Musa Tektaş


SOMUNCU BABA DERGİSİ´NİN 200. SAYISI YAYINLANDI


SOMUNCU BABA DERGİSİ´NİN 200. SAYISI YAYINLANDI

  

Haziran ayları bizim için hep önem arz etmiştir. Vakıf olarak yeni başlangıçlar, kültürel faaliyetler, yayıncılık atılımlarımız hep Haziran aylarına göre takvimde yer bulmaya çalışmıştır. Çünkü Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Sempozyumları, Anma Merasimleri genellikle bu takvim esasına göre tertip edilmiştir.

Somuncu Baba Dergisi´nin ilk sayısı da üç ayda yayınlanan bir dergi olarak Haziran 1994´te, çıkmıştı. Birkaç yıl bu minval üzere devam etmiş ve 2000 yılının Ocak ayından itibaren iki aylık periyotlarla yayın hayatına devam etmişti. Takvimler 2005 yılının Haziran ayını gösterdiğinde de dergimiz, aylık olarak yayınlanmaya başladı.

Başta, dergimizin kuruluşunun gerçekleşmesi için arkadaşlarımızı ve bizi teşvik eden Vakıf

Mütevelli Heyet Başkanımız H. Hamidettin Ateş Efendi´ye şükranlarımızı sunuyoruz...

Dergimizin Kurucusu Ahmet Şemsettin Ateş Ağabey´i rahmetle minnetle ve saygıyla anıyoruz...

İlk sayıdan başlayıp bugüne kadar her türlü desteği veren yazarlarımıza, şairlerimize, teknik desteğini aldığımız dostlarımıza ve siz değerli okuyucularımıza gönülden teşekkür ediyoruz.

Dergimizin bu günlere gelmesi için ilk günden itibaren bizleri yüreklendiren, Somuncu Baba dostlarına ayrı ayrı teşekkür etmeyi bir borç addediyoruz.

Somuncu Baba Dergisi Haziran 2017 itibariyle 24 yaşındadır. 200. sayımızı neşretmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ayrıca dergi çalışmaları vesilesiyle, fevkalade bir yazı ve resim arşivimiz ile birlikte bir okuyucu kitlemiz oluşmuştur.

 

Somuncu Baba Dergisi; ilim kültür ve edebiyat alanında, güzel tasarımıyla, zengin muhtevasıyla gönüllere hitabeden bir aylık dergi olduğunu artık ispatlamış durumdadır.

 

Bu dergi mânevî bir gücün kültürel göstergesidir. Çünkü bizim bilgelik geleneğimizin en değerli halkalarından Somuncu Baba´yla, onun çağımızdaki izleyicilerinden Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi´yle, onların güzelim çabalarıyla, himmet ve tasarruflarıyla doğrudan bir ilişkisi vardır.

O mânevî gelenek günümüze kadar devam eden halkaları ile vakıf faaliyetleri ile birlikte dergi sayfalarında ilim, sanat ve kültür dünyamıza çok önemli katkılar sunmaktadır.

Somuncu Baba Dergisi, taşra ile merkezi bir araya getiren, taşranın mânevî bir çekim kutbu olduğunu hatta kültürel bir gönül merkezine dönüştüğünü gösteren bir numunedir.

Halk edebiyatı, Dîvân edebiyatı, modern edebiyat ve düşünce geleneklerimizden haberdar pek çok okuryazar bu dergiye emek ve katkı veriyor.

İnanıyorum ki, her sayımızı eline alan okuyucularımız; irfan ve edebiyatla, gönül dinginliğine erişiyor, ilim ve kültür dünyamızdan soluklanıyor, bilginin gönüllere feyzle akışını hissediyor. Bu muhabbet tesirini okuyucularımız kendi iç âlemlerinde belki de daha üst düzeyde müşahidi ediyordur.

Okuyan düşünen, dergi ile kitap ile hemhal olan bir nesil, Somuncu Baba Hazretleri, Hulûsi Efendi Hazretleri ve onun gibi bilgelerin fikirlerini, eserlerini okunmak özümsemek suretiyle, onlara hürmet ve muhabbet duyarak bu yolda ilerlerler. 100. sayımızda bir edebiyatçımız şu tespitlerde bulunmuştu:

 

?DERGİ; SOMUNCU BABA´NIN MÂNEVÎ İKLİMİNDEN KOKULAR, SESLER VE İZLER TAŞIYOR.?

 

 

?Dergi; Somuncu Baba´nın mânevî ikliminden kokular, sesler ve izler taşıyor.

Onun muhabbetiyle oluyor bütün bunlar ve fütüvvet ahlâkının modern zamanlardaki en parlak yıldızlarından Osman Hulûsi Efendi´nin ihlaslı çabaları meyvesini birer birer vermeye başlıyor.

Bizim birliğimiz, dirliğimiz, diriliğimiz, kendi mülkümüze ve bize emanet edilen arza yapabileceğiz katkılar, insanlık âlemine taşıyabileceğimiz değer açısından kullanışlı, elverişli ve zengin bir kaynak var burada.

Bu değerler alanının söze büründüğü bir yer Somuncu Baba.

Güvenli, doğru, güzel ve iyilik dolu bir yer.

Bu yere yerleşenler, bizâtihî kendilerinde o değerler yansımaya başlayınca da başkaları bu aynadan kendini seyretme ihtiyacı duyabiliyorlar. Somuncu Baba´ya, bütün bu güzellikleri duyurduğu için minnettarım.?

 

Millî birlik ve mânevî kardeşlik esaslarını önceleyen, devletimizin bekası için çalışan ve dua eden bir maneviyat ocağının yayın organı olan Somuncu Baba Dergisi, topluma faydalı, barış, dostluk, güven ve huzur içinde yaşamanın önemine vurgu yapın, tasavvuf ve edebiyatın insan hayatına olumlu katkılarını önceleyen bir çizgide üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Bir sayı neşredilince, yeni bir sayı hazırlığına tekrar başlamanın heyecanıyla bitmeyen bir gönül terennümünü yarım aşırıdır sürdürüyoruz. Cenab-ı Hak daim eylesin.

Allah rızası için yapılan hizmetlerdeki bu şevk ve istek, gerçek sevgi ve hizmet anlayışının alametlerinden biridir.

Vakıf kurucumuz, örnek insan Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.) nasihat gazelinin bir beytinde şöyle diyor:

Allah için herkese hürmet et de sev sevil

Her göze diken olma sünbülü ol gülü ol

 

Somuncu Baba Dergisi ile insanları bir araya getiren, kardeşliği tesis eden, samimi duyguların merkezinde sevgi, saygı ve hoşgörü olan; insanımıza, toplumumuza ve ülkemize iyi hizmetlerde bulunmanın gurur ve mutluluğunu sizlerle birlikte paylaşıyoruz. 200. Özel sayıda görüşlerini belirten satırlara yer veriyoruz:

 

H. HAMİDETTİN ATEŞ EFENDİ: ?GÜLŞENİN HİÇ SOLMAYAN GÜLÜ?

?Cenab-ı Allah´a hamd olsun bugün geldiğimiz noktada, ülkemizin değerli kültür adamları başta olmak üzere akademisyenlerimizin ve halkımızın her kesiminden büyük bir teveccüh kazanmış olan dergimiz; okunan, okunması tavsiye edilen, beğenilen ve takdir gören bir neşriyat olarak 100. sayısına ulaşmıştır.

Başta 200. sayı için hislerini dile getiren, duygularını samimi bir lisan ile kaleme alan değerli ilim, kültür ve devlet adamlarımıza kalbî şükranlarımı sunar, şimdiye kadar yazılarıyla, şiirleriyle bilgi ve belgeleriyle bizlere destek veren dostlarımızı, emeği geçen bütün kardeşlerimizi ve siz kıymetli okuyucularımızı en içten duygularımla selamlarım.?

 

PROF. DR. ALİ AKPINAR: DERGÂH İLE ÜNİVERSİTEYİ BULUŞTURAN DERGİ

Mektep-medrese çatışması, dergâh-üniversite ayrışması geçmişte ümmete pahalıya mal olmuştur. Hâlbuki kavga ile ayrışma ile bir yere varılamazdı. Kardeşler arasındaki çekişme ve ayrışmada kazanan düşmanlar olacaktı. Öyle de oldu. İnananlar enerjilerini kendi aralarındaki gereksiz tartışmalarla tüketirken, onların sırtından beslenip serpilen düşmanlar oldu. Oysa mektebin medreseden alacağı çok şey vardı, dergâh ve üniversitenin de birbirine vereceği/öğreteceği çok şey vardı. Taraflar azamî müştereklerde bir araya gelmeli ve zorlu hayat mücadelesinde birbirlerine destek olmalıydı. Zira onları bir arada tutacak, asgarî/küçük değil, azamî/pek bükü müşterekleri vardı. Onlar aynı Allah´a, aynı Peygamber (s.a.v.)´e, aynı Kur´ân´a inanan, aynı kıbleye/hedefe yönelen insanlardı. İşte çeyrek asırlık duruşu ile Somuncu Baba, bu kutlu buluşmanın imkânsız olmadığını gösterdi. Dergi, sayfalarını üniversitenin yetkin hocalarına açarken, aslında dergâhın kapılarını ilim ve hikmete açıyor??

 

PROF. DR. BİLAL KEMİKLİ: ?İNSANI MÂNEVÎ CEPHESİYLE KUCAKLAYARAK TALİM VE TEZKİYE EDİYOR?

 

?Somuncu Baba adıyla neşredilen dergimiz, Somuncu Baba´nın bıraktığı mirası yeni nesillere tanıtma görevini üstlenen bu güzel dergi, onun yurdunda, Darende´de hazırlanıyor ve Anadolu´yu aydınlatıyor. Söz sohbet kelama, yazıya tebdil ediyor. Dostlar güzel makaleler yazıyorlar ve insanlarımızın sorularına cevaplar arıyorlar. Dergi, Somuncu Baba´nın mirasına sahip çıkıyor; insanı manevî cephesiyle kucaklayarak talim ve tezkiye ediyor. Bu bakımdan mütevazı imkânlarla yapılan bir hizmet, pek çok yarayı tedavi ediyor, umut ekiyor ve yarınları inşa ediyor.?

 

PROF. DR. ABDULLAH KAHRAMAN : ?DERGİ MAYA TUTMUŞTUR?

 

?Bir derginin yayın hayatında bir talebi karşıladığının, ihtiyaca cevap verdiğinin, okunduğunun ve aranır olduğunun göstergelerinden biri, yayın hayatına ara vermeden devam etmesidir. Bunun için bir kaç yıl bile yeterlidir. Ancak Somuncu Baba Dergisi´nin 200. sayısından bahsediyoruz. Bu durum derginin maya tuttuğunun ve bir ihtiyacı karşıladığının açık göstergesidir. Bu dergi seçkin yazarları, baskı kalitesi, ele aldığı konular ve titiz bir şekilde gerçekleştirilen editörlük bakımından iyi bir seviye yakalamıştır. Kesintisiz bir şekilde 200. sayıya ulaşmış olması bunun en önemli göstergesidir.?

 

PROF. DR. RAMAZAN ALTINTAŞ: ?YÜCE ALLAH VE RASÛLÜ´NÜN SEVGİSİNE TAŞIYAN BİR RAHMET SOLUĞU?

?Somuncu Baba Dergisi, yayın hayatına başladığı günden itibaren ilkeli, ne dediğini bilen, hedefi ve gayesi belli, her türlü zararlı haşerelere karşı milletinin ruh kökünü korumaya ve kollamaya hizmet eden, millet varlığımızı bir arada tutan bir yayın çizgisi izlemektedir. Bu yönüyle o mevsimlik bir yayın organı değil, uzun soluklu yaşamaya ant içmiş bir bengi su gibi gönüllere akmaya, içimizi aklayıp paklamaya ve zihnimizi açmaya hizmet eden bir araçtır.

Somuncu Baba Dergisi, akılla vahyi, gönülle aklı buluşturan, manada irfanî geleneğimizi çorak gönüllere taşıyan Dicle ve Fırat Nehirleri gibi işlev gören bir çağlayan gibidir. Onunla tanışan, onunla buluşan yürekler, acıkan bir bebeğin âhu figan kopararak anne kucağına kendisini attığı gibi, okuyucuyu Yüce Allah ve Rasûlü´nün sevgisine taşıyan bir rahmet soluğudur.?

PROF. DR. KADİR ÖZKÖSE: ?MİLLETİMİZİN VE DEVLETİMİZİN YANINDA SAF TUTMASIYLA HAKLI MÜCADELENİN BİR SAFHASINI TEŞEKKÜL ETTİRMİŞTİR?

?Cumhuriyet dönemi Türkiye´sinde Divan edebiyatının edebî zevkini bizlere tattıran Darendeli Osman Hulûsi Efendi´nin rahmet ve merhamet meşalesi Somuncu Baba Dergisi adıyla hakikat arayışının öncüsü olmuştur. 1980´li yıllarda ülkemizde gerçekleşen İslâmî dergilerle başlatılan yayın faaliyetleri arasında yerini alan Somuncu Baba Dergisi, mensup olduğu ocağa layık bir şekilde her dönemde Hakk´ın ve halkımızın yanında yer almış, yayın çizgisiyle milletimizin ve temel değerlerimizin güçlenmesine katkı sağlamış, ülkemizin maruz kaldığı sancılı dönemlerde de milletimizin ve devletimizin yanında saf tutmasıyla haklı mücadelenin bir safhasını teşekkül ettirmiştir.

Derginin ana çizgisini kaybetmeden devamını sağlayan, tasavvufî neşeyi yansıtma hassasiyetini güden, edebî zevki tattıran, derginin temel ilkelerden sapmamasında katkı sağlayan, kalite ve donanımı elden bırakmadan her kesime ulaşmasını sağlayan emektarlarına teşekkür eder, Rabb´imden istikametten ayrılmayan daha nice uzun yıllar yayın hayatına devam etmesini niyaz ederim.?