İ. Aladdin Ateş


Uçurtma


…çocukluğumun geçtiği Sungur mahallesinde oturduğumuz yıllarda, aslen Darendeli olup Adana’da ticaretle meşgul olan ve her yaz tatilinde Darende’ye gelen bir ailenin çocuğu olan Bedir ağabeyimiz vardı. Farklı ve verimli şeylerle uğraşırdı. Eee nede olsa büyük şehirde yetişmişti... Çok güzel uçurtma yapardı. Bizde merakla onun uçurduğu uçurtmayı izlerdik. Hele, hele uçurtmanın ilk kalkışı için gereken tutma işini yapmak için yarışırdık arkadaşlarımla. İlk defa uçurtmayı Bedir abide görmüştüm…

Her ne kadar bağlı bulunduğu ip ile kumandası başkasına ait olsa da gökyüzünde uzun süre özgürce süzülmek,  uçurtma için neyi ifade eder bilinmez ama özgürlüğün sembolüdür uçurtma…

Özgürlüğün sembolü olan uçurtmanın da gökyüzünde özgürce dolaşmaya ihtiyacı var bu sıralar…

Niye mi? Ah dili olsa da söylese…

Bari ben tercüman olayım uçurtmaya… Çocukların okullarından kalan zamanlarını, atari salonlarında, internet cafelerde geçirdiğini ve senede bir kez olsun göresi geldiği semalara uçurulmadığından şikâyetçi uçurtma…

Hani haksız da değil yani.

Nereye kadar gidecek, bu tek düze ve monoton yaşamaya devam etmemiz,  çocuklarımıza da bu hayatı yaşatmamız.  Biz büyükler işten eve, evden işe, çocuklarımız okuldan eve, evden dershane veya okula, arta kalan zamanda internete girmeye…

Ama son zamanlarda sevindirici bir olaya şahit oluyor ve seviniyorum. Önceleri,  acaba yaparsam çevreden ne derler, ayıp olur mu? Diye yapamadığımız eşofmanlı olarak yol boyu koşmak suretiyle spor yapmak… Ne güzel bir gelişme bence… Geçen günlerde Ankara Gölbaşı’nda yaşayan akrabalarıma ziyarette bulunmuştum. Yakınım bana, İlçede bulunan göl çevresindeki koşu yolları ve bu yollar üzerindeki jimnastik aletlerini gösterdi. Her gün buraya gelir ve bu aletlerde spor yaparım dedi. Yalan yok! Ben de kendisine gıpta ile baktım durdum.

Biraz hayalî düşünce gibi gelecek ama geçmişteki ata sporlarını, ata oyunlarını yeniden canlandırmaya, kurallarını tam olarak belirleyip mahalleler arası çelik değnek turnuvaları yapmaya ne dersiniz… İnanın hem unutulmaya yüz tutmuş ata sporlarını hayata geçirmiş, hem de insanları kaynaştırmış ve güzelce vakit geçirerek monoton yaşam koşullarından biraz olsun kaçmaya vesile olunur diye düşünüyorum. Adına da “Türk Beyzbool’u” diyebiliriz. (Çelik değnek oyununun sadece çocuk oyunu olmadığını, bir zamanlar 7 den 70’e herkesin iştirak ettiği anlatılırdı.)

Çok mu? Uçuk fikirler beyan ettim bilmem ama hiç olmazsa önümüzdeki bahar aylarında, Çocuklarımızla beraber UÇURTMA yarışının yapılacağı bir uçurtma şenliği düzenlemek ve Darende’mizin semalarını renklendirmeye ne dersiniz…