Cemil Gülseren


OSMAN HULUSİ EFENDİNİN ESERLERİNDE DEYİMLER (IV)

OSMAN HULUSİ EFENDİNİN ESERLERİNDE DEYİMLER (IV)


mecnun kılmak: Aşık etmek.
                “Aklım alıp mecnun kılan ebruların gîsuların” (D. s.143)
nefsine yan çıkmak: Nefsine uymak; nefsinden yana olmak.
                Nefsine yan çıkıp da Kâ’be’yi yıksan dahi
                İncitme gönül yıkma ger uslu ger deli ol.” (D. s. 179)
od(lar)a düşmek:  Ateşine yanmak; acıyla yanmak;  Aşkın ateşine düşmek.
                “Düştüm odlara piştim elinden.” (D. s. 224) 
ölmeden ön ölmek: ”Ölmeden önce ölünüz.” Mutasavvıflar tarafından çok önemsenen ve öncelenen bir hadis mealidir. “Mûtû kable en temûtû.” Şeklindedir. Türkçe’de deyim haline gelmiştir. 
                “Hayât-ı câvidânı bulmak istersen Hulûsî’yâ
                Varıp ölmezden ön ölüp olasın tâ-ebed ihyâ.” (D. s. 375)
ömrünü hiçe satmak: Boş işlerle uğraşmak, vaktini, ömrünü boş yere geçirmek.
                Ömrünü sattın hîçe  / Geçti günün haylice  /  Durmayıp gündüz gece.” (D. s.176)
rengine boyanmak: Ona benzemek, onun yolundan gitmekonun gibi olmak.
                “Senin sevdana yanmak gayri sevdadan usanmaktır.
                Seni sevdim demek hâline rengine boyanmaktır.” (D. s. 70)
sevdana yanmak: Aşkıyla yanmak; tutkuyla sevmek.
                “Senin sevdana yanmak gayri sevdadan usanmaktır.
                Seni sevdim demek hâline rengine boyanmaktır.” (D. s. 70)
tahammül kılmamak:  Eziyete katlanmamak.
                “Gamzene gaddar demiş cevre tahammül kılmayan.” (D. s. 22
toprağa düşmek: Ölmek, yok olmak.
                “Düşüp toprağa zerre zerre mahv olsa ten ü cânım.” (D. s. 221)
ucuz bulmak: Kolay elde etmek, zahmetsizce elde etmek, kıymetini bilememek.
                “Şimdi siz ucuz buldunuz da kıymetini bilmiyorsunuz.” (10. M.)

vara aldanmak: Dünya malına bel bağlamak; paraya pula itibar etmek. 

“Aldanıp vara yandığın / Mağrur olup dayandığın;

Bâki kalacak sandığın / Gâfil ömür geçdi gider.” (D. s. 72)
varlığını atmak: Varlığından silkinmek, varlığını terk etmek.
                “At varlığını var yürü bir mahrem-i Hakk’a
                Bu varlık ile mahrem-i Settar’a varılmaz.” (D. s. 94)
varından soyunmak: Dünyalık mallardan uzak durmak; Benliğinden sıyrılmak.
                “Soyun varından dervîş ol dervîş  / Sıyrıl ârından derviş ol dervîş.” (D. s. 123)
varlığını soyunmak: Varlığından sıyrılmak, maldan, varlıktan uzaklaşmak. 
                “Bu libâs ile gidilmez ol cânân illerine  
                 Soyunup varlığını aşk ile uryân olagör.” (D.s.88)
veliler yatağı (Darende’de bulunan Somuncu Baba ocağı-camii ve çevresi yüce velilerin gelip geçtiği, konup göçtüğü, yaşadığı bir zaviyedir.) (Ad tamlaması biçiminde deyimdir.)
                “Somuncu Baba ocağıdır Zâviyem   / Yüce veliler yatağıdır Zâviyem.” (D. 321)
yâr ile yâr olmamak: Dost olmamak, el olmak.
                “Tanımadın yârının kim olduğunu bilmedin
                Yâr ile yâr olmadın ağyâresin ağyâresin.” (D. s. 142)
yârdan geçilmek: Sevgiliden vazgeçmek, sevgiliden ayrılmamak.
                “Geçer candan âşık da yârdan geçilmez.” (D. s. 107)
yele vermek: Boşu boşuna harcamak; heder etmek; savurmak; kıymet bilmemek.
                “O gevher kadrini sen bilmedin verdin yele hayfâ.” (20. M.)