Cemil Gülseren


Bilir Bilmez

Hani ‘pat’ diye konuya dalanlar olur ya ‘bilir bilmez’ konuşurlar.


Hani ‘pat’ diye konuya dalanlar olur ya ‘bilir bilmez’ konuşurlar. Hevesten midir, huydan mıdır, nedendir bilinmez. Ancak bilen de söze girer; “Bilir bilmez ne her lafa karışıyorsun?” Söze girişinden bellidir oysa bilip bilmediği. Yalnız bildiğimiz bir şey var. O da atıp tutmaya olduğu gibi yetkili yetkisiz, anlar anlamaz her konuya laf yetiştiririz. İster iç politika ister dış politika isterse dil olsun, din olsun; futboldan sanata, her şeyden anlarız. Bakın nasıl da ‘entelektüel’ oluverdik birden. Biz bize benzeriz. İşte böyle köylü zengini münasebetsizin biri Hoca ile alay etmek için: “-Hocam sen bu kitapların hepsini okuyor musun gerçekten?” Demiş. Hoca da: “-Senin kaç koyunun var?” Diye sorunca, adam; “-O kadar çok ki sayısını bilmiyorum.” Deyince, Hoca: “-Peki sen o koyunların hepsini yiyor musun?” Fıkra gibi algıladınız değil mi? Aynı soruyla ben de karşılaştım lakin ben Hoca’nın sorduğu soruyu sormadım.

 KİTAPLARDA DARENDE (4)

Memleket kitaplarını tanıtmaya devam ediyoruz. Şükrü Erdoğan Ulu’nun hazırladığı DARENDE ŞAİRLERİ ANTOLOJİSİ 1950 yılında Ankara’da yayınlanmış. 110 sayfa olup 22 şaire yer verilmiş.

                Şükrü Erdoğan Ulu, 2 Eylül 1920 yılında Darende Zaviye Mahallesinde doğmuştur. Yurdun çeşitli yerlerinde hakimlik yaptıktan sonra 1981 yılında İstanbul’da hakimlikten emekli olarak avukatlık yapmıştır. 1 Nisan 1997 yılında İstanbul’da vefat etmiş. Vasiyeti üzerine Darende Zaviye Mahallesi aile kabristanlığına defin edilmiştir. Kendisi de şair ve yazar olan Ş. E. Ulu’nun bu antoloji dışında yazdığı şiirlerini ‘Kavrayış’ adıyla 1975 yılında yayınlamıştır. Diğer eserleri: Hazin Manzara, İnsanlığa Sesleniş, Uygarlığa İslamiyet’in Katkısı, Ayıntap Nasıl Gazi Oldu? (Manzum Piyes).

                Ulu, antolojinin girişinde Unutulmaz milli eğitim bakanı Darendeli Mustafa Necati üzerine yazılmış şiirlerden örnekler verdikten sonra diğer tarihi şahsiyetlere de kısaca değinmiş. Şairleri, soyadı alfabetik sırasına göre sıralamış. İlk sırada Osman Hulûsi Ateş’e yer vermiş . O’nun şiirlerinden örnek verirken dipnot düşmüş: Bizzat kendisinden alınmıştır. Şu cümle dikkat çekmektedir: “Şiirlerini tamamen eski tarzda yazar. Lirik ve çok hassas bir şair olan Hulûsi şiirlerini henüz hiçbir yerde neşretmemiştir.”(s.14) YIL 1950. Yetmiş yıl önce yazılan bir antolojiden söz ediyoruz. Bu durumda ilk yayınlanan örnekler bu antolojide yer alanlar olmuş oluyor. Toplam on üç şiirine yer vermiş. Antolojiden iki dörtlüğü de biz örnek olarak sunalım istedik:

“ Vızıla ey dili pür zar semaver vızıla   /   Sızıla ey gülü gül zar semaver sızıla

Bezmine hazır olan yarı vefadarâne   /   Derdini zahire dök cızıla semaver cızıla” (s.19)

“Karanlıklarda kaldık bir kutu kibrite muhtacız   /   Bulunmaz sormadık yer koymadık veli aciz

Bugün muhtaç isek de biz ana âlemde sertacız   /   Siracı ümmetiz kadri Hulûsimizle miracız.” (s.20)* DİPNOT:*(1939 senesi çıkan Cihan Harbi dolayısı ile zuhur eden kibrit buhranında arkadaşına yazmıştır.)

 Diğer şairler: Ömer Hulusi Baylar (1877-1940) Gerimter Nahiyesi-Aşağı Mahalleden.

Hasan Bakai (Kılıçbağı Mah. Zaimzadelerden. Şair Hayret Efendinin ağabeyi. (Bu şairin Manzum Battalnamesi’nin İst. Ünv. TY nüshasını 1979 yılında lisans tezi olarak çevirmiştim.) Diğer eseri manzum Kerbela da Somuncu Baba kütüphanesindedir.

Vahdet Başar (1920-1949), Heyiketeği Mah. -  Hasan Dildari (1858-1917), Aşağı Setirek.- Dişçi Ahmet Ertem (1895-1947), Gerimter. - Dr. Abdullah Ertem (1916-2001), Balabanlı Ahmet Ertem’in oğlu olup Türkiye’nin meşhur tabip şairlerindendir. -  Mustafa Nuri Kaftan (1926-) -  Ömer Kusuri (Hicri 1193-?) Ayvalı Kızılcaşar Köyü. – Hacı Süleyman Mecruhi ( 1782-1867) Heyiketeği Mahallesi.- Salih Nihani (1220-1305) Şeyhli Mahallesinden olup Şeyh Hamid-i Veli’nin ahfadındandır. – Mustafa Müslüm Penahi Ocak (1847-1942) Şeyhli Mahallesi.- Ahmet Önder ( 1916-) İbrahimpaşa Mah.-Ali Rıza Özer (1924-) Aşudu Köyünden. – Nihat Özer (1929-) Aşudu Köyü.- Mehmet Emin Poyraz ( 1912 -) Ayvalı Nahiyesinden. – Remzi (1856 -1896) İbrahimpaşa Mah. – Abdurrahim Şurbi (1839-?) Kusuri’nin oğludur. İbrahim Fethi Talip (D.?- Ö.Rumi 1315) Zaviye Mahallesindendir. Mezarı Sofular köyündedir. Hasan Turan (1924 - ) Palanga Köyündendir. Ülke çapında bilinen şiirleri vardır. Hanefi Ulutekin (1923-) İbrahimpaşa Mah. – Fahimi ( D.?-Ö.?) Zaviye Mahallesinde medfundur. Şükrü Erdoğan Ulu’nun kendi şiirlerinden iki dörtlükle hepsini şükranla yad edelim. Rahmet olsun hepsine.

Tutuşmak değil de yanmak gerekse,   /   Ve derde eleme kanmak gerekse,

Hayatı ıztırap sanmak gerekse,   /   Gel onsuz diyara kaçalım yeter.” (s.99)

“Aşkınla yollara düşsem, / Bilinmez ellere düşsem,

 Söylensem dillere düşsem, / Seninçin ey yar seninçin ey yar.” ( s. 101)