İlgi çok devletin desteği yok
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) annesi Hz. Amine’nin Suudi Arabistan’ın Ebva Bölgesi’ndeki kabri, Darende’den giden bir grup ziyaretçi tarafından bulundu ve taşlarla etrafı çevrilerek belirgin hale getirildi. Umre ziyareti için bölgede bulunan Darendeliler kaybolmak üzere olan mezarı yeniden yaptı.
www.darendehaber.com adlı haber sitemizden ilk kez gündeme taşıdığımız haber Hulûsi Efendi Vakfı’nın arşivlerinden aldığımız resimlerle dünya Müslümanlarının gündemine oturdu. Umre ziyareti için 2003 yılında Suudi Arabistan’ın Medine kentinde bulunan Türk grup, Bedir kasabasına giderek buradan da Ebva’ya, Hz. Amine validemizin mezarının bulunduğu alana ulaştı. Yolu bulunmayan mezarın bulunduğu yere yaklaşık 2 kilometrelik bir yürüyüşle ulaşan Türk umreciler, mezarın yer aldığı tepe üzerine çıktıklarında İslam Peygamberi’nin annesine yapılan saygısızlığı görerek hayrete düştü. Darende Hulûsi Efendi Vakfı arşivinde bulunan bu fotoğraflar gün yüzüne çıkarıldı.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’ın, annesiyle birlikte 577 yılında, Medine’de Neccaroğulları’ndan olan dayılarını ve babası Abdullah’ın mezarını ziyaretten Mekke’ye dönerken Hz. Amine, Ebva bölgesinde hastalanarak vefat etmiş ve o bölgeye defnedilmişti. Osmanlı devrinde kabir bir türbe içine alınmış, 2 ucuna mezar taşları dikilmişti.
Hz. Amine’nin Mekke ile Medine şehirleri arasında bulunan Ebva’daki mezarının kim tarafından ve ne zaman dağıtıldığı tam olarak bilinmezken en büyük olasılığın Suudi Hükümetinin vahhabi inancı gereği buldozerlerle yıkıldığı görüşünün hakim olduğu biliniyor.
Hac ve umre için giden vatandaşların geçmesine izin verilmeyen, yalnızca kraliyetin izni ile girilebilen bölgeye yabancı kimse geçemediği için olayın duyulmadığı sanılıyor.
Tepe üzerinde etrafı taşlık ve kayalık bölge içerisinde yaklaşık 3 metrekarelik sarımtırak topraktan oluşan mezar yeri, Türk umreciler tarafından taşlarla çevrilerek yeniden düzenlendi.
Ayrıca 88 yaşındaki bir Suud alimi Mescid-i Nebevi’nin genişletme çalışmaları yapıldığı sırada Hz. Muhammed’in babası Hz. Abdullah’ın mezarının da yok edilerek üzerinin kapatıldığı ve makberin Cennet-ül Baki yakınlarında mescidin sınırları içerisindeki alanın altında kaldığını belirtti.
Ülke genelinde ilim, kültür, sağlık ve eğitim faaliyetlerinde bulunarak insanların güvenini kazanan Es Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı H. Hamidettin Ateş’in üstün gayretleri ile belirgin hale getirilen mezar dünya Müslümanları arasında geniş yankı buldu. Ayrıca mezar yerinin belirginleştirilmesi çalışmasında Vakıf Başkanı H. Hamidettin Ateş’te bulunmuştu.
Hulusi Efendi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Palakoğlu, Hz. Amine’nin kabrinin ihya edilip inanan insanların ziyaretine açılması gerektiğini söyledi.
Umre kafilesi içerisinde bulunan Palakoğlu, Hz.Amine’nin mezar yerinin taşlarla belirgin hale getirilmesinin küçücük bir adım olduğunu belirterek, devamının gelmesini dilediklerini kaydetti.
Palakoğlu, hicretinin altıncı yılında annesinin kabrini ziyaret eden Hz Peygamber’in, onun şefkatini hatırlayarak gözlerinin yaşardığını hatırlatarak, inanan insanların böyle bir validenin kabrini ziyaret edip imar ve ihyası için gayret göstermeleri gerektiğini söyledi.
2003 yılına ait bu görüntüler ve fotoğrafların Vakıf yetkililerince arşiv raflarından indirildiğini ve İslam dünyasının istifadesine sunulduğunu belirten Palakoğlu, "Miladi 577 tarihinde ve çok genç yaşta vefat eden annemizin mezarının son durumu ise içler acısı. Umarız bu haberlerin annemizin kabrinin yapılmasına vesile olur" dedi.
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni İsmail Hakkı Demir ise çıkan haberle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede böylesine ulvi bir haberi dünya medyasına duyurmanın ve bu haberin Darende Haber aracılığı ile olmasının Darendeliler adına büyük bir gurur vesilesi olduğunu belirtti. Haberin internet sitesinde çıktığı ilk günden bu ana kadar onlarca tv kanalı onlarca radyo, binlerce haber sitesinin yanında milyonlarca insan tarafından okunarak ilgi gösterilmesine de değinen Demir, gazete olarak böylesine önemli bir konuyu gündeme taşıyarak yok olmaya yüz tutan mezarın içler acısı halini dünyaya ilk kez vermenin önemli bir görev olduğunu söyledi.