Musa Tektaş


MEDİŞEYH MAHALLESİNDE TARİHİ ANILAR VE MANEVİ BİR ŞAHSYET


1831 tarihli genel nüfus sayımında Darende’nin 20 mahallesi ve 16 köyü bulunmaktadır. Bunların içinde Medişeyh Köyü de mevcuttur. Şimdi büyükşehir yasasıyla mahalle olarak anılmaktadır.  Adını yolun kenarında medfun olan Tabiinden Medineli Şeyh Seyyid Abdurrahman Gazi Hazretlerinden almaktadır. Kısaca Medişeyh denilmektedir.

1884 yılında Medişeyh’in nüfusu 130 erkek ve 126 kadın olmak üzere toplam 256 olduğu tarihi kayıtlara geçmektedir. Günümüzde maalesef bu kadar nüfus bulunmamaktadır. Çok insan geçim için göçüp gitmiştir.   30 Aralık 2020 tarihinde Medişeyh Muhtarı Yakup Aydın ve emekli imam Hikmet Kaya ile sohbet ettik.

Yakup Aydın (1978 doğumlu/muhtar) Anlatıyor:

Kurucu aileler lakapları ve soyadları ile şunlardır: Cennetler (Aydın) Maraş’tan, Dervişoğlu (Kaya) Konya’dan gelmişler. Hasankahyaoğlluarı (Güneş), Emişler (Yılmaz), Çürükler (Doğan), Fazlımehmetler (Aslan), Meryemler (Yıldırım), Kabaklar (Karakaş), Çobanoğlu (Kara), Kayhalar (Ulu) Deli Mevlütler (Yıldız) Hocamehmetler (Güneş) soyadları vardır. Halihazırda 32 hanedir. Ev sayısı belki 50 yıldır aynı hane sayısı gibi ama yıllar içinde çoğalan nüfus başka illere göçmüştür.

Mahallemiz ismini Medineli Şeyh Abdurrahman Gazi Hazretlerinden alır. Yüzyıllardır ziyaret edilir. Halkımız çok saygı duyar. Halen Ankara’da oturan bir ablamız var 75-80 yaşlarında o anlatmıştı. Eskiden köyün suyu ırmaktan alınarak içilir ve kullanılırmış. Bu ablamız bir defasında ırmak kenarına su almaya giderken abdest alan bin nurani zatı görmüş. “Dede ne yapıyorsun abdest mi alıyorsun” diye ona sual sormuş. “Suyunu doldur da git kızım git” diye cevap vermiş. O kişinin Medişeyh Hazretleri olduğunu o an anlayınca birkaç ay dili tutulmuş, bu gördüğünü kimseye anlatamamış… 1992 yılında türbe civarında bir kamyoncu yol üzerinde asfaltta namaz kılan birine çarptığın görmüş.  Çok korkmuş, bir ki kilometre ilerideki petrole varmış. Böyle böyle oldu diye anlatmış. Petrolcüyle gelip yola bakmışlar öyle bir kimse yok, herhangi bir kaza emaresi de yok... Böyle de anlatılır. Hatta ben çocukken, arkadaşlarla bir gün köyün camisinin oradan ırmağa doğru taş atıp, taş atma yarışması yapıyorduk. Bir defasında attığım taş gidip, türbenin kerpiç kubbesine değdi. O gece sabaha kadar bir zat beni sıkıştırdı/uyardı. Bir daha benim türbeme saygısızlık yapma diye beni ikaz etti. Böyle gördüm. Daha çok anlatılan menkıbe var ama bu kadarla iktifa edelim. Devamını Hikmet hocam anlatır…

Yol Güzergahı ve Hanyeri

Darende’nin bilinen ve kullanılan en eski yolu, kuzeyden güneye doğru ve şehri doğu-batı kısmına bölerek Hacılar mahallesi, Zaviye mahallesi, halk arasında Hasan Paşa Hamamı adı ile bilinen Hüseyin Paşa Hamamı ile yine halk arasında Hüseyin Paşa Bedesteni adı ile bilinen Yusuf Paşa Bedesteni arası, kalenin batı tarafı, Hacı Derviş mahallesindeki Köprü mevkii, kıble tarafındaki İbrahim Paşa mahallesi, Nadir köprüsü, Sandıkkaya mahallesi, Gökyar mahallesi, Medişeyh köyü ve genelde Tohma suyu havzasını izleyerek devam eder. Bazen de bu su ile kesişir. Eskiden askeri birlikler başta olmak üzere Medişeyh civarında Hanyeri diye bilinen yerdeki han konaklama mekânı imiş. Çünkü tarihi İpekyolu üzerinde olması sebebiyle ileri karakol mevkii olarak da bilinirmiş.

Eskiden beri mahallenin adı Medişeyh idi. Bir ara Karşıyaka olarak değiştirilmiş. Bir türlü biz de alışamadık.  Yakın yıllarda tekrar Medişeyh yapıldı, yüzyıllardır bilinen şekliyle türbenin ismiyle anılmaktadır.

 

Geçim Kaynağı Tarım ve Hayvancılık

Genel olarak geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. Kayısı yetiştiriciliği son yıllarda çoğaldı ama hidroelektrik santrali bölgenin iklimini değiştirdi. Ağaçlarda çiçek erken açıyor, ırmak kenarında soğuk vurma oranı da yükseldi.

Eskiden köyümüzde oturup Darende’de esnaflık yapan Bakkal Mustafa Doğan vardı. Evi köyde idi. Her sabah Medişeyh’ten bazen yayan bazen bisikletle gelip gitmiş. Sonraki yıllar balaban Ulupınar belediye servisleri ihdas olunca olanla gelip giderdi.

Ezelden beri köylülerimiz çerçilikten esnaflığa ticaret yapmışlar. Özellikle Sivas köylerinde buğdayla arpayla takas yaparak emtia sattıkları için o yöreyi çok kârlı olarak görürlermiş. Sivas-Tokat-Amasya hattında çerçilik yaparlarmış. Onun için de öncelikle bu illere göçüp oralarda mukim olarak ticaretlerini geliştirmişler. Daha sonraki yıllarda Anakara ve İstanbul’a daha çok göçen olmuş.

 

Göçenler Geçim ve Ticaret İçin Gidiyor

Yoğun olarak İstanbul’da olmak kaydıyla genel sektörler; hırdavat alanında büyük firmalar var, Yılmazlar Ticaret ve Timon Aş.  Yine hırdavat üzerine (Yılmaz soyadlılar), kırtasiye dijital baskı (Kaya soyadlılar), araç aksesuarı ve parçaları (Kaya soyadlılar) Cihat Tekstil, Ankara’da mağazacılar var. Yine Ankara’da Yıldızlar mobilya var. Güneşlerin perakende çamaşır mağazaları bulunmaktadır.

Yoldan Geçen Araçları Tanımak

Eskiden beri köylülerimiz yol kenarında kurulu bir yerleşim alanı olduğu için yol izleme kültürü vardır. Yani önceleri otobüsler veya servis araçları daha azdı. Yani Zafer Turizmin hangi otobüsü, hangi saate geçeceğini bilirlerdi. Çünkü boş vakitlerde yukarıdan yolu izleyen vatandaşlar her gün aynı saate hangi araçların geçtiğini bir nevi istatistik tutar gibi zihnimizde tutarlarmış. Şimdi firmalar da araçlar da çoğaldı ama yine de yol bizim için bir vazgeçilmezdir. Hayırsever halkımız cami civarındaki oturma yerinin tanzimine katkı sağladılar, Allah razı olsun. Muhtar olarak biz de elimizden gelini yapıp, parke taşı döşettirdik.  Herkes bir arada orada oturur, sohbet eder, yola bakar, gelen geçen araçları izler…

Hikmet Kaya (1955 doğumlu/emekli imam)

Medineli Şeyh/Seyyid Abdurrahman Gazi

Türbe, Malatya, Darende karayolu üzerinde Darende’ye 9 kilometresindeki mahallemizdedir. Medişeyh Türbesi’nin restorasyonuna 1992 yılında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı’nca başlanmış, 1997 yılında bitirilmiştir. Tabiinden Medineli Şeyh Abdurrahman Gazi hazretlerinin kabri ziyaretgahtır. Çevre halkı kerametlerine inanır.

Türbe yol ile akan çay kenarındadır. Bir gün öyle bir yağmur yağar ki köy halkı hızla akan selin türbeyi alıp götürmesinden korkar. Toplanıp selin akışını değiştirmeye çalışırlar. Fakat başarılı olamazlar. Bu sırada bir beyaz atlı belirir ve “Selamünaleyküm, ne yapıyorsunuz?” diye sorar. Halk da, “Burada evliyaullahtan birinin kabri var onu kurtarmaya çalışıyoruz” diye cevap verir. Beyaz atlı zat, “Kendisini kurtaramayan evliyaullahtan ne fayda çıkar, bırakın kendisine bile faydası olmayan adamı, sizin zannettiğiniz gibi bir adam olsaydı önce kendisini kurtarırdı” diye yanıt verir. Halk yıllardır kerametlerini gördüğü değer verdiği zatın aşağılandığını duyunca bundan rahatsız olurlar. Bazıları “Sen ne diyorsun, ağzından çıkanı kulağın duysun, sonra sen kimsin in bakalım aşağı” diye kızarak adama hücum ederler. Adam kaçar. Köy halkı atlıyı kovalamaya başlarlar. Atlı hızla uzaklaşınca köy ahalisi türbeye geri döner. Geri döndüklerinde bakarlar ki selin akış yönü değişmiş ve türbe tehlikeden kurtulmuştur.

1990’lı yıllarda GAP Projesiyle ilgilenen Amerikalı bir teknik grup Ata Şirketi bünyesinde bölgede çalışmalar yaptıktan sonra, karayolu ile İstanbul’a dönmektedirler. Gece yol yorgunluğu hâsıl olunca, araçlarıyla Darende’ye yakın 9. km mesafede bir yerde, yol kenarında konaklamak isterler. Grup içerisindekilerden bazıları alkol almıştır. Kamp yerini hazırlarlar, uyumaya başlarken karavanları çok büyük bir sarsıntıyla sallanır. Çok korkarlar. “Büyük bir deprem oldu herhalde, hele ki araçlarda, karavanlarda imişiz. Bir otelde olsak ölmüştük, yakındaki yerleşim yerleri tamamen yıkılmıştır” diyerek yola koyulurlar. 8 km sonra Darende’ye gelirler bakarlar ki her şey güllük gülistanlık. Deprem olmamış…

Sadece kendileri bulundukları yerde öyle bir durumla karşılaşmışlar. İstanbul’a gidince bölgenin deprem araştırmasını yaparlar, o noktada bir yer hareketinin olup olmadığını araştırırlar. Bir çözüm bulamazlar. Amerika’ya giderler. Bir türlü bu işe akıl yetiremeyince tanıdıkları Aydın Bolak Beyi telefonla arar, bölgenin özellikleri hakkında bilgi almak isterler. O sırada Sami Erdem Bey de, Aydın Bolak Beyin ziyaretine gider. Sami Erdem Beye durum anlatılınca şu cevabı verir: “Darende’ye 9. km kala mesafede Medişeyh diye tabir edilen Medineli Şeyh Abdurrahman Gazi Hazretlerinin kabri vardır. İstanbul’un fethine giderken şehid olmuştur. Tabiinden mübarek bir zattır. Yöre halkı sever ve ziyaret eder. Hamideddin Ateş Efendi’nin gayretleriyle yeni bir külliye inşaatı da oraya başlatıldı, önemli ziyaretgâhtır. Belki o sarhoş insanları yakınında istememiş, bir uyarıda bulunmuş, oradan uzaklaştırmış olabilir.” der. Aydın Bolak Bey, tatmin olur, her Darende ziyaretinde Medişeyh’e de uğrayıp ziyaret eder.