

Yol hazırlığı (Yani kısaca bavul, valiz, çanta hazırlamak.)

Yol istemek ( Bir fırsat, bir şans istemek. Anadolu’da düğün törenlerinde istenen bahşiş.)

Yol işareti (Sportif yarışlarda ok ve levhalarla yönlendirme; Kısaca trafik işaretleri)

Yol kesmek ( Engel olmak, durdurmak; ıssız yerlerde soygunculuk yapmak, eşkıyalık.)

Yol parası ( Yolculuk  için ayrılan para.)

Yolun başı (‘Daha işin başındasın. Dur bakalım.’ anlamında.)

Yola düşmek-yola çıkmak-yola girmek-yol almaya başlamak- yola koyulmak – yola gitmek (Yolculuğa başlamayı ifade eder.)

Yola gelmek ( Ha şöyle yola gel. Kısaca düzelmek, uslanmak.)

Yola getirmek (Yoldan çıkmış birini adam etmek, uyumlu biri olmasını sağlamak.)

Yolda kalmak ( Bir aksilik nedeniyle yolu bitirememek.)

Yollara bakmak ( Tam bir hasretlik ifadesi. Özellikle de yaşlıların, büyüklerin özlemi.)

Yollara dökülmek (Topluca sokaklara çıkmak, tepki, karşı duruş ifadesi taşır.)

                ‘YOL’ İki büyük mutasavvıfın beyitlerinde ise şöyle yer almıştır:

Yunus Emre, yol arkadaşının kırmızı çizgisini şöyle çizmiştir: 

“Egriler eğri ile; togrular togru ile  /  yalan yalanı sever, gammazlar gammaz ile.”

Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi daha da netleştirir:

“Ehillerle konuş  ta ki ehil olasın  /  Seni yoldan çıkarır derilme YOBAZ ile.

Yâ Rab hidayet eyle lutf u inâyet eyle  /  Çıkmaz yollarda kaldık bir sürü haylaz ile

Hergiz merhaba etme, ömrünü heba etme  /  Hak ve hukuk tanımaz, Hak’tan utanmaz ile.

Ezel mazhâriyyetin, bunda temâsilidir  /  Ördek ördekler ile, derilir kaz kaz ile.”

Gerçekte olan ise herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Kimi de yola çıkmış kaybolmuş sevdiğini arıyor. Aman aradığınızda şu söze kulak tutun derim:  Meşhur öğüttür: “Yoldaş olma yolun bilmez yolsuza  /  Meyil verme edepsize, arsıza." Efendim zihniniz, gönlünüz, eliniz, kapınız ve dahi yolunuz açık olsun. Hani derler ya : ‘Yoldaşı bulan yolu bulmuş demektir.’