Sanat Tarihçisi Talha Uğurluel, bir dizi konferans için geldiği ilçemizde, Osmanlı döneminde sadrazamlık yapmış Cebecizade Mehmet Paşa´nın türbesini ziyaret etti.
Uğurluel burada Gazetemiz muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı devşirme sisteminde tüm sadrazamların ecnebi menşeili olduğu iddialarının yanlış ve eksik olduğunu belirterek, Anadolu insanlarının da Osmanlı devlet idaresinde önemli mevkilere geldiğini, bunlardan bir örneğinin Darendeli Sadrazam Cebecizade Mehmet Paşa olduğunu ifade etti.
Darende Kaymakamlığı´nın misafiri olarak ilçeye gelen Tarihçi Yazar Talha Uğurluel, I. Abdülhamit saltanatında, 5 Ocak 1777 - 1 Eylül 1778 tarihleri arasında bir yıl beş gün sadrazamlık yapmış Cebecizade Mehmet Paşa´nın kabri başında ?devşirme? tartışmalarına yönelik yaptığı açıklamada, ?Osmanlı Tarihinde devşirme sistemi üzerinde söylenen çok söz var. Devşirilen insanların hep gayrimüslimlerden olduğu ve Anadolu dışından getirildiği ifade ediliyor. Hâlbuki Anadolu toprakları gezilse görülse hadisenin bu şekilde olmadığını görecekler.? dedi.
Darende´nin mezarlıklarını gezerken bu gerçeği çok net görebildiğini belirten Uğurluel, ?Mesela burada kabri bulunan Darendeli Cebecizade Mehmet Paşa, Sultan 1. Abdülhamit döneminde Sadrazamlık yapmış. Burada doğdu, İstanbul´a gitti. Amcazadesi İstanbul´da vazifede paşaydı. Orada sarayda eğitim aldı şekillendirildi. Kethüda´lığa yükseldi ve bir süre sonra kendisini sadrazamlık makamında buldu. Tabi bir ara azli de söz konusu, Bozca adaya gönderilmesi var. Tekrardan geriye döndürülerek İnebahtı muhafızlığı yaptığını biliyoruz Hatta yaşının ilerlemiş olmasına rağmen kendisine Erzurum Valiliği vazifesi veriliyor. Memleketi Darende´ye uğrayıp Erzurum´a geçerken ihtiyarlıktan dolayı vefat ediyor ve kendi memleketinin topraklarına defin ediliyor.? diye konuştu.
Uğurluel, biraz düşünüldüğünde Nevşehirli İbrahim Paşa, Cebecizade Mehmet Paşa dan 4. Mehmet´in sadrazamı Vanlı Mehmet Paşa´ya kadar birçok Osmanlı Sadrazamı ve Bey´lerinin Anadolu kökenli olduğunu, sadece Rum, Ermeni veya Sırp olmadığını, bir şekilde değerlendirilip İstanbul´da okutulup paşalığa sadrazamlığa getirildiğini aktardı.