Şeyh Hamid-i Velî hazretleri, Miladi 1331 tarihinde Kayserinin Akçakaya köyünde dünyayı teşrif etmiştir. İlk eğitimini babasından aldıktan sonra Şam, Tebriz, Erdebil, Mekke ve Medine’ye gitmiş, Anadolu’nun irşad görevinin verilmesiyle Anadolu’ya dönmüştür. Bir müddet Osmanlı payitahtı Bursa da bulunmuş, Bursa Ulucami’nin açılışında sırrının ortaya çıkması üzerine Bursa’dan ayrılarak Darende’ye gelmiştir. Darende ve civar yerlerde irşad ve hizmet faaliyetlerinde bulunmuş, çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Osmanlı coğrafyası üzerinde çok etkili olmuştur. 1412 'de 80 yaşını aşkın olarak Darende'nin Zaviye Mahallesi'nde ahirete irtihal etmiştir. 1846 tarihinde Sivas Valisi'ne gönderilen I. Abdülmecit dönemine ait bir belgede onun hakkında şu ibareler geçmektedir "Darende kazasında medfun" ve "Defin-i hâk-i ıtırnak". Bu ibareler Darende'nin misk-ü amber kokulu toprağında Somuncu Baba Hazretleri'nin medfun olduğunu göstermektedir.
Sivas’ın Gürün ilçesi Su Çatı (Telin) kasabasında 14.yüzyıla ait Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba)’ ye ait Su Değirmeni altı yüz yılı aşkın tarihiyle Su Çatı ’da ki en eski tarihi yapılardan birisidir. 1398 tarihli Vakfiyede Su değirmeni ile ilgili önemli bilgiler yer almaktadır. Bu Vakfiye Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ve Şeyh Coşak Taceddin tarafından oluşturulmuştur. Vakfiye Telin ’de bulunan gayri menkuller ile ilgili resmi bir vesikadır ve vakfiye geleneğine uygun olarak mütevellisi belirlenmiştir. Hanefi fıkhı üzerine şartları hazırlanarak kaleme alınmıştır. Kadı Burhaneddin Beyliğinin kadısı tarafından da tasdik edilmiştir.
Vakfiyenin İçeriği şu şekildedir;
- Giriş kısmında Cenab-ı Allaha (cc) hamd ve senadan sonra Peygamber Efendimize (sav) salat ve selam bulunmaktadır.
- Vakfın gayri menkulleri olarak, bir adet tekke, bir adet mescit ve bir adet su değirmeni bulunmaktadır.
Vakfiye ’de geçen Tekke ve mescid bu bölgede kurulan ileri karakol özelliğinde olup bölgenin İslamlaşmasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu mescidin bu bölgede yapılan ilk mescid olması sebebiyle bu coğrafyaların İslamlaşmasında ciddi bir öneme sahiptir.
Vakıf, köyden gelen geçen yolculara çorba verilmesi maksadı ile kurulmuştur. Çorba için ihtiyaç olan tahıl ise köyün ve civar köylerinin devlete ait öşür gelirlerinin vakfedilmesi suretiyle karşılanmıştır. Bu hususta Hüccet-i Şeriye (Kadı tarafından hazırlanmış olan belge) oluşturularak Darende’de asayişi sağlayan askeri birlik bilgilendirilerek işleyişin takibi sağlanmıştır. Çünkü Darende 1934 yılına kadar Sivas sancağına bağlıdır, civar yerlerin askeri, idari yönetimi buradan yapılmaktadır. Darende, 1934 yılı itibarıyla Malatya iline bağlanmıştır.
- Mezarlığın altında Kamışlığın karşısında bulunan Su Değirmeni ile Çukur Bahçe ve Üzümlü Bahçe’nin gelirleri Şeyh Hamid-i Veli’ye vakfedilmiştir. Dolayısıyla bu su değirmeni ile çevresi Somuncu Baba Hazretleri’nin vakfiyesidir.
Vakfiye gereği bu alanların aslına rücu etmesi çok önemlidir. Çünkü Vakıf mülkü Allah’ın mülküdür. Şahsileştirilemez, kişilerin üzerine geçmesi halinde ise onlara pek fayda vermez çünkü tüm insanların hakları vardır, ahirette hesabı ise pek çetindir.
- Vakfiyenin son bölümünde beddua bulunmakta, Vakfı değiştiren ve zarara uğratanların Cenab-ı Allah’ın (cc) rahmetinden uzak olmaları ve Peygamber Efendimizin (sav) şefaatinden mahrum olmaları niyazında bulunulmaktadır.
- Vakfiyede Şuara Suresinin 88. ve 89. Ayetlerine yer verilmektedir: “O gün ki ne mal ne evlat fayda vermez. Ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler kurtuluşa ererler”.
- Vakfiye ’de Mütevelli ve Şuhudu’l-Hal’in (Hukuki olarak Vakfiyenin şahitleri ve bir karışıklık çıkıp itiraz olursa yapılacak işlerin takipçileri) isimleri verilmiştir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’ne ait Hurufat defterlerinde (Vakıf görevlileri ile ilgili her türlü işlemlerin tutulduğu bilgileri içeren defterlerdir.) Telin ’deki Şeyh Hamid-i Veli Vakfiyesi ile ilgili mütevelliler ve diğer görevliler hakkında birçok kayıt bulunmaktadır. 1841 yılına ait bu kayıtlardan birinde Şeyh Hamid-i Veli evladından olup nesilden nesile vakfın mütevelliliğini yapmakta olanlardan bazılarının vefatı üzerine yerine tayin edilenlerin isimleri zikredilmektedir. Bunlardan ikisi Şeyh Mustafa ile Şeyh Hasan’dır.
Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı tarafından Ecdad yadigarı olan bu değirmenin yeniden inşa ve ihya çalışmaları başlatılmış olup 2024 yılının Eylül ayında tamamlanmıştır. Örnek ve önder bir davranış olarak tarih sayfalarındaki yerini alan bu eser çok güzide olarak yapılmıştır. Devlet protokolünün katılımıyla güzel bir açılış töreninden sonra hizmete açılmıştır. Emeği geçenlere teşekkür ederiz. Cenab-ı Allah hayırlı ve daim eylesin inşallah…