Prof. Dr. Kadir Özköse


ZULME REDDİYE VE ZALİMLERE ÖFKE

ZULME REDDİYE VE ZALİMLERE ÖFKE


Şahit olduğu haksızlıklar karşısında tepkisini açıkça ortaya koyan Osman Hulusi Efendi, zalimlere karşı tepkisel bir tavır sergilerdi. Haksızlıklar karşısında susmayı zulme arka çıkma olarak değerlendirir, zulüm şebekelerine karşı reddiye dili kullanırdı. Zorbalıklar, baskılar, zulümler ve haksızlıklar karşısında celallenen Osman Hulusi Efendi duygularını man­zum olarak şöyle dile getirmiştir.

Tam yedi asırlık o fahîm o ulu ecdâd

Hâkimlik bu ele gelmişte komuş ad

Hem bâtın hem zâhir olup âleme, üstâd

İşte bugün ânındır olan bu yetîm evlâd

Vicdan ise âlemde bu mu hakk-ı adâlet

 

Hak sâhibi âciz diye ekmek mi dilensün

Zâlimlerin alçak dişi mazlûma bilensün

Vicdân u hamiyyet ne içün kim zedelensün

Lâyık mı ki adlin yüce nâmı lekelensün 

Vicdan ise âlemde bu mu hakk-ı adâlet

 

Bak maziye müstakbeli koy hâli araştır

İm’an ile aç çeşmini her yanı dolaştır

Âdilleri hatırda tutup bir sıralaştır

Vicdânına el koy da özün Hakk’a ulaştır

Vicdan ise âlemde bu mu hakk-ı adâlet.

Zulüm ve haksızlıkları besleyen bataklıklar hiç şüphesiz kötü tabiatlar, çirkin huylar ve çirkin davranışlardır. Kötülüğü şiar edinen, ahlâksız tavırlara bürünen, çirdin davranışlarda bulunan kötü isim ve muhitlere tepkisini gösterir, kötülerle düşüp kalkmayı şeref yoksunluğu olarak görürdü.  Kötü insanlara tenkitlerini yönelten Hulûsi Efendi bizlere şu şekilde seslenmektedir:

Yakın bildim ki dert ehline senden merhamet gelmez

Hamiyyetsiz olandan gam gelir de menfaat gelmez

Muhakkakdır ki zakkum ağacından meymenet gelmez

Harap olsun ol dil ki halka andan mekremet gelmez

Sakın sen bir sürü bî-kes yetîmin bed-duâsından

Osman Hulusi Efendi muhataplarına bir ölçü sunmaktadır. Onun yaşam kalitesinde mazlumlara kol kanat gerçek ve zalimlere tavır koymak vardır. İnsaflı davranmaya, yetimlerin hamisi olmaya, merhametli davranmaya, onurlu olmaya ve zalimlere asla meyletmemeye davet sesini şu şekilde yükseltmektedir:

Mazlûma lâzım iken ikrâmın

Ne içün zâlimi istilzâmın

 

Ah ederlerse yetimler âhı

Hanumânını yıkar vallâhi

 

İki nân pâreye binlerce yalan

Söylemek lâyık olur mu insan

 

Sende insâf-ı âdemiyet ölmüş

Merhamet hissi hamiyyet ölmüş

 

Yuf senin gevherine cânına yuf

Yuf çürük niyet ü vicdânına yuf

Yanlışa, kötülüğe ve haksızlığa tahammülü olmayan, ümitsizliği değil özgüven sahibi olmayı aşılayan Osman Hulûsi Efendi, yerinde nasihatleri ile dün olduğu gibi bugün de bizlere önemli ikazlarda bulunmaktadır. Herkesin üzerine düşen görevi yerine getirdikten sonra işini Cenab-ı Hakk’a havale etmesi gerektiğini şöyle dile getirmektedir:

Sen kesme ümîd sıdk ile azminde devam et

Ayrılma vefâ hakkını kadrince tamâm et

Bir câhid-i adl ol da zulüm kâmına kâm et

Ah eyle Hulûsi bu âh ile bu yâda kıyâm et

Vicdan ise âlemde bu mu hakk-ı adâlet

Gerçi imhâl eder ihmâl etmez

Haklının hakkını ibtâl etmez

 

Hâkim-i mutlak odur ki mutlak

Adli ihkâk-ı hâk eyler el-hak


 

[1] Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.