Hüseyin YAREN


Tarih şuuru / toplumsal hafıza


Tarih¸ insanlığın ve milletlerin hafızasıdır. Bu sebeple¸ bilhassa milletlerin hayatında tarih bilgi ve şuuru önemli bir yer tutar.Tarih şuuru ya da tarih bilinci, tarihimizi en doğru bir şekilde bilinmesi demektir. İnsanların kendi tarihlerinde olup bitenleri anlayıp farkına varmasıdır. Her insanın bir geçmişi vardır ve bu geçmişi bilmek bizi ileriye götürür. Aslında bir geçmişe sahip olduğumuzu bilmek tarih şuurudur.

Toplumsal Hafıza ise kimlik ve kültür ile alakalıdır. Kişilerin hafızaları ne kadar önemli ise toplumların hafızaları da o derece önem taşır. Toplum bireylere göre daha geniş ve önemli bir yapıdır. Toplumsal hafızanın korunması çok önemlidir. Toplumsal hafıza korunduğu takdirde o toplum ayakta kalarak varlığına devam edecektir ve durmadan ileriye gidecektir. Eğer ki bir toplum, hafızasını kaybederse kimliğini kaybetmiş olur. Kimliğini kaybeden bir toplum ise varlığını yitirmiş olacaktır.

Tarih şuurundan mahrum olan milletler¸ milli birlik ve beraberliğini de koruyamazlar. Milli birliğini tesis edememiş milletlerin yaşaması mümkün değildir. Tarih şuuru zayıf olan milletlerde siyasî ve sosyal alanda çok büyük problemlerin yaşandığı bir gerçektir. Sosyal ve siyasî bunalımların yaşandığı toplumlarda ise insanların kendine olan güven duygusunun azaldığı ve kendi kültüründen yabancılaştığı görülür. Bu ise kimlik değişimi ve beyin göçüne sebep olur ki bu da sosyal ve siyasi hayatta tamiri mümkün olmayan facialara yol açar. Bunun için de kendi insan ve toplumumuzu tarih şuuru ve bilinci içersinde yetiştirmemiz gereklidir.


Millet olarak yaşamanın teminatı¸ fertlerin mensubu olduğu milletlere karşı duydukları ruhî bağlılık hissi ve millet olma şuurudur. Bu şuurun gevşetilmesi köreltilmesi ise milletleri olumsuzluklara sürükler. Millet olma şuurunun önemli bir boyutu da inançtır. Türk Milletinde millet olma şuurunu bu kadar yüksek tutan¸ ona ruh ve mana veren¸ onu güzelleştiren¸ his dünyasını ona göre meylettiren şüphesiz bu inanç boyutudur. Şu unutulmamalıdır ki tarih içerisinde başarılı olan her hükümdarın arkasında onu destekleyen ve onu yetiştiren¸ onu yönlendiren çok önemli maneviyat erenleri bulunmaktadır. Bunun içindir ki tarih şuuru ve bilinci yerleştirilirken bu önemli simaların nitelikleri ve kimlikleri insanlarımıza çok güzel bir şekilde anlatılmalı ve öğretilmelidir. İstanbul´un fethi işlenirken Akşemsettin (Akşeyh) Hazretlerinin rolü¸ Yıldım Bayezit dönemi anlatılırken Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba)´nin rolü II. Murat dönemi anlatılırken Hacı Bayram-ı Veli, I. Ahmet işlenirken Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin izleri iyi bir şekilde işlenmeli huzme huzme dimağlara yerleştirilmelidir.

Tarih şuuru; mensubiyet duygusu¸ kimlik duygusudur. Bu şuuru bir başka ifadeyle milletlerin hafızasında canlı tutmak¸ milli kültürle beslemek gerekir. Milli kültürün içinde dil¸ din¸ edebiyat¸ tarih¸ manevî değerler¸ inanç dünyası¸ örf ve adetler yer alır. Bizim kültürümüzde vatan millet sevgisi gibi değerler inanç dünyası içerisinde yer alır. Bu sebepledir ki insanlığımıza çok iyi şekilde tarih şuurunu kazandırmak gereklidir. Böylece kendisine güven duygusu kazanan insanımız sosyal hayat içerisinde önemli başarılara imza atarken vatan ve millete hizmet etmenin şuurunu da kazanmış olur. 

Son zamanlarda TRT de yayınlanan Diriliş Ertuğrul ve Payitaht İstanbul isimli diziler tarihin derinliklerinden günümüze kadar olan olayları , oyunları, batı medeniyetinin bizlere bakışını, ecdadımızın ne büyük fedakarlıklar yaptığını, nasıl mücadele içerisinde olduğumuzu ülkemizin .bayrağımızın, toprağımızın ve manevi değerlerimizin ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu yeni nesillere öğretmesi açısından çok önemlidir. Bu görsellik gençlerimizi okumaya yönlendirmekte milli bilinç ve şuur kazanılması sağlanmaktadır. 

Milli şuuru uyanık tutmak¸ onu yükseltmek¸ toplumumuzun müşterek sorumluluğu içerisindedir. Öyleki; dilimiz¸ dinimiz¸ tarihimiz ve kültürümüzün bütün kökleriyle barışık olmak ve onları tanımak¸ hayatımızın temel değerleri haline getirmek gereklidir. Aynı zamanda bu değerlerimizi bütün dünyaya tanıtarak bizim kültürümüzün daha iyi anlaşılmasını sağlamak önemli hedeflerimizden birisi olmalıdır. Böylece tüm dünya ve insanlık; bizi¸ kültürümüzü¸ tarihimizi ve inancımızı¸ değerlerimizi çok yakından tanıma imkanına sahip olmuş olur.

Tarihimizi iyi anlamak, iyi kavramak ve tarih şuuruna sahip olmak temennisiyle?

murat gürbüz
24.05.2017 19:47:16
hüseyin bey;millet derken hangi milletten bahsediyorsunuz.türkiyede bir çok millet ve farklı inanç var.herkes kendi millet ve inancını üstün tutarsa işin içinden nasıl çıkacağız.bence halkların kardeşliği,inançların özgürlüğü ve insanı temel alan(herşeyden arındırılmış sadece insan)fikirler üretmeli ve geliştirmeliyiz.saygılarımla.