Prof. Dr. Ramazan Altıntaş


İMANIN BEDENLEŞTİĞİ DİYAR: “GAZZE.”

İMANIN BEDENLEŞTİĞİ DİYAR: “GAZZE.”


İslam’da şecâat, kahramanlık demektir. Gazze’de şucâiyye/kahramanlar mahallesi var. Gerçekten de bir avuç kassam tugayı Siyonist İsrail’in şahsında bütün emperyalistlere karşı kahramanca direniyor, diz çöktürüyor.  Kahramanlık, bedel ister. Onlar da bedel neyi gerektiriyorsa onu ödüyor. En büyük bedel ise “şehadettir”. Onların yaşayanları  zaten kendilerini yaşayan şehit olarak ilan etmişlerdir. 

Filistin halkı, sadece 7 Ekim 2023’ten bu yana değil, 1917’den bu yana genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle Filistin davası uğruna baş koymuş ve bu mücadele neyi gerektiriyorsa var güçleriyle vatanlarını savunmak için onu yapıyorlar.  Bu uğurda binlerce şehit verdiler ve hala vermeye devam ediyorlar. 

Bugüne kadar ne acılar ve ne büyük felaketler yaşadılar. Bütün bu zorluklara, mağduriyetlere ve mazlumiyetlere rağmen kahraman Filistin halkı, hiçbir zaman acziyet ifadesi göstermedi.  Dillerinden; hamd ve bize Allah yeter duaları düşmedi. Onlar defalarca yerlerinden edildi, sevdiklerini ve ailelerini kaybetti, aç kaldılar, dövüldüler, işkence gördüler, zindanlarda çürütüldüler hatta zindanlarda ağır işkenceler altında can verdiler… Onlar bütün bu felaketler karşısında kahramanlığın iki özelliği olan sabırlı ve metanetli olmaktan asla geri adım atmadılar. İşgal edilmiş Filistin topraklarında yaşayan halkların her biri cesareti, metaneti ve onurlu duruşu ahlak edinmiş kahramanlar örneğidir. Eğer dört yaşında Filistinli bir kızımız Siyonist askerin önüne dikilerek çıkın ülkemizden diye haykırıyorsa, bu kahramanlığın bir örneğidir. 

“Bütün Filistinlileri öldürelim ya da sürelim ve tüm toprakları ilhak edelim” diyen, Siyonist yöneticiler.. Buna gücünüz yetmeyecek.. Başkenti Kudüs olan Filistin devleti kurulacaktır. Sizler acaba o gün geldiğinde annelerini, babalarını ve yakınlarını katlettiğiniz Filistin’in yiğit evlatlarının yüzüne nasıl bakacaksınız? Siz şimdiden bu soruya cevap arayın. Sizler bununla birlikte Gazzelilerin yaşamsal ihtiyaçlarını yok ederek onları açıkça ölüme terk ettiniz. Yaptığınız bütün kötülükleri yaşayan bu kahramanlarla yan yana nasıl yaşayacaksınız? Siz şimdiden görülecek hesabın üzerinde düşününüz. Sen, ulusal güvenlik bakanı, “mahkumları aç bırakarak ölüme terk ediniz”, derken Filistin’i ve Filistinlileri yok mu sayıyorsunuz? Tarihe geçen bu sözünüz her Filistinlinin zihninde kayıtta kalmaya devam edecektir.  Sizler Filistinlilere öyle kötülük yaptınız ki, Gazze’ye yiyecek gitmesin, kıtlıktan ölsünler diye tarım arazilerini bile yerle bir ettiniz. Yaralılar ölsün diye, ambulanslara yol hakkı vermediniz, hatta ambulansları içindeki yaralılarla birlikte vurdunuz. Hastanelerde hastaları kurşuna dizdiniz. Diri diri Filistinlileri açtığınız çukurlara gömdünüz. Bunlar nasıl unutulacak, dersiniz? Bunların hesabı sorulmayacak mı, size?

Kahramanlık, sadece modern silahlarla ve zırhlılarla yapılmaz. Kahramanlık imanla inşa edilir. Filistinlilerin tek silahı, iman. Tonlarca attığınız bombalar bu iman gücü var olduğu sürece onları yenemeyeceksiniz. Gazze ve tüm Filistin halkı kahramanlarını çıkarmaya devam edecektir. Onlar, ölümü öldürmüş bir halktır. Şehitleriyle iç içe yaşayan bir halktır. Nasıl bir iman ve nasıl bir yürek ki yakınlarının parçalanmış cesetlerini toplayarak kucaklarında taşıyorlar. 

Gazze’nin tüm anneleri kahramandır. Onun için de doğurdukları çocukları da kahraman oluyor. Bir anne, Gazze’de su olmadığı için, yağmur suyunu gazlı bezle süzerek çocuğuna veriyor. Yaşlı bir Filistinli annemiz, işgal için tehdit oluşturmayan annemiz, evinden çıkamadığı için Siyonist katiller sürüsü tarafından üzerine köpek salınarak işkence yapılıyor. Bir başka anne, kanser hastası yakınına: “Sen bir kahramansın. İşgal ordusu senin tedavin için Gazze dışına çıkmana izin vermiyor”, diye veda ederken “Ya Rabbi” diye şikâyetini yüce makama arz ediyor. Bir başka yaşlı anne, “teslim olacak ve beyaz bayrak çekecek biz değil, vatanımızı işgal eden ve bizi öldüren Siyonistlerdir, vatanımızı terk etmeyeceğiz, terk etmeyeceğiz” diye haykırıyor. Kahraman Gazze kadınları, analarımız, kızlarımız. Kocasının şehit olması ya da tutuklanmasından sonra, çocuklarına destek olmak için ailenin tüm sorumluluğunu yiğitçe üsleniyor. Defalarca yerinden edilmesine rağmen her türlü zorluklara katlanıyor. Gerekirse onlara tek başına bakıyor, derme çatma çadırlarda evladını doğuruyor, hayata tüm gücüyle tutunmaya devam ediyor. 

Artık Filistinliler ne pahasına olursa olsun topraklarında kalmaya, gerekirse orada ölmeye yemin etmiş bir halktır. Onlar imanlarının verdiği cesaretle yurtlarını savunmaya devam edecekler. Ya Siyonistler! Onlar ise 1917’den beri kendilerine ait olmayan toprakları çalmaya devam ediyor. Ama artık şunu unutmasınlar ki, hiçbir halk topraklarının çalınmasına razı olamaz. Filistinliler de var oldukları sürece çalınan topraklarını hırsızların elinden almaya devam edeceklerdir. 

Gazze’de her doğan çocuk potansiyel kahraman doğar. Çocuklar görüyoruz orda, tüm aile fertlerini kaybetmiş, arkadaşlarını kaybetmiş, yaşama tutunmak için kendinden büyük su bidonunu sırtlanmış ve yiyecek arayarak- gerekirse ot- yaşamaya çalışan çocuklar.. Siyonist bombardımanda bacakları kesilen bir genç.. Bilindiği gibi Siyonistler, Gazzeliler susuzluktan ölsün diye pek çok kuyuyu yıktılar. Ama o bacağını kaybeden evladımız yıkılan bir kuyuyu onararak halkın su ihtiyacını karşılaması için kahramanlığını gösterdi. Bir başka genç protez yaparak yaşama tutundu.  Onun için diyoruz kahramanlar diyarı, Gazze..

Gazze’nin kahramanları hiç bitmeyecek….