M. Nazmi Değirmenci


Somuncu Baba Dergisi, ?İki Yüzüncü? Sayı


İnternetin bu kadar yaygınlaşmadığı zamanlarda, görselliğin bu kadar öne çıkmadığı dönemlerde, dergilerin daha manidar, kıymet ifade eden bir yanı vardı. O zaman vatan, millet mukaddesat, halk, özgürlük muhabbeti üzere yetişen gençler, altını satır satır çizerek okuduğu bir dergiyi takip eder, müdavimi olmakla övünürlerdi. Sonrasında kaçınılmaz bir virüs, televizyon modası kapladı toplumu, çoluk, çocuk, genç, yaşlı kadın, erkek hepimizi eline aldı, gönlümüze girdi. Karşılığı olmasa da etkiledi,  Dergiler aranmaz, okunmaz, alınmaz olmuştu. İşte böyle bir zamanda milli ve manevi bir sorumlulukla yayın hayatına başladı Somuncu Baba dergisi.

               Alternatifsiz dış kaynaklı yapımlarla evlerimizdeki başköşeye misafir ettiğimiz televizyonlar, irfanı güzelliklerimizi bir bir yok eden yapımlar ve uzayıp giden diziler... Dallas, Küçük ev, Cosby ailesi, Bonanza, Yalan rüzgârı, Altın kızlar hepimizi ekran başına kilitliyordu. Kültürel birlikteliğimizin özü, , maneviyat iklimimizin ilk mektebi olan ailelerimizin gözü, kulağı, sözü, sohbeti olmuştu.  Tek kanalla başlayıp hızla çoğalan televizyon yayıncılığının topluma kısa vadedeki olumsuz yansımaları çok belirgin aşikârdı. Annelerimizi, babalarımızı, çocuklarımızı, kardeş ve akrabalarımızı kısaca milletimizi tanıyamaz olmuştuk. Özellerimizi kaybetmeye başladık. Toplumun özenti ve değişim arzusu ve kontrolsüz güçle, meçhul bir boşluğa savruluyorduk, hatta savrulduk;  millet olarak işimiz zordu, çok yıprandık maddi manevi çok kayıplar verdik, ayrıştırıldık, ötekileştirildik, parçalanmak istendik. Lakin bu milletin sahipleri vardı, gönül ateşini hiç söndürmediler, ne endişeye kapıldılar ne korku duydular, hep dik durdular, hep doğru olanı konuştular, yazdılar ve yazdırdılar. Bu manevi ışık, gönül ateşi, uzak yakın bütün diyarlara ulaşmalıydı, her kul bu aydınlıktan istifade etmeliydi. Somuncu Baba dergisi böyle bir sorumlulukla yayın hayatına başladı. Bir gönül davasının etrafında kenetlenmiş, hakkı arayanlara yol olan, bir muhabbet membaının kültür ve edebi yansımasıydı.

                 Somuncu Baba Dergisi 1994´ten bu yana aralıksız olarak yayınlanmaktadır. Bu büyük bir istikrar ve başarı örneğidir. Anadolu´nun mütevazı bir köşesi Darende´de hazırlanarak ulusal bazda dağıtımı yapılan Somuncu Baba dergisinin bu ay iki yüzüncü sayısı yayınlanmıştır. Ülkemizde bu kadar uzun süre yayın hayatında kalabilen dergi sayısı çok azdır. Somuncu Baba, Hulusi Efendi kaynaklı bu maneviyat pınarı dergimiz, dün de vardı, bugün de var, yarın da akmaya devam edecektir.

          İlk yayınlandığında üç aylık, sonrasında iki aylık olarak çıkmaya başladı. Daha sonrasında aylık olarak kültür ve sanat dünyasındaki yerini aldı. Haklı bir güvene ve unvana kavuştu. Darende gibi şirin bir diyardan doğup, mana boyutunda her yüreğe ve insana dokunan Somuncu Baba dergisi,  güzelliği, zarafeti kendisine ilke edinmiş bir yayın olarak tasavvufun geniş açılımlı atlası oldu. Başta edep, irfan, tevazu, kanaat, kadirşinaslık, helal, haram, adabı muaşerete kadar bu gün hasret kaldığımız birçok konuyu gündeminde tuttu: Mısra mısra farklı kalemler tarafından şerh edilen Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi´nin, Divan-ı Hulusi-i Darendevi adlı eserini; Nasihat eden, yol gösteren, irşat eden bilgi yüklü mektuplarını; Somuncu Baba Camii minberinden okumuş olduğu ilim, insan, ibadet, İslâm, vatan millet sevgisi, birlik, beraberlik, çevre, sosyal hayat, dünya ve dünya gündemi gibi konulardaki hutbelerini okuyucuyla buluşturdu. Alanında uzman, eser vermiş, ilmî ve edebî kıymeti ehlince takdir edilmiş geniş bir yazar kadrosu oluştu.

          İlmî makalelerin yanında, mısralarla bezenmiş şiirler, Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî´den gönüllere şifa satırlar dergide yerini almaktadır, tarihî şahsiyet ve manevî dinamiklerin dikkate alınarak güncelin yakalandığı, her sayısının bir kuyumcu hassasiyeti içinde hazırlandığı dergimiz. Gençliğe iman, izan ve irfan pınarı olup akmaktadır. Somuncu Baba dergisi kültürel gelişmemizi sağlar, hem ilmi hem irfanı boyutta bizleri olgunlaştırır, bilinçli bir insan olmamızı yaratılış gayesine uygun yaşamamızı sağlar. Yar mektubudur kıymet bilmek gerekir. Onu anlamak ve eş, dost, arkadaş, tanıdık, tanımadık herkese tavsiye etmek gerekir.

 Nice yüz yıllara? Emeği geçenleri gönülden kutluyorum.

nami değirmenci
31.07.2017 13:33:06
abim ğüzel yazını okudum kalemin hiç susmasın