Hüseyin YAREN


Kuruluşta Osman Gazi’nin Nasihat Ve Vasiyeti


Osman Gazi vefat anında önemli devlet erkanına ve özellikle Orhan Gazi’ye nasihatlerde bulunarak söyle dedi: "Ben ahirete gidiyorum¸ ama esef edip üzülmüyorum. Çünkü senin gibi bir halef, bir evlat  bırakıyorum. Adaletli ol¸ merhametli ol¸ iyi adam ol. İdare ettiğin halka karşı eşit muamele et¸ herkese karşı adaletli olup onları himaye et. İslam dininin neşrine (yayılmasına) çalış. Çünkü yeryüzündeki padişahların vazifesi budur. Ancak bu suretle Allah'ın lütfuna nail olursun. Bilmediğin şeyleri ulemaya danış. Bir şeyi iyice bilmeden harekete başlama. Sana muti olanları hoş tut. Beni Bursa'da Gümüşlü kubbeye (Gümüşlü Kümbet) defnet." Buna göre Osman Bey¸ oğlu Orhan Gaziye Bursa'yı başkent yapma vasiyetinde de bulunmuş oluyordu.  Osman Gazi öldüğü zaman /doğum tarihinin farklı kabul edilmesine bağlı olarak 66 veya 69 yaşında idi. Teçhiz ve tekfini ile Çankırılı Kara Halil¸ Ahi Şemseddin, Osman ve Orhan gazilerin İmamları olan Tursun Fakih ve Yahşi Osman meşgul olmuşlardı. Önce Söğüt'te muvakkaten defnedilen Osman Bey'in naşı¸ daha sonra vasiyeti gereği Bursa'da Gümüşlü Kümbet 'deki türbesine nakil edildi. Nakil sırasında ise cesedinin hiç bozulmamış olduğu görüldü. Devrin tarihçileri bu şekilde not düşüyordu, çünkü o tüm yaşantısını fetihlerini ilayı kelimetullah ideali doğrultusunda gerçekleştirmiştir.

Osman Gazi'nin Oğlu Orhan Gazi'ye Vasiyeti

"Oğul! Din işlerini her şeyden evvel ele alıp¸ yürütmek gayret ve esasını daima göz önünde bulundur ve bunu sakın gevşekliğe uğratma Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak¸ din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur. Din gayretine sahip olmayan¸ sefahate düşkün olan¸ tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zira yaratanından korkmayan bir kimse¸ yarattıklarından da çekinmez. Zulümden ve hangisi olursa olsun bidatten¸ yani İslâmiyet'e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bidate teşvik edip sürükleyenleri¸ devletinden uzaklaştır ki¸ bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler.

Allahu Teâlâ'nın rızası için¸ devlet hizmetinde ömrünü tüketen sadık devlet adamlarını daima gözet Böyle kıymetli kimselerin vefatından sonra¸ aile efradını koru¸ ihtiyacı olanların da ihtiyaçlarını karşıla¸ tebaandan hiç kimsenin malına mülküne dokunma. Hak sahiplerine haklarını ver¸ lâyık olanlara ihsan ve ikramlarda bulun ve ailelerini gözet. Özellikle¸ devletin ruhu mertebesinde olan ve en büyük dayanağı bulunan asker taifesini güzelce idare edip rahatlarını temin eyle. Devletin bedeninde¸ kuvvet mertebesinde olan hakikî âlimleri ve fazilet sahiplerini¸ edip ve yazarları¸ sanat erbabını gözetip koru. Onlara hürmet¸ ikram ve ihsanda bulun. Bir ülkede¸ olgun bir âlimin¸ bir ârifin¸ bir velînin bulunduğunu duyarsan¸ uygun ve lâyık bir usul ve ifade ile onu memlekete getirt. Onlara her türlü imkânı tanıyarak ülkene yerleştir ki¸ hükümetin süresince âlim ve arifler¸ bilginler¸ memleketinde çoğalsın. Din ve devlet işleri nizama oturup ilerlesin.

Sakın¸ orduya ve zenginliğe mağrur olma; Hakikî âlim ve âriflere¸ bilginlere hürmet edip¸ sarayında onlara yer ver. Benim hâlimden ibret al ki¸ zayıf¸ güçsüz bir karınca misâli¸ hiç lâyık olmadığım hâlde buraya geldim ve Allahu Teâlâ'nın nice ihsanlarına ve inayetlerine kavuştum. Sen de benim uyduğum ve uyguladığım nizamı uygula¸ Hz. Muhammed (sav)'in dinini¸ bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diğer tebaanı himâye eyle! Allahu Teâlâ'nın hakkını ve kullarının hakkını gözet.

Dinimizin tayin ettiği beytülmaldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Daima adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman¸ Allahu Teâlâ'nın yardımına sığın! Tebaanı¸ düşmanların ve zalimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma. Daima halkını hoşnut edecek şeyleri arayıp¸ yapılmasını sağla. Onların gönlünü kazanmayı¸ bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebaanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle!"

Ecdada layık olabilmek niyazıyla…