Hüseyin YAREN


Türkiye´den Bosna´ya Gönül Köprüsü


       23 Nisan 2016 tarihinde Bosna Stolac2´ta İslam düşüncesi ve tasavvuf ile ilgili çok güzel bir sempozyum tertiplendi. On altı akademisyenin katıldığı ve sabah 09.00´da başlayıp 18.00´a kadar devam eden bu sempozyumda çok güzel konuşmalar yapıldı, manevi etkilenmeler oldu ve katılımcıların mutlulukları, muhabbetleri çevrelerine yansıdı. Tebliğlerden birisi ve en nadide olanı dinleyicilerin etkilendiği ve hayran bakışlarla izlediği Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi´nin hayatı, hatıraları ve tasavvuf içerisindeki yeri, niteliği idi. Konuşan akademisyen Asırlara Hitabeden Âlim Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi isimli iki ciltlik şaheseri kaleme alan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil Hoca idi. Konuşma devam ederken Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi birden gönüllere taht kurmuş dinleyicilerin ruhlarında derin izler bırakmaya başlamıştı. Bu büyük insan Bosna Staloc´ta anılırken sanki tüm kâinat sessizliğe bürünmüş yalnız onu anıyor, yalnız onu anlamaya çalışıyordu.

        Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil Hoca konuşmasına başlarken ?Sizlere Türkiye´den Darende´den maneviyat membaından Hamid Hamidettin ATEŞ Efendi´den selam getirdim.´ demesiyle ayrı bir sevinç, ayrı bir mutluluk gözlerden okunurken muhabbet deryasını insanlar gönüllerinde hissettiler. Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi anlatılıyordu, bu arada ahirete irtihal eden âlimlerin, mürşitlerin dünya üzerindeki, insan gönüllerindeki bıraktığı etkilerden bahsediliyordu. Somuncu Baba Hazretleri, Şah-ı Nakşibendi Hazretleri, Abdulkadir Geylani Hazretleri, İmam-ı Rabbani Hazretleri, Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretleri bir kez daha hatırlanırken onların bıraktığı tesir film şeridi gibi gözlerden ve yüreklerden geçiyordu. Bu etkinin ve tesirlerin sımsıcak halen devam ettiği Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi ile bir kez daha yaşanıyordu. Allah´ın veli kullarının etkisi, muhabbeti, nezaketi, hizmeti ve neşvesi bir kez daha hatırlanıyor, tüm yüreklerce tasdik ediliyordu.

         Darende´deki gönül pınarları çağlayanlara dönüşerek tüm dünyaya akmaya devam ederken bu ulvi yücelik ruhlarda bir kez daha yaşanıyor, sevgi çağlayanları büyüyerek dünyadaki, gönüllerdeki o yüce yerini buluyordu. Ahmet Şimşirgil Hoca´nın hazırladığı sunum yirmi bir sayfa olmuş ve Boşnakça´ya çevrilmişti. Kendi sunumundan ve hitabından sonra Dr. Amina ?iljak Jesenkovi? tarafından Boşnakça olarak okunmuş salonda bir kez daha alkış tufanı koparken gönüller zevk ve sürür halinde kemal noktasına doğru yürümüştü. Yazımızda bu konuşmalarda geçen birkaç hatıradan bahsetmek istiyorum.

Türkiye´yi aşanlar da çıkacaktır!

?19.05.1975 tarihinde ziyaret ettiğim Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi bana, Somuncu Baba kitapçığı hediye etmişti. O günkü sohbetinde, hatırladığım kadarıyla şöyle buyurmuştu: ?Eğer hiçbir şey yapmak istemezseniz yerinizde sayar, tembel olursunuz. Biz Darende´yi aşan bir çalışma içine girdik. İnşallah bizden sonra, Türkiye´yi aşanlar da çıkacaktır.´

O sohbette Hulûsi Efendi´nin yüzünde Türkistan´dan Anadolu´ya gelen yol izlerini, Buhara´dan Darende´ye yansıyan hâl izlerini görmüştüm. Hazretin yüzünde gördüğüm izleri bugün, evlatlarının simasında, aynı çizgide o manayı taşıyarak uzun bir yolculuğa çıkan, Somuncu Baba Dergisi´nde görüyorum. Zamanın şahitliğinde, Hulûsi Efendi´nin kelâmının ortaya çıktığını gördükçe ?Zamanın Sahibi? diye tavsif edilen kâmil insanların neler yaptığını, neler yapacağını daha iyi anlıyorum. O gün duyduklarım, semada yankılanmaktadır. Bu dergi, bu heyet, bu vakıf, bu paylaşım duygusu, elbette hızla devam edecektir.

Hulusi Efendi´nin hediyesi!

Malatya Milletvekili ve Millî Eğitim Eski Bakanlarından Metin Emiroğlu Darende ziyareti esnasında bir hatırasını şöyle nakletmişti:

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği toplantısına katılmak üzere Bulgaristan´a gitmiştik. AGİK Başkanı ile Bulgaristan´daki Türklerin problemlerini görüşmek için bir araya geldik. Fakat ortam gergindi. Havayı yumuşatmak için bir ikramda bulunmak istedim. Bu ziyaretin hemen öncesinde Malatya gezisi esnasında Darende´de Osman Hulûsi Efendi´yi ziyaret etmiş, duasını almıştım. Bu arada Osman Hulûsi Efendi de bana esans hediye etmişti. İşte o hediyeyi çıkarıp AGİK Başkanı´na hediye ettim. Başkan esans şişesinin kapağını açarak kokladı ve çok hoşuna gitti. Bu sayede bir yumuşaklık oluşarak görüşme olumlu sonuçlandı. Bulgaristan´daki soydaşlarımıza özgürlük hakları verildi.

Bakan Emiroğlu bu hatırayı anlattıktan sonra bir güzel kokunun nelere vesile olduğunun canlı şahidi olarak iftiharla Osman Hulûsi Efendi´ye her zaman minnet borçlu olduğunu ifade etti.

 

          Sanat ve Estetik Anlayışı

          Türkiye´nin en büyük camilerinin projesine imza atan Mimar Necip Dinç (ki Necip Bey, Adana Merkez Sabancı Camii, Sivas Paşa Camii, Rusya Kostroma Camii gibi büyük eserlere imza atmıştır) bir röportajında, ?Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi´yi yakından tanıma fırsatı buldum. Kendisinin yapımına vesile olduğu birkaç projeyi çizme şerefi bize nasip oldu. Mimari tasarımı, sanat anlayışı ve estetik düşüncesi bakımından Hulûsi Efendi yüzyılımızın Mimar Sinan´ıydı. Yapımına vesile olduğu eserlerde bunu görmek mümkün?" demektedir.

1985 yılında Darende´ye ziyarete gelen bir profesör o günlerde inşaatı tamamlanan ve İlahiyat Fakültesi binası olacak olan eseri görünce Osman Hulusi Efendi (k.s.)´ye hitaben; "Hocam, ben dünyanın birçok memleketini gezdim ve üniversitelerini gördüm. Sizin bu fakülte binasının yapımında esas aldığınız sıvasız tuğla örgünün bir örneğine Harward Üniversitesi´nde rastladım. Mimari estetik açısından bu eserin bir benzerine Türkiye´de rastlamak mümkün değildir, sizleri tebrik ederim" diyerek yapı planında onun ne kadar zarif ve ileri düşündüğünü ifade etmiştir.

           Baki muhabbetler temennisi ile?