Prof. Dr. Ramazan Altıntaş


YAŞAYAN ŞEHİTLER DİYARI: “GAZZE”

YAŞAYAN ŞEHİTLER DİYARI: “GAZZE”


Gazze direnişinden alınacak çok ders vardır. Filistinli kardeşlerimiz her şeyleriyle Rahman’a tam teslim olmuşlardır. İşgalcilerin bütün zalimane saldırılarına karşı direniyorlar.. Bütün bu fedakârlıkları, Mescid-i Aksa’yı özgürlüğüne kavuşturmak için yapıyorlar.. Acıları  bal eylemişler.. Şehadet onlar için yaşam haline gelmiş.. Şehitleriyle birlikte iç içe girmişler. Hayatta kalanların her biri yaşayan şehittirler.. Onlar şikâyet ehli değil, şükür ehlidirler. Bir torba un çuvalı karşısında secdeye kapanıp Rablerine  şükrediyorlar.. Onları bu dünyaya bağlayan  dünyevi bir bağları yok.. Onlar adaleti ve insan haklarını savunuyorlar. İman, şehadet ve cihadın mahiyetini kavrayamayanlar onların içinde bulundukları moral üstünlüğünü asla anlayamazlar. 

Gazzeli Müslümanlar; oğullarına ve kızlarına ne kadar güzel İslami eğitim vermişler.. Ne kadar kibar, ne kadar nazik ne kadar sempatik insanlar.. Savaşın bütün acımasız ve kalleşliğine rağmen çocuklarda bile tevekkül, umut, direnişçilere selam ve topraklarına sıkı sıkıya bağlılık gösterisi.. Azla yetinme duygusu, İslami kisve yaşantısından taviz vermeme azmi ve iradesi.. Onların bu tutumu, dünya başkentlerindeki halkları harekete geçiriyor ama İslam dünyasındaki halkları hala harekete geçirebilmiş değil. Yapıp ettiklerimiz yüzünden kalplerimiz mi karardı da şefkat, merhamet ve kardeşlik duyguları bir türlü harekete geçemedi? Hala İslam dünyası bir şey olmamış gibi davranıyor. Bazı ülkelerin sokaklarında bile hiç kımıldama görülmedi, görülmüyor. 

Aman Allah’ım! Yokluk ve kıtlıklara rağmen.. Ne cömert insanlar, Gazzeliler. Kuşatma ve yıkım nedeniyle yiyecek, sağlıklı gıda maddeleri bulamamalarına rağmen hayvan yeminden yapılmış yemekleri bile ne büyük fedakârlıklar yaparak pişirip çevrelerindeki insanlarla paylaşıyorlar. Evleri yerle yeksan olmuş kardeşleriyle birlikte tanımadıkları ailelere, yetim yavrulara, dul kadınlara dayanışma ruhuyla hareket ederek  kol-kanat geriyorlar.. Yerinden edilenleri kabul edenler, yıkık camilerin enkazında Cuma ve teravih namazı kılanlar, savaş ortasında bile çocuklara Kur’an eğitimi verenler.. Şehitleri karşısında birbirlerini teselli edenler..  Sabırla, sevgiyle ve şükürle yaşama azmi ve iradesine sıkı sıkı tutunanlar.. Bütün bunlar köklü bir İslami şuurun varlığının emareleri.. Filistinli futbolcu Muhammed Bereket: “Ömrümün geri kalanı olabilir de olmayabilir de.. Onu, Siyonistler değil, göklerin ve yerin gaybını bilen Rabbim belirliyor. Eğer emr-i hak vaki olacaksa, korkakça ölmek ayıptır, bizler Rabbimizin razı olacağı ölümle ölmeye hazırız” diyor. Her Filistinli, her Gazzeli Müslüman 7’sinden 70’ine böyle inanıyor ve yürüyor üstüne ölümün, şehadetin…

Gazze’de altı ayda öldürülen çocuk sayısı dört yıldır devam eden çatışmalarda öldürülen çocuk sayısından daha fazla.. Kadınların sayısı da öyle.. Siyonistler, kadınları ve çocukları öldürmekle Filistin neslini yok etmek, kurutmak  istiyorlar..  Kahvaltıda ot çorbası içen ve limon yiyen aileler gördük, bu savaşta..  Gazzeli bir çocuk, beslenme yetersizliği ve bacağının kesilmesine rağmen  yüzünde umut gülücükleri, dilinde cihat naralarıyla yarınlara umut taşıyor.. Bu imanın tezahürü değil de nedir? Anestezi ilacı olmadığı için diri diri ameliyat olan çocukların yüzündeki o metanet ne kadar yüksek ya Rabbi!.. Dillerinde hamd, Allah vekil, O, bize yeter duaları eksik olmuyor..

Sonuç olarak, biz kendimize dönelim ve bakalım. Filistin’de bu kıyımın durdurulması için çaresiz kalan Müslüman yöneticiler ve kamu gücünü elinde tutanlar. Bir halk altı aydır, yıkıma, soykırıma tarifi imkânsız zulme maruz kalıyor. Yataklarınızda nasıl yatıyorsunuz? Gıda bulamadıkları gibi iftar edecek bir bardak su bile bulamıyorlar, günlerdir.. Şu mübarek ramazan ayında sofralarınızda yirmi kap yemek varken, hurma ile iftar etmek sünnettir dediğinizi görüyorum. Şifa hastanesinde Siyonistler katliam yapıyor, Müslüman kadınların ırzına geçiyor, bu feryatları duymuyor muyuz?  Rabbimize nasıl hesap vereceğiz? İşimiz vallahi çok zor, çok zor… Rabbim affetsin, bizi… Eğer affa layıksak, tabii ki….