Canlı yayınla tanıtım

Canlı yayınla tanıtım

Canlı yayınla tanıtım
Kültür-Sanat 18.05.2012 21:14:00 8503 0

CNN Türk TV kanalı 26 Mayıs 2012 günü Malatya`dan yaptığı canlı yayınla kenti çeşitli özellikleriyle tanıttı. Programa tarihi, kültürel, doğal değerleriyle Darende adeta damgasını vurdu.

Kanalda Fatih Türkmenoğlu`nun hazırlayıp sunduğu "Hayat Gezince Güzel" ile "Yol Üstü Lezzet Durakları" adlı programı hazırlayıp sunan Mehmet Yaşin canlı yayın öncesinde Darende`de çekimler yaptı.

Bir programa sığmaz

Dünyanın ve ülkemizin birçok yerinden gezi programları yapan Fatih Türkmenoğlu "Bir programa sığmayacak kadar güzellikler var. İlçenin her tarafından tarih, kültür, inanç turizmine dair değerler adeta fışkırıyor. Nereye baksanız doyumsuz manzaralarla karşılaşıyorsunuz" dedi.

Anadolu`nun tükenmek bilmeyen bir sermaye gibi güzelliklere sahip olduğunu dile getiren Türkmenoğlu; "Yolumuz, Malatya`ya Darende`ye uğradı, herkesimden insanın geldiği bu eşsiz güzelliklerin yeraldığı yerleri daha geniş kitlelere tanıtmanın gayreti içerisinde olacağız" diye konuştu.

Kız takımı ile Tohma Çayı`nda rafting yapan Türkmenoğlu, Kudret Havuzu, Günpınar Şelalesi, Tohma Kanyonu ve Somuncu Baba Külliyesinde çekimler yaptı.

Yaşin, Darende Kebabını tattı

Lezzet avcısı Mehmet Yaşin ise her yıl yerli ve yabancı binlerce kişinin ziyaret ettiği Somuncu Baba Külliyesinin yanı başındaki Hasbahçe Restaurant`ta Darende yemeklerini tanıtan çekimler yaptı. İlçeye özgü bir yemek olan ve genelde düğünler ile özel konuklara ikram edilen `Darende Kebabı`nı tadan Yaşin, izleyicilere de önerdi.

İkram edilen `kayısı tatlısı`nı da çok beğendiğini kaydeden Yaşin, doğal güzellikler, tarihi ve manevî bir atmosferle iç içe olan mekanların görülmesi gereken yerler olduğunu ve yolu düşenlerin uğramadan, lezzetleri tatmadan geçmemesi gerektiğini bildirdi.

Darende Belediye Meclis Üyesi olan Nurettin Maviş`in CNN Türk`te yönetmen olan oğlu Özcan Maviş`in desteklediği çalışma ile Malatya`nın farklı mekan ve yerlerinden yapılan çekimler 18-19 ve 21-26 Mayıs 2012 günlerinde ekranlara taşındı.

Haberin Fotoğrafları için tıklayın

http://www.darendehaber.com/gallery_photo.php?pg_id=1472

 

Mehmet Yaşin`le `Damak çatlatan lezzetler` Darende`de

http://tv.cnnturk.com/video/2012/05/20/programlar/malatya-1/2012-05-19T1205/index.html

 

HÜRRİYET`TE DARENDE GEZİSİNİ YAZDI

Mehmet Yaşin ziyaretinin ardından Darende`de gördüklerini Hürriyet Gazetesi`nin Seyahat ekinde kaleme aldı.

Mehmet Yaşin Darende`yi nasıl anlatmış bir bakalım

 

SU ŞEHRİ DARENDE

Uçaktan Malatya`ya iner inmez direksiyonu Darende`ye doğru çevirdim. Tarihte dendiği gibi, "Giriş Kapısı Darende"den, Malatya sınırlarına girmek, Arapgir ve Darende`yi gezip, yemeklerin tadına baktıktan sonra geziyi Malatya`da noktalamak istedim. Neden böyle bir rota çizdiğimi ben de bilmiyorum. Belki de Darendeli dostlarımın etkisinde kalmışımdır. Öylesine ballandıra ballandıra anlattılar ki, 7 bin yıllık tarihi olan bu ilçe, programımıdaki tüm rotaların önüne geçti.

Bahar buralara biraz geç gelir. Yani şimdi tam zamanıdır. Dağların zirveleri hâlâ karlı olur. Üst üste yığılmış beyaz bulutlar, insanı düş alemine sürükler. Yamaçlardaki dikenlerin mor çiçekleri, yeşil otların arasından başını çıkarmış papatyalar, narin narin salınan gelincikler, adını bilmediğim eflatun, sarı, beyaz, ebruli çiçekler yolcuların yüreğine hoş duygular yükler.

Ya göz alabildiğine uzanan tarlalara ne demeli? Yeni yeni çıkmaya başlayan buğday başaklarıyla yemyeşil bir halıya benzeyen tarlalar bereketi müjdeler. O tarlalara bakarken aklıma neler gelmez ki; Sıcacık ekmekler, undan yapılan tüm börekler, çörekler, makarnalar, bulgurlar, yarmalar, kağıt inceliğinde yufkalar, hatta bulanık buğday birası! Sarı çiçekli kanola tarlalarını buralarda ilk kez görüyorum. Dizel üretilen bu bitkiyi daha önce İskoçya`da görmüş, hayran kalmıştım sarısına.

Bu mevsimde Anadolu yolları böylesine insanı sarıp sarmalar, içine çeker.

 

TOHMA ÇAYI`NIN KIYISINDA

Bölgeyi biçimlendiren Tohma Çayı`nı görünce içimin serinlediğini hissettim nedense. Fırat`a doğru gürül gürül koşan bu su, kayaları oyup kanyonlar yapmış, yükseklerden şelaleyle dökülmüş, tarla, bahçelere bereket salmış.

Darende`nin yaşının 7 bin olduğunu söylerler. İlçe, böylesine görmüş geçirmiş. Hitit, Asur, Pers, Roma ve Osmanlı`yı yalçın kayalarına, haşmetli görüntüsüne aşık etmiş.

Ben Darende`nin isimleri arasında en çok "Tiryandafil"i sevdim. Anlamı "30 Yapraklı Gül." Çiçeklerin anası, bahçelerin kraliçesi bu gülün kokusu dağ, taş, ağaç, insan, kuşlara sinermiş. Tiryandafil, kan renginde olduğu için "kan gülü" diye de bilinirmiş. Tiryandafil zaman içinde değişip Tiranda, Derindere sonunda da Darende olmuş.

 

ERZİNCANİ CAMİİ`NİN SIRA DIŞI MİMARİSİ

Anladım ki Darende`ye epey zaman ayırmak gerekiyormuş. Öylesine çok gezecek yer var ki! Örneğin Tohma`nın kıyısındaki dar patikalarda, kanyonun derinliklerine doğru yürümekten ne kadar keyif aldığımı anlatamam. Canım, iki yanda dimdik yükselen kayaların arasından hiç çıkmak istemedi. Aşağıdan bakınca yukarısı zor görülen dik yamaçlara tırmananlara bakınca ürperdim. Kendilerini dalgalara kaptırmış raftingcileri görünce, o maceraya katılmaya arzuladım.

Kanyondan çıkıp Somuncu Baba Külliyesi`ni, Zengibar Kalesi`ni, onarılan kerpiç evleri gezdim. Abdurrahman-ı Erzincani Camii`ne hayran oldum. İlk kez böyle bir cami mimarisi görüyordum. Anlattıklarına göre, beşgen planı, İslam`ın beş temel şartını, minaresi de Peygamberin sancağını simgeliyormuş.

 

GÜRÜL GÜRÜL GÜNPINAR

İlçe merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Günpınar Şelalesi`ne yaklaşırken önce şırıl şırıl sesini duydum. Sonra serinliği yüzüme çarptı. En sonra da kendisi göründü. 1,5 kilometre uzaklıktaki kaynağından çıkan cılız su, yanına diğer kaynak sularını alıp dere olur, kayaların arasından geçer, mağaralarda kaybolup çıkar, böğürtlenleri, çeşit çeşit çiçeği, kavakları, söğütleri selamlayıp Günpınar`da yükseklerden aşağıya gürül gürül dökülür.

Bu soğuk suyun şelale olmadan önce geçtiği yerlerde bir çok masal anlatır. En ünlüsü, gölde vücudunun tüm güzelliğini sergileyerek yıkanan Ağa kızı Meyro`nun öyküsüdür. Onun için göl kızın adını taşır.

Şelalenin ve onu seyrederken içtiğim buz gibi yayık ayranının, canıma can kattığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Kanyonlar, dereler, şelaleler, lezzetli yemekler, bal damlayan sohbetler derken gün akşam oldu. Yolu aşıp Malatya`ya döndüm.

 

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/20635185.asp

 


Anahtar Kelimeler: