Yarım asırdır Darende’ye hizmet ediyor

Yarım asırdır Darende’ye hizmet ediyor

Yarım asırdır Darende’ye hizmet ediyor
Gündem 3.12.2011 09:53:00 3286 0

Yarım asırdır Darende’ye hizmet ediyor

 

Yüksek Mimar-Mühendis Şerif Ali Akkurt:

“Hulûsi Efendi,

  küçük yardımlarla,

  büyük ve sağlam

  bir medeniyet kurdu”

 

Ropörtaj: Aslan Tektaş

 

Darende’den Malatya’ya giderken Balaban Beldesinde minaresi füzeye benzeyen Şeyh Abdurrahman Erzincanî Camisi mimari yapısıyla gören herkesin ilgi odağı olmaktadır. Görenlerin meraklarını gidermek için gezmeden geçemediği caminin, 50 yıl önce yapıldığını öğrenenlerin hayreti ise bir kat daha artıyor. Mimarisi bazı üniversitelerde ders konusu olarak da okutulan cami, bağrında konuk ettiği Somuncu Baba’nın kayınpederi Şeyh Abdurrahman Erzincanî Hazretleri’nin haşmetini, Somuncu Baba’nın hanımı Necmiye Sultan’ın zerafetini yansıtmaya devam ediyor. Darende’nin gelişmesi ve sosyal hayatına büyük katkılar sunan Hulûsi Efendi’nin gayretleriyle yapılan caminin mimarı Şerif Ali Akkurt’la bu eşsiz eser ve Darende üzerine hoş bir söyleşi yaptık. Şerif Ali Bey, sözünü esirgemeyen dosdoğru biri, yıllar önce Hulûsi Efendi’yle başlayan dostluğunu, gönüllülük esasıyla yaşının verdiği olgunluk ve tecrübesini Darende’yle paylaşmaya devam etmekten de zevk alan birisi.

 

Söze sizi tanıyarak başlayalım?

1932 yılında Isparta’nın Keçiborlu İlçesine bağlı Eber Köyünde doğdum. İlkokulu Keçiborlu merkez ilkokulunda okudum. İlkokulu bitirdikten sonra 3 yıl halıcılıkta çalıştım. Daha sonra parasız yatılı sınavına girdim ve kazandım. 1954 senesinde İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine kaydımı yaptırdım. Bir ay sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünü kazandım ve oraya geçtim. 1959’da bu okuldan mezun oldum. 1960’da yedek subay olarak askere gittim. Kurada Sivas çıktı. Askerliğim sırasında Sivas sebze hali inşaatı yarım kalmıştı mesai saatleri dışında mimarlığını yaptık. Şehrin imar çalışması ve yapılanmasında bir takım çalışmalara katkı sunmaya çalıştık. Şehrin o günlerdeki en modern binalarından birisi olan ve bugün hala kullanılan Kent Otel’in projesini hazırladım. O sırada tanıdığım Yücel Sarı beni Darende’ye götürdü ve Hulûsi Efendi ile tanıştık.

Darende’deki ilk projeniz neydi?

İlk projem Balaban Camii idi.

Projeniz değişik kişi ve kuruluşların çok ilgisini çeken bir yapı, projeyi hazırlarken bir yerlerden esinlendiniz mi?

Hulûsi Efendi ile proje hakkında konuşup istişarelerde bulunduk. Görüşmem sırasında caminin mimarisinin etkileyici bir üsluba sahip olması ve yapısal olarak da İslami bir takım simgeleri taşıması gerektiğini hissettim. Şiir nasıl bir doğuş ise ben de o projeyi öyle hazırladım. Yücel Bey de bir proje hazırlamıştı, dernek karar verecekti. 5 ay karar veremediler. Dernekteki arkadaşlar karar veremeyince Hulûsi Efendiye sorarlar oda “Benim gönlüm Ali Beyin projesinden yana” der. Teklif geldi kabul ettik, ücret istemedim ama projenin eksiksiz uygulanmasını istedim, onlarda kabul etti.

Bu camiyi yaptırmayı neden gerek duymuşlar?

Eski cami kerpiç bir yapıydı, yıkılacağı için yenisi yapıldı.

Hulûsi Efendi’nin projelere, mimari yapılara, çalışmalara katkısı oluyor muydu?

Tabi oluyordu. Çok konuşmazdı, konuşmadan gönül diliyle anlaşırdık.

Mimarisi farklı olduğu için caminin yapımı sırasında değişik yorumlamalara maruz kalınmış, biraz o günlerden ve hatıralarınızdan bahseder misiniz?

Darende’ye gidecektim yer ayırttım ve vakit erkendi, otobüsün şoförüyle konuşunca camiinin nasıl olduğunu sordum. Şoför “kiliseye benziyor” dedi. “Hiç kiliseye gittin mi?” diye sordum. “Hayır, gitmedim” dedi. “Nereden biliyorsun kiliseye benzediğini. Ben daha önce kiliseye gittim hatta kilisede namaz bile kıldım” deyip ekledim “Ben oranın mimarıyım” Şoför söylediklerinden dolayı özür diledi. “Özür dilemene gerek yok” dedim. Çünkü mühim olan onun şekli değil fonksiyonun neye hizmet ettiğini bilmek lazım. İçeriğinin insanlara ne hissettirdiğini bilmek lazım.  Siz gezdiğinizde ne hissettiniz? (Bu defa soruyu Şerif Ali Bey bana soruyor)

İnsanı dış dünyadan soyutlayan bir yapı. Tamamen ibadete odaklanarak dışarıyla ilişki kesiliyor.

Benim içinde mühim olan bu.

Cami mimari olarak bazı İslamî motifleri içeriyor, bunlar nelerdir?

Esas olarak İslam’ın 5 şartını simgeler. Beşgen oluşu mimari yapılarda ilktir. Beşgen, dikdörtgen kare gibi motifleri vardır. Minarede aynı şekilde İslam’ın beş şartını, altı köşesi imanın altı şartını simgeler. Selçuklu eserlerine benzer, kubbe kullanılmamış farklı bir çatı ile kapatılmıştır. Pencere çok olmamasına rağmen projede güneş ışığı direk yansımıyor. Işık içeri endirekt olarak tavandan yansıyarak içeri girer. Mekan bir bütündür ve içinde kolon yoktur. Duvarlar yukarıya doğru açılır. Projede esas olan hacmi iyi değerlendirmektir.

Balaban Camii’ni 1960’larda yapıldığını duyunca çok şaşırıyorlar ne dersiniz?

Evet 200 senede geçse aynı tepkiler verilir.

Darende’de hangi projelerde yer aldınız?

Somuncu Baba Camii’nin önündeki havuzun projesine Yücel Sarı başlamıştı, daha sonra ben müdahil oldum.  Yücel Bey mezun olduğunda ben 8 yıllık mimardım. O projede kontrol amaçlı çalışmalarım oldu.

Başka çalışmalarınız oldu mu?

Hulûsi Efendinin evinin mimarlığını da ben yaptım. İmam Hatip Lisesinin projesi tip projedir ancak uygulama esnasında ben de bulunarak eşlik ettim. Şu anki hafızlık okulunu yaptık, Hulûsi Efendi zamanında planlanmıştı ama daha sonra yapıldı.

Sıra dışı eserler üretmek hayal gücüyle mi ilgili?

Sıra dışı diye bir şey yoktur. Yapı, zamanını aksettirmesi gerekir. Asrın yapısı olması gerekiyor. Artık kubbe yapmanın zamanı değildir. Aşağıulupınar’daki (Setrek) camiinin başlangıcını ben yaptım ama daha sonra projeyi bıraktım. Çünkü projenin dışına çıkıldı. Oradaki örtü semboldü ve çok güzel bir projeydi. Kabe’nin dışarıdan örtüsünü simgeliyordu. Proje aynen uygulansaydı sembol çok daha iyi anlaşılırdı.

Hulûsi Efendiyle dostluğunuz oldu, arkadaşlık ettiniz, O’nu anlatın dense neler söylersiniz?

Ben O’nu hak ettiği şekilde anlatamam, çünkü sözlerle ifade etmek kafi değildir. Hulûsi Efendi’yi tanıtmak için ise eserleri yeterlidir. Darende’ye geldiğimde hep evlerinde kalırdım. Sabah namazına gidince beni hiç uyandırmadan sessizce camiye giderdi. Çok kuvvetli bir sevgi bağı vardı.

Hulûsi Efendi’nin insanlığa bakışını nasıl tarif edersiniz?

Hulûsi Efendi Allah’ın yarattığı her şeye güzel bakardı. Delisi de vardı, kaçığı da vardı hepsi vardı. Hulûsi Efendi hepsine aynı bakardı. Esas eğitime çok önem verirdi, kaç tane okul yaptırdı.

Sizin eğitim konusunda düşünceleriniz nelerdir?

Eğitimsiz hiçbir iş olmaz çok ağırlık vermek gerekir. 

Yurt dışı tecrübeniz var mı?

Evet Suudi Arabistan’da 7 yıl kaldım. Cidde de bir camii inşaatında hazırladığım projeyi uyguladım. Şimdiki kralın kayınvalidelerinden birinin de köşkünü yaptım. Hulûsi Efendi’nin çağırması üzerine Türkiye’ye döndüm.

Darende’yi 1960’dan beri tanıyorsunuz. O yıllardan bu günlere gelen değişim akışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vakfın yaptığı her iş güzel çünkü Darende’ye hizmet ediyor. Aynı zamanda dışarıya da hizmet ediyor. Vakfın öğrenciye, eğitime dolayısıyla insana hizmet etmesi çok önemlidir. Çok güzel bir hastane yaptırdılar. Hastaneyi yaptırmakla bitmiyor. İçerisine değişik cihazlar lazım, doktoru lazım. Bunların olması için hep vakıf öncü oluyor. Vakıf ilk başladığı güne göre şu anda daha güçlü ve daha çok yere ulaşabiliyor. Hulûsi Efendi küçük yardımlarla büyük ve sağlam bir medeniyet kurmuştur.

Darende’de yapılan kültürel değerleri koruma konusunda neler söyleyeceksiniz?

Tarihi eserleri müdahale etmeden olduğu gibi korumak önemlidir. Benim restorasyon anlayışım onların yıkılmasını önlemek yapmak değildir. Mevcut halini koruyarak ilave yapmadan ayakta kalmasını sağlamak gerekiyor.

Turizmdeki değişiklikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Darende’de gelişen inanç turizmdir. Vakıf bu konuda çok iyi çalışıyor. Kullanılamayacak eski yapıların yenilenmesi yanlış, örneğin hamam restore edildi ama hizmet vermiyor. Mühim olan hizmet vermesidir. Hizmet verilmeyecekse olduğu gibi korunmalıdır. Örneğin hamam bir müze olarak kullanılabilirdi. Onarmadan önce nasıl çalıştırılacağı araştırılmalı.

Darende için düşündüğünüz projeleriniz var mı? Ya da gelişmesi için projeniz var mı?

Benim projem yok. Ama yapılacak projelerde hizmet etmek en önemlisidir. Şimdi tek arzum Somuncu Baba Külliyesinin tamamlanmasında hizmet etmemdir.

Kent tasarımları yapan bir mimar olarak Darende’ ye neler yapılabilir?

Mimarın eline malzeme ve müşteri gelir öğle düşünülür. Hayalle bir iş olmaz mimarlık hayal işi değildir.

Yarım asrı aşkındır hizmet ürettiğiniz Darende’yi nasıl tarif edersiniz?

Darende’yi çok seviyorum. Aşkın olduğu yerde kıskançlık olur. Orada çok kıskançlık var. Bunu tabi karşılamak lazım. Darendeliler iyi tüccarlar ve ticari kuralları çok iyi uyguladıkları için başarılılar, ruhlarında var. Darende’ye dışarıdaki Darendeliler daha çok hizmet ediyor, içerisinde hizmet edenlerde var köstek olanlarda.

Neden peki görmüyorlar mı?

Ben onu bilemem. Ama dışarı gidenler daha geniş görüşlü olanlar ve hizmet peşinde olanlardır.

Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

Asıl ben teşekkür ederim, bu vesile ile tüm dostları selamlarım.  

 

Haberin Fotoğrafları için tıklayın

http://www.darendehaber.com/gallery_photo.php?pg_id=925


Anahtar Kelimeler: