Bir cihan devleti olan Osmanlı İmparatorluğu, İslâm medeniyetinin en ihtişamlı temsilcisi olarak yeryüzüne hükmettiği devirlerde, her şey gibi bayramlar da tebaaya manevi bir haz ve bambaşka bir zevk verirdi. Devletin öngördüğü her işin tertipli ve intizamlı bir şekilde yürümesine önem veren Osmanlı padişahları, Topkapı Sarayı´nda yapılacak olan Bayram merasiminin de, Devlet-i Aliyye´nin şanına yaraşır bir biçimde yürütülmesine büyük özen gösterirdi.
Osmanlı´da Ramazan ayının önemli merasimlerden biri de Hırka-i Saadet merasimiydi. Ramazanın on beşinci gününde Peygamberimizin Veysel Karani hazretlerine hediye ettiği Hırka-i şerifin bulunduğu cami ziyaret edilirdi. Ka´b bin Züheyr´e hediye ettiği hırka ise her yıl Ramazan´ın 15?inden itibaren saray halkının ziyaretine açılırdı. Osmanlı Ramazanında Ramazan eğlenceleri kadir gecesinde sona erer, bayram hazırlıkları başlardı. Kadir gecesinde Sakal-ı Şerif ziyaret edilirdi. Topkapı Sarayında kadir alayı tertip edilirdi. O gece Padişah namazını dışardaki camilerde kıldığı için bu alay düzenlenirdi.
Osmanlı Devleti´nde Bayram töreni ile ilgili ilk resmî düzenleme Fatih Sultan Mehmed tarafından yapılmıştır. Sarayda bayram merasimleri Ramazanın son gününde ?Arife Divanı? ile başlardı. O gün öğle namazından sonra, divan çavuşları tören kıyafetiyle Divanhane´nin (Kubbealtı) önünde saf tutarlardı. Onların arkasında Has Ahır halkı/seyisleri yer alırdı. Bunlar padişahın atından sorumluydu. Padişahın atı o güne mahsus olarak süslenmiş olurdu. Koşumları kıymetli taşlarla süslenirdi.
İkindi namazından sonra mehteran nevbet vurmaya başlardı. Bu sırada padişah Arz Odası önüne konulan sedef işli Arife tahtında otururdu. Kısa bir dua yapılır, duayı müteakip Fatihalar okunurdu. Ardından Padişah Birun ve Enderun görevlileri ile Ocak Ağalarının kutlamalarını kabul eder, bayram armağanları verirlerdi.
Padişah bayram sabahı namazını Hırka-i Saadet Dairesi?nde veya Ağalar Camiinde kılardı. Ardından Hırka-i Saadet Dairesi önüne kurulan tahtına otururdu. Enderun´un güzel sesli hafızları dualar okurlar, ardından görevliler bunlara hediyelerini verirlerdi. Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da topluluk hep bir ağızdan Ömrün uzun olsun , Bayramın mübarek olsun diye bağırırlar ve dua ederlerdi.
Diğer taraftan padişahı ile bayramlaşma hakkı olan kişiler sabah namazını Ayasofya Camii?nde kıldıktan sonra saraya gidip Divan-ı Hümayun´da toplanırlardı. Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, sultan da Arz Odası?na geçerdi. Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan tahtın bulunduğu yere gelirdi. Bu sırada görevliler ?Aleyke avnullah? diyerek seslenirlerdi.
Bayram Alayı Ve Namazı
Sarayda bayramlaşmanın tamamlanmasından sonra padişah Hasoda´ya geçerek bayram namazı için üstünü değiştirirdi. Bayram namazı büyük camilerden birisinde genellikle saraya yakın Ayasofya veya Sultanahmet?te kılınırdı. Bayramdan önce padişaha namazı nerede kılacağı sorulur, buna göre hazırlık yapılırdı.
Padişah haremden çıkıp, özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı. Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı veya yaya olarak padişahı takip ederlerdi. Tören bölüklerini teşkil eden solaklar ve peykler ise kıyafetleri ve hareketleri ile göz dolduran bir görünüm arz ederdi. İstanbul halkı bu manzaraya şahitlik edebilmek için güzergâhı doldururdu.
Camiye gidilip, namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içerisinde saraya geri dönülürdü. Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe bayram alayı denilirdi. Saray-ı hümayuna dönülür dönülmez Bayram ziyafeti ve eğlenceleri başlardı. Has Oda önüne kurulan tahtına oturan padişahı, saray nedimleri ve musahipleri birbirinden güzel nüktelerle eğlendirirlerdi. Bu sırada Helvahâneden tabaklar ile helvalar getirilip dağıtılırdı. Yeniçerilere kızarmış koyun ve çörek servisi yapılırdı. Yeniçeriler yemeklerini arka bahçede yerlerdi. Bayram ziyafeti bitince artık tören tamamlanır ve hane halkıyla bayramlaşmak üzere herkes evine dağılırdı. Padişah da ailesi ile bayramlaşmak üzere hareme giderdi.
Ramazan Bayramında özellikle yetimler ve çocuklara ayrı bir ilgi gösterilirdi. Yetimlerin bayram öncesi tüm ihtiyaçları karşılanır, gönülleri alınır, neşe ve mutlulu hakim olurdu. Hep birlikte dayanışma halinde bayram gecesi karşılanır bayram hazırlıkları tamamlanırdı. Çocuklara ise verilen bayram harçlıkları ile gönülleri alınır tuttukları oruçlarla ilgili takdir ve tebrikler yapılır, bir sonraki Ramazana oruç tutmaları için özendirme yapılır teşvik edilirdi?
Nice güzel bayramlara hep birlikte kavuşmak temennisiyle?