Cemil Gülseren

Tarih: 04.12.2015 10:16

Ama yetsin bu kadar! Yeter!

Facebook Twitter Linked-in

 İnsanlar ölüyor öyle üçer beşer değil yüzer yüzer ;

 İnsanlar kaçıyor öyle onar onar değil biner biner.

 İnsanlar sığınıyor öyle yüze yüze değil öle öle;

 Gelsin bu kader, yetsin bu kadar, yeter, yeter, yeter.

 

İnsanlık öldü mü? Cevap yok. Vicdanlar nerede saklı? Bilen yok. Merhameti gören var mı? Gösteren yok. Dünya nerede, Avrupa nerede, Amerika nerede? Zalimler can almanın derdinde. Soran yok. Çin, Japonya, Endonezya, Malezya çok mu uzaksınız? Gelen yok.

Ortadoğu yanıyor, Suriye bölünüyor, Irak eriyor, Filistin eziliyor, Türkmenler direniyor. Sevinen öyle çok, öyle çok ki? Kardeşlik tükeniyor, insanlık ölüyor öyle üçer beşer değil; yüzer yüzer.

Yağmur yağıyor, seller akıyor ama Arap kızı camdan bakmıyor bottan batıyor. Dünya sade biz miyiz? En merhametlisi biz miyiz? En zengin ülke demek biziz. En geniş yürek bizde, en engin hoşgörü bizde, en yardımsever, en cömert  biziz işte. Var mı aksini söyleyen? Ey kör, sağır, dilsiz dünyanın sultanları! Toplayın, çıkarın, çarpın, bölün, sayın, sövün, sevin ya da sevmeyin ama sayıları koyun ortaya. En güçlü biziz. Durum ortada, sorun orta yerde,  Ortadoğu´da. Yüz binler çığlık çığlığa koşuyor, yürüyor, gidiyor. Ölüme mi, umuda mı? Kimse bilmiyor. Ama yetsin bu kadar! Yetsin artık.

Ortadoğu karışık, coğrafyamız karışık, dünya karmakarışık. ?Allah´ım bu karıştırıcıların kötülüklerinden yurdumuzu sen koru.? diye yakarırken uyanmak gerek. Bunca oyun, oynaşla oynamaya ?Dur!´ demek gerek. ?Hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?´ sormak, sorgulamak gerek. Hazır kendimizi sorgularken biraz da iğneyi kendimize yöneltelim  bakalım: Sular çekiliyor, hava kirleniyor, toprak kayıyor, ormanlar tükeniyor, yer yarılıyor, ocaklar çöküyor. Biz mi?...Oradan oraya koşturuyoruz. İnsanımız kirletiyor, bozuyor, kızıyor ama düzeltmiyoruz. İnsanımız bakıyor, seyrediyor ama görmüyoruz. İnsanımız yiyor, içiyor ama üretmiyor, Ürettiği de yetmiyor. Dertler çoğalıyor, ilaçlar çoğalıyor, hastaneler hızla yükseliyor. Tıp ilerliyor, hastalıklar da?Gönüller daraldı, yollar genişledi lakin gönüllere giden yollar kapandı. Yol çok, yolcu çok, taşıtlar hızlı ve güzel. Kazalar, kayıplar arttı da arttı. Yetmez mi? Dursun artık denmez mi?

Oysa köyler boş; köylü yok. Tarla yerinde, herkes şehrinde. Varoş maroş doldu taşıyor. Dur yok; durak yok. ?Dursun bu göç.´ diyecek babayasa gerek. Yiğide aş gerek, iş gerek, eş gerek. ?Gerek´lere eğilecek er gerek, ser gerek.

Ölüler bile üst üste. Evler yetmedi, mahalleleri üst üste yığmak gerek.(!) Gökdelenler delmedi göğü. Göğe merdiven gerek. Dünya bitti değil mi? Dert değil. Mars´a gitmek gerek. Bazen diyesi geliyor insanın; ?Alıp başımı gideyim.? Nereye? Oysa dinleseydim Hulûsi Efendi´yi demezdim böyle: ?Beşeriyyetde hatâlar kat kat  /  Ârif ol görme hatâyı anı at.?  (Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî)

Günler sayılıyor, aylar birbirini kovalıyor, yıllar bitiyor. Bir gün de gelir adlarımız okunur cümle âleme. Diyebilir misin?: ?Bana ne?? Hiçten hiçe giden bir yolun yolcusu iken olandan olmayandan sana ne öyle mi? Nereden nereye, gelen kim, giden kim? Bize ne ha! Yunus´a ne dersiniz?

?Yalancı dünyaya konup göçenler  /  Ne söylerler ne bir haber verirler

Üzerinde türlü otlar bitenler  /  Ne söylerler, ne bir haber verirler.?

Biz ki nakkâşı görmeden nakşı seyrediyoruz. Dünya âlem bilmese iki dünyanın sahibi herşeyi biliyor. Bu imandır işte bizi farklı kılan. Sözü şöyle bağlasak daha yeg:

?N´idersin şol gözü dostun yüzün görmüş göz olmazsa

N´idersin şol sözü Hakk´a yarar olmuş söz olmazsa.?  (Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —