İ. Aladdin Ateş


Hey gidi günler hey…


… Yıllar önceydi. Sungur mahallesine oturuyorduk. Daha ortaokula yeni başlamıştım. Bütün yakınlarımız Zaviye mahallesinde olduğu için burayla olan irtibatımızı koparmamıştık.

Kış aylarının yoğun yaşandığı günlerden birinde okul çıkışı yaya olarak Zaviye’ye doğru yola çıktım. O zamanlar değil minibüs, otobüs, kimsenin hususi aracı bile yok denecek kadar azdı. Kar kalınlığı 20 cm’ye yakındı. Ayaklarım ıslanmış olduğundan üşümeye de başlamıştım. Bu günkü okullar bölgesi olan şehir arası denilen bölgede bu günkü binaların birçoğu yoktu. Vakit akşama yakın olduğu için işin doğrusu korkmaya da başlamıştım. Derken Bedrettin Amcamın okuduğu akşam ezanı eşliğinde Zaviye’ye ulaştım. (Kendisi Somuncu Baba Camii emekli müezzinlerindendi) Dede ocağı olsa gerek ki direkt olarak Bedrettin Amcamlara gittim. Amcam camide olduğu için kapıyı Zeynep Yengem açtı. Üşüdüğümün farkına varmış olmalı ki beni sobasın yanına oturttu. Islak çoraplarımı çıkarttı..

 Yanına oturduğum kuzine sobanın üstündeki güğümdeki su kaynamak üzere olduğundan mı nedir? Ninni gibi ses çıkartıyordu. Hemen yanı başındaki minderin üzerindeki kedinin de o hoş mırıltısı ile bir müddet sonra uyuya kalmışım. Bedrettin Amcam cami çıkışı eve gelmiş, akşam yemeği için Zeynep Yengeme beni uyandırmasını söylemiş. Ben elini öptüm, kendisi de hal hatır sorduktan sonra yengemin hazırladığı akşam yemeğine oturduk...

 O yıllarda Darende’de İbrahim Paşa mahallesindeki santralden elde edilen elektrikle aydınlatma sağlanmaktaydı. Ama gün geçtikçe artan tüketimden dolayı üretilen enerji ilçeye yetmiyordu. Tabiri caizse lamba kendini bile göstermiyordu. Bu yüzden amcam gazlı lüks lambayı yaktı. O lüks lambanın ışığında uzun süre oturduk. Amcam eski günleri anlattı biz dinledik. Yengem ise; çaydan sonra, kuru dut, pestil ve kavurgadan müteşekkil çerezimizi getirdi… derken Bedrettin Amcam başta olmak üzere bir çoğumuzun gözleri iyice ağırlaşmaya başlamış ve uykumuz gelmişti…

Hey gidi günler hey… O gün yengemin yaptığı lahana sarmasını hâlâ unutamıyorum. Allah her ikisine de gani, gani rahmet eylesin.