Prof. Dr. Ramazan Altıntaş


Çocuklarda Dini İnancın Gelişimi


 

Çocuklarda Allah tasavvurunun doğru şekillenmesi için önce onların sorularına gelişim evreleri dikkate alınarak uygun cevaplar verilmelidir. 06 yaş grubuna mensup olan çocuklarda soyut kavramları anlama yeteneği gelişmediği için başta Yüce Allah olmak üzere diğer inanç konuları somut bir şekilde anlatılmalıdır. Din dilini sade ve çocuğun bilişsel dünyasına uygun bir şekilde kullanabilmek için yeni yollar aramak son derece mühimdir. Allah’ın yarattıklarını incelemeden O’nun yaratıcı sıfatını anlatmak, sevgi ve merhametle davranmanın, iyiliği ve adaleti uygulamanın örneklerini göstermeden Rahman, Rahim ve Âdil sıfatlarını benimsetmek güçtür.  Örneğin Yüce Allah’ın yaratıcılığını ve O’nun varlığını anlatmada kaynak olarak O’nun güzel isimleri bize yardımcı olabilir. Bilindiği gibi Yüce Allah’ın isimlerinden birisi “güzelleştiren” anlamına gelen el-Cemîl’dir.   Çocuklarımıza,  göz alıcı renklerle arzı endam eden ve çevresine güzel kokular yayan çiçekleri kimin yaratabileceğini sorarak onların Yaratanı bulmalarına kılavuzluk edebiliriz. Ayrıca onların etraflarında gördükleri çeşit çeşit meyveleri, güneş ve yağmur gibi harika doğa olaylarını kimin yaratmış olabileceği hakkında sorular sorabiliriz.  Bu sorulara çocuklarımız, varlık üzerinden hareketle Var edici tek bir varlık olan Allah’ın olduğu cevabını verebilirler.   Burada önemli olan çocuğun ihtiyacı olan bilgiyi uygun dozda, çocuk almaya hazırken ve alabileceği kadar verebilmektir.

Öte yandan, Cenab-ı Hakk’ı anlatırken dikkat edeceğimiz önemli hususlardan birisi de “korku” eksenli bir yaratıcı fikrinden ziyade “sevgi” eksenli bir yaratıcı fikrinden hareket edilmelidir. Çocuk eğitiminde Allah korkusu bir koz olarak kullanılmamalıdır.  Çocuklar dünyaya gelirken korkularla gelirler. Çocukların kolay korkuya kapılma özelliklerini istismar ederek Allah’ın her yaramazlığı gördüğü, kötü hareketleri günah defterine kaydettiği gibi sözler söylenilmemelidir.  Yine “eğer yaramazlık yaparsan Allah seni yakar ya da taş yapar gibi ifadeler yerine”, “eğer yaramazlık yapmazsan Allah seni çok sever, bizler de seni çok severiz” gibi ifadeler kullanılmalıdır. Çocuğun gözünde Allah seven, koruyan, hoş gören, affeden, merhamet eden özellikleri ile canlanmalıdır.

Unutmayalım ki, korkuya dayalı bir anlatım, ümitsizlik ve karamsarlık duygusunu derinleştirebilir. Sevgiye dayalı bir anlatım ise, ümit verir, hem dine hem de Allah’a gönülden gelen bir bağlılığı pekiştirir.  Bu duygu hem Allah’ı daha çok sevmeyi ve hem de O’na sonsuz güven duymayı ve sığınma duygusunu daha çok geliştirir. Çocuklarımızın bilinçaltlarında olumlu izler bırakır.

Netice, çocukların bilişsel gelişiminde dini kavramlar soyuttan somuta doğru yavaş bir şekilde öğrenilir. Bu sebeple inançla ilgili kavramlar yeri geldikçe çocukların yanında kullanılmalı ve bilinçaltlarında iz bırakmalıdır.  Çünkü çocukta inancın  gelişiminde ebeveynin büyük rolü vardır. Nitekim bir rivayette: “Her doğan çocuk, fıtrat üzere dünyaya gelir.  Sonradan; anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi yapar” buyrulur. (Buharî “Tefsir” 2). Dolayısıyla çocuğun ilk muhiti aile ortamıdır.  Bu sebeple çocuklarımızda inanç eğitiminin gelişmesi ebeveynin ailede dini bir atmosfer oluşturmasıyla da yakın bir bağlantısı vardır.  Böyle bir iklimde yetişen çocuklarda dini gelişim hem güçlü ve hem de kalıcı izler bırakır. Çünkü çocukta Allah kavramının gelişmesinde yaş faktörü kadar, yakınlarının dini tutum ve davranışları da çok önemlidir.