M. Nazmi Değirmenci


Seyyid Hasan Gazi´den Battal Gazi´ye


Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen Battal Gazi Sempozyumu´ndayım. İki gün sürecek sunumlar, beş oturumda yapılacak bütün tebliğleri dinlemek istiyorum.  Türk tarih sayfalarında anlatılan son Türk destan kahramanı Battal Gazi´yi daha yakından tanımak, anlamak, olur da sorulur veya yeri gelirse doğru anlatmak istiyorum.  Son yıllarda çokça kullanılan bir cümleyle tanımlarsam; Rol model Battal Gazi nasıl anlatılacak? Merak ediyorum. Cüneyt Arkın´ın filmlerinden anımsadığımız, bolca müstehcen sahnelerin akıllarda kaldığı filmlerdeki Battal Gazi imajını toplumda nasıl düzelteceğiz? Bilemiyorum. Sorularıma cevaplar arıyorum. Onun için buradayım, umarın aradığımı bulurum. Destanlaşan Battal Gazi, Yaratan´ın mazhariyetiyle güçlü olandı, o Yaratan´ın emirlerine uyan, kulluk vazifesini yerine getirendi.  Onda temel olan öğe imandı. Meraklıyım, bakalım onun duygularını, onu destanlaştıran halkın duyguları nasıl anlatılacak dilden mi gönülden mi söylenecek.

Battal Gazi´nin ismi, doğum yeri, yılı, milliyeti, şeceresi hala bir sır niteliğinde aynı sempozyumda farklı görüşler sunuldu. Emeviler döneminde yaşadığı belirtilen Battal Gazi´nin Seyyid olması ile alakalı ifadelere yer verildi. Babası, Hüseyin Gazi´nin ordu komutanı görevinde olmasından yola çıkılarak, İslam İmparatorluğu´nda Emevi yönetiminin Peygamber soyuna olan düşmanlığından bahsedildi. Peygamberimizin nesli pak torunlarından, Hz. Hasan Efendimizi´n zehirlenmesi, Hz. Hüseyin Efendimiz´in Kerbela´da şehit edilmesi gibi insanlık tarihinde çok derin izler bırakan bu olayların yaşandığı o dönemde Emeviler´in Peygamber evlatlarını devlet yönetiminde bulundurmadıkları anlatıldı. Bu durumda Battal Gazi´nin babası Hüseyin Gazi´nin Malatya sancağında ordu komutanı olması mümkün değildir diyerek Seyyid olmasıyla alakalı şüpheler ortaya atıldı. Battal Gazi´nin doğum yerinin Malatya, Antakya, kimi kaynaklara göre de Şam olduğu belirtildi. Asıl adının Abdullah olduğu, bazen de Cafer olarak bilindiği anlatıldı. Battal adının; yiğitlik, kahramanlıkla anılmak amacıyla söylendiğini, en keskin ifadelerle Battal Gazi için Türk ise Müslüman değil, Müslüman ise Türk değil ifadesi dikkatlerden kaçmadı. Kısaca sempozyumda özü bıraktık ayrıntılarda boğulduk.     

Sempozyumda her tebliğci Battal Gazi´nin nerde doğduğu, adının ne olduğu, milliyetinin ne olduğuna takılıp kaldı.  Oysa ben Battal Gazi´yi dinlemek istiyordum, yaşayışını, fütuhatını. Ondaki destanlaşan mücadelesinin kaynağını duymak istiyordum, onu bu sevdaya iten neydi? bunu duymak istiyordum. Rol model Battal Gazi´nin doğduğu il, yıl, milliyet kavramı önceliğimiz olmamalıydı. Bu çalışmanın, buluşmanın ana sebebi; onun yaşamındaki örnek mücadelesi olmalıydı... Gençlerimiz Battal Gazi´yi bilmiyorlar. Aslında nice Battal Gaziler´in ortaya koymuş oldukları neticelerle bugün, bu eşsiz topraklar bize vatan olmuştur. Dolayısıyla biz her zaman vatanına, milletine canını feda edebilecek rol modelleri iyi anlatarak bir nesli yetiştirebilirsek geleceğimizden de emin oluruz.

Battal gazi sempozyumunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) torunlarından Hüseyin Gazi´nin kardeşi, Battal Gazi´nin amcası ve kayın pederi, Abbasiler döneminde Zenkbar Kalesi´nin fethinde şehit olmuş Seyyid Hasan Gazi tebliği, tarihçi yazar Resul Kesenceli tarafından ilk defa sunuldu. Bu gün Darende´de metfun bulunan Hasan Gazi´nin ilmi yönünün, kardeşi Hüseyin Gazi´nin de cesaret ve yiğitlik yönünün öne çıktığı anlatıldı.  Yrd. Doç.Dr. Cemil Gülseren ?Bakai´nin Battalnamesi´ndeki Söz Varlığı?, konulu tebliğde Darendeli olan Bakai´nin Battalnamesi´nde kullanılan Türkçe´nin analizi yapıldı. Tebliğdeki örneklemelerde gecen, destanda kullanılan kelimeler salondakilere yabancı gelse de benim aşina olduğum kelimelerdi.  Araştırmacı yazar Kemal Deniz tebliğinde Seyyid Hasan Gazi ve Seyyid Hüseyin Gazi beraberliğini Osman Gazi ve Şeyh Edebali, Fatih Sultan Mehmet Han ve Ak Şemseddin,  birlikteliği gibi değerlendirdi. Genel manada güzel bir etkinlikti, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

          Sevgili Babam Eğitimci İzzet Değirmenci´nin vefatının sene-i devriyesinde onu rahmetle anıyorum. Babaların yokluğu her yaşta belli oluyormuş, arkamızdaki karlı dağmış babalarımız, onu bütün evlatları ve torunları olarak özledik.  Rabbim rahmetini esirgemesin, makamını cennet eylesin.

nami değirmenci
5.01.2018 00:57:02
abi kalemine sağlık