Ropörtaj ve Fotoğraflar: Aslan Tektaş
Darendeliler için ‘Hipermarketlerin mucidi’ derler ya tam bu ifadeye uyan ve çok güzel bir biçimde mesleklerini uygulayan hemşehrilerimizle tanıştım. ‘Hipermarketlerin mucidi’ olan Darendeliler cümlesine açıklık getirmek gerekirse müteşebbis ruhla rızkının peşinde koşan hemşehrilerimiz yıllar önce at sırtında kasaba kasaba köy köy gezerek (bakkal market olmadığı zamanlarda) bir eve lazım olan her şeyin bulunduğu küçük bir sandıkta ‘çerçilik’ yaparlardı. Aynı toplumun çocukları bu gün içinde binlerce çeşit bulunan, girdiğinizde A’dan Z’ye bütün ihtiyaçların karşılanabildiği alış veriş merkezlerini kurdu. Torunları dedelerinin ticari mirasını azmederek sürdürüyor.
Gelelim bu mirasın temsilcilerinden olan hemşehrilerimize. Onların hikâyesi kadar bulundukları yer de ilginç, hani derler ya ‘topal eşeklisi Yemen’de görülmüş’ diye. Çukurova’da, İstanbul’da iç Ege’de değil, tatil cenneti Antalya Manavgat’ta başarılı çalışmalar yapan Darendelilerle karşılaştım. Ziyaretim sırasında tabiri caizse ‘sıfırdan zirveye’ nasıl azimle yükseldiklerinin hikâyesini dinledim. Hayat hikâyelerini paylaşacağım hemşehrilerimiz, Osman, Hüseyin, Ali, Ramazan ve Ömer Tepe kardeşler…
Yaşam öykülerini Hüseyin Tepe anlattı. Hüseyin Bey, 82 Salı Pazarı adlı şirketlerinin aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı. Yaşamları hep göçlerle geçmiş, yakın zamana kadar gurbetlik onların adeta ayrılmaz bir parçası imiş. Hüseyin Tepe dedelerinin Darende’nin Ağılyazı köyü Petelik mezrasından Gürün’ün Tepecik Köyüne göç ettiğini 1975’de babaları Hasan Tepe’nin Darende’ye tekrar dönerek Gökyar Mahallesinde yerleştiğini anlatırken geçmişe doğru daldı, bir ara gözleri nemlendi. Sonra ben sordum o yanıtladı…
Darende günlerinizden başlayalım önce, hafızanızda o günlerden neler var?
Babam Gökyar’a yerleşince mahallede çobanlık yapardı, bizler büyüyorduk aile genişti, ihtiyaçlarımızı karşılamamız için daha fazla kazanmamız gerekiyordu. O zamanlar en büyüğümüz olan Osman Ağabey evli, diğer 7 kardeş bekârdık. Hayat şartlarının geçim zorluklarını önümüze çıkarması ve Darende’de iş sahasının bulunmamasından dolayı 1979 yılında Osman Ağabeyim Adapazarı’na seyyar satıcılık yapmaya gitti. O gidiş bizim gurbet yolculuğumuzun bir nevi ateşleyicisi oldu. Ağabeyim 2 ay çalışıp 1 ay memlekete geliyor ve yeniden gidiyordu.
Ailenin diğer fertleri Darende’de miydi?
1982’de babamız vefat etti. O bizleri en iyi şekilde yetiştirmek için gece gündüz demeden çalışmış, dürüst, çalışkan, ahlâklı birer insan olarak yetişmemiz için gayret göstermişti. Annemle üzerimize öyle titrerlerdi ki, anlatamam. Onu kaybetmek bizim için adeta bir yıkım oldu. O tarih hafızamıza kazındı. Ama babamızın bize kazandırdığı kişilikle ayakta durma mücadelesine hep birden sarıldık.
Gurbet yolculuğunuz nasıl başladı?
1982’de Ağabeyim İstanbul’a taşındı kısa bir süre sonra beni de yanına çağırdı. Seyyar satıcılık yapıyorduk, pazarlarda tezgâh açıyor, rızkımızın peşinde koşuyorduk. Bir iki derken hepimiz İstanbul’a gitmiştik. 1989 yılına kadar hepimiz pazarcılık yaptık. Kimimiz seyyar tezgahlarla semtleri gezerek kimimiz de değişik yerlerde pazarlarda rızkımızı aradık. Bu arada Darende’deki evimizi de Sultanbeyli semtine taşıdık.
Antalya’ya ne zaman geldiniz?
1986’da yeni iş alanlarında çalışmak düşüncesiyle kardeşim Ali’yle birlikte İstanbul’dan Antalya’ya yani gurbetten gurbete taşındık. Antalya’daki semt pazarlarında çalışmaya başladık. 1989’da bugün yaşamımızı sürdürdüğümüz ve işlerimizin merkezi olan Manavgat’a yerleştik. 1991’de evlendim ve aynı yıl yerleşik ticari hayata geçtim. Halı satışı yaptığımız bir mağazamız olmuştu. 1995 yılında kardeşim Ramazan’da Antalya’ya geldi, 1989’da dağılan aile yeniden toparlanıyordu. 1998’de de kardeşim Ömer yanımıza geldi.
Ucuzluk işine ne zaman girdiniz?
2000 yılında Manavgat’ın ilk ucuzluk mağazasını açtık. İşyerine ad düşünürken bizleri yetiştiren babamızı ve gurbete çıkışımızı hatırlatsın diye 82 Salı Pazarı ismini koyduk. Küçük bir işyeri idi ama içerisinde binlerce çeşit ürün vardı. Kısa sürede öyle bir ilgi gördük ki taleplere yetişemez olmuştuk. Daha sonra kardeşler olarak Manavgat’ta bir araya geldik. İlk mağazamızın ardından ikincisini bir yıl sonra yani 2001’de Serik ilçesinde bin metrekare kapalı alan üzerine kurduk.
Diğer mağazalar peşinden mi geldi?
2004 yılında 3. Mağazamızı Manavgat’a 12 dönüm alan üzerine kurduk. 6 bin metrekare kapalı alana sahip Hipermarketimizde 52 bin çeşit ürünle hizmet veriyoruz. Giyim, ev tekstili, zücaciye, hırdavat, beyaz eşya, elektronik, halı, mobilya, kozmetik, ayakkabı çanta ve gıda reyonlarımızda müşterilerimize geniş bir ürün yelpazesiyle hizmet sunuyoruz. 82 Salı Pazarına gelen bir müşteri ihtiyacı olan ürünün kalitelisini ucuza bulabilmektedir. Bir ürün almak için dükkan dükkan gezmeden değişik çeşitleriyle işyerlerimizden ihtiyaçları temin edebilmekteler.
Hep aynı işi mi yaptınız, başka sektörlere de yöneldiniz mi?
Mağazalar zincirine 2007’de Alanya’yı, 2008’de de Side şubelerini açarak sürdürdük. Bu arada ticari alandaki çalışmalarımızı genişletmek amacıyla değişik sektörlere de yatırım yaptık. 2005 yılında turizme yönelik villalar yaparak sattık. 2006’da da Konya Seydişehir’de günlük 200 ton işleme kapasitesine sahip süt fabrikasını satın aldık. Bu yeni yatırım ile ticari sahadaki çalışmalarımıza renk geldi, kendi ürettiğimiz mamulleri satmaya ve pazarlamaya başladık. Uğur markasıyla süt ve süt ürünlerimizi piyasa ile buluşturduk. Şu anda en son teknoloji ile donatılmış süt fabrikamız tam kapasite ile çalışmaktadır. Bu yıl da yaşadığımız çevrenin ticari ihtiyacına uygun olarak ABG adlı bir tedarik şirketi kurduk. Bu şirket otellere gıda sektöründe lojistik ürün temin etmektedir.
Kaç çalışanınız var?
Şirket ve mağazalarımızda toplam 200 kişiye istihdam sağlıyoruz.
İş sahası bulamadığınız için Darende’den çıkmışsınız, ilçemize bir yatırım planlıyor musunuz?
Elbette ki, önümüzdeki yıllarda Darende için bir yatırım düşünüyoruz. Bir çiftlik kurarak bin tane büyük baş hayvanın içerisinde yer alacağı et ve süt üretimine yönelik bir düşüncemiz var. Bunun için şu an fizibilite yapıyoruz, arsa, hayvan çeşitleri ve sektörel pazar konusunda araştırmalar yapmaktayız. Bütün yatırımlarımızı dışarı yapmaya niyetimiz yok, memleketimize de iş sahaları oluşturmayı hedefleyen projelerimiz var. Çünkü bizler Darende’de yeteri kadar iş sahası olmadığı için gurbete gittik. Gurbetin gurbetini gördük, bilmediğimiz, daha önce görmediğimiz şehirlere yerleştik. Allah’a şükür her yerde tüm işlerimizde başarılı olduk. Çünkü doğruluktan, dürüstlükten ayrılmadık. Müşteri memnuniyetinden hiç taviz vermedik. Hiçbir siyasi düşünceye bağlanmadık sadece işimizi yaptık. Bugün dahi işyerimizi sabah biz açar, akşam kendimiz kapatırız.
Tüm kardeşler işlerle ilgileniyor mu?
Mecburen ilgileniyor, zaten bütün kardeşlerin bir uzmanlık alanı vardır, herkes kendi branşı ile ilgili işleri takip eder, ürün alımları, pazarlamaları gibi konularda her kardeş sorumlu olduğu ve iyi bildiği işleri takip eder.
Kardeşler arası uyum nasıl?
Sürekli bir birimize danışır işlerimizle ilgili konuları paylaşırız. Bugün belli bir yere ulaştıysak bunun temelinde kardeşlerimizin bir birine saygısı, uyumu, kenetlenmesi vardır. Çok kardeşi olan insanlar çalışmalarında dayanışma gösterirse başarılı olmamaları mümkün değil. Dürüst çalışan, işinin başında olan insanlara Allah da ‘yürü ya kulum’ derse zirveye ulaşır.
Hatta bir gün Manavgat mağazamızın iki ve üçüncü katlarına müşterilerimiz market alışveriş arabalarıyla çıkabilsin diye projede bir değişikli istedik. Ustalar bir türlü işin içinden çıkamadı. Anlattık olmadı, başkalarını çağırdık yapılmaz dedi, Osman Ağabeyim tarifle demir profillerini yaptırarak, döşemesini de kendisi tamamladı. Sonra o olmaz diyen ustalar şaşırıp kaldı, böyle bir şeyi nasıl yapamadıklarına hayret etti. Şimdi müşterilerimiz market arabalarıyla üst katlara rahatça çıkarak alış verişlerini yapmaktalar.
Nasıl bir hizmet anlayışınız var?
82 Salı Pazarı olarak birinci elden ve spottan aldığımız ürünü müşterilerimize ucuza temin etmekteyiz. Çalışmalarımızdaki önemli amaçlarımızdan birisi insanlarımıza istihdam sağlamaktır. Toplumumuza, memleketimize fayda sağlayıp, katma değer sunabilmek, ülkemizin daha güçlü, ekonomisi daha iyi olabilmesi için fert olarak üzerimize ne düşüyorsa hiç çekinmeden yapmayı vazife biliyoruz. Biz kardeşler olarak güçlerimizi birleştirdik, insanlarımızda güçlerini birleştirdiğinde daha kalkınmış, daha müreffeh bir Türkiye ortaya çıkacaktır.
Darende’ye gelip gidiyor musunuz?
Darende’yle olan bağlarımız sürüyor. Az önce de ifade ettiğim gibi bir yatırım da düşünüyoruz. Her yıl ailece Darende’ye gider bir süre kalırız. Son yıllarda çok güzel çalışmalar yapıldı. İlçe geneli başta olmak üzere özellikle Somuncu Baba civarında inanç turizmine yönelik örnek hizmetler gerçekleştirildi. Hulûsi Efendi Vakfı doğaya, kültüre, tarihe sahip çıkarak Darende’mizi geliştirmeye, ilçemizin adını en iyi şekilde temsil etmeye devam ediyor.
Yani iyi şeyler mi oluyor?
Darende’de her alanda güzel çalışmalar yapılıyor mesela oğlum Hasan Özel Birgül Lisesi’nde okuyor. İlçemizde güzel başarılara imza atan özel bir eğitim kurumunun olması bizim için ayrıca bir onurdur. Zaten Darendeli olmak bizim en büyük iftiharımızdır.