M. Nazmi Değirmenci


SEYYİD ABDURRAHMAN ERZİNCAN ANMA PROGRAMI, BALABAN BULUŞMASI


            Balaban´da yaşları atmış ortalamasındaki bizlerin yapamadığını, bugünkü gençler başarmış durumdalar, onları gönülden kutluyorum var olsunlar.  Balaban Spor Kulübü, Balaban Kültür Derneği´nin geleneksel hale getirmeyi düşündükleri, siyaset üstü duruşlarıyla, bu yıl ikincisini düzenledikleri Memleket Havası Balaban Buluşma Günü´nde oradaydım. Büyük, küçük, genç, çocuk kadın, erkek sağ olsunlar bütün Balabanlılar orada. Yine çok katılımlı bir organizasyon,  kurban bayramının üçüncü günü, kurban paylarından hazırlanmış yemek bir başka lezzet ifade ediyordu, her hanenin katkısı vardı. Devlet erkânı orada. Mehteran takımının gönüllere işleyen dinletisiyle başlayan programdaki vatan, millet, bayrak temalı buluşmadan çok mutlular.  Sağ olsunlar siyasetten hizmet üreten hemşerilerimiz orada, bugün de yarın da Balabanlı´nın yanında olacaklarını hissettirdiler, Milli Eğitim Bakanımız Sayın İsmet Yılmaz Bey teşrif ettiler, bu birlikte duruş, Darende´mize, insanımıza sevdalı bir Bakanı ağırladı ve sılayı rahim üzere gelen Balabanlı hemşerilerimiz görüştüler, özlem giderdiler, kucaklaştılar, hal hatır sordular, güzeldi,  güzelliklerle doluydu Memleket Havası Balaban Buluşması.

            Lakin gönülden bir itirazımı dile getirmek istediğim, bir büyük eksikliğimiz vardı, bizim olan kültürel miraslarımız bu buluşmada yoktu veya yok denecek kadar az gündeme geldi. Balaban´ın manevi kimliği,  Anadolu´nun İslamlaşmasında önemli bir mihenk taşı, fetret devrinden sonra Osmanlı´nın birleşim mayası, manevi irşat eri, Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri´nin kayın pederi Seyyid Abdurrahman Erzincani Hazretleri olmalıydı, onu doğru anlatan tebliğler sunulmalıydı,  bu büyük veliyi bu gün farklı şehirlerin sahiplenme yarışı içinde oldukları unutulmamalı, tarihi kimliğimiz Alp Arslan´ın komutanlarından bir maneviyat eri Balaban Bey adını vermiştir. Bu topraklara, Anadolu kerpiç mimarisinin en nadide örneği, araştırma ve tez konusu Balaban kerpiç evleri, solunum yetmezliği, böbrek, cilt hastalıklarının öne çıktığı onlarca derde deva olan balaban içmeleri hep gündemde tutulmalı, kale kent kimliğiyle kale içinde oluşmuş sosyolojik yaşam, çeşitliliği bol zengin yemek kültürü ve en önemlilerinden bir tanesi Balaban´da konuşulan öz Türkçe dil zenginliğini örnek verirsem Buharik, Eneçik, Ahtaraç her etkinlikte öne çıkarılması gereken kültürel zenginliklerimizdir. Emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum, bir sonraki buluşma günü davetimizin Abdurrahman Erzincani´yi anma ve Balaban Buluşması şeklinde olması önerimle. Bu buluşmada emeği geçenlere teşekkür ediyorum,  

           Mutlu insanlar olduğu gibi, mutlu şehirler de vardır, masum, hüzünlü şehirler de. Şehirlerin de ağlamasını, inlemesini duyar,  gülümsemesini görürsünüz. Acısı vardır hüzne dönüşür. Var oluşandan beri üzerinde ilmik ilmik dokunan kültürel kimliğin terk edilmesidir onun derdi. Şehirlerin zenginliği kendinde yaşatılan kültürdür. Yaşanan, yazılan, anlatılan hikâyesini onu canlı ve mutlu tutar.  Üzerindeki yenilenmiş çok katlı süslü devasa binalar pek ilgilendirmez onu.

          Şehirler vardır kendini aramakla meşguldür, kıyıdan köşeden suyunun suyundan bir bulaşık bulup kendilerine kimlik bulma telaşında olan şehirler vardır, hayali hikâyeler düzen bunu teyit etmek için türlü alaverelere giren onlarca şehir yöneticisi vardır. Ama nafiledir çabaları, altı dolmaz çöker çürür gider, şehirlerin kültürel kimlikleri, sürece dayalı büyük bir zenginliktir toplamayla olmaz. Ne acıdır ki böylesine önemli kültürel zenginliğin içinde olan bazı şehirler bunun kıymetini bilmez, zenginliğin farkında dahi değildir. Mirasyedi gibi son halkanın da kopmasını beklerler.  Bu şehirlerden biri de ne acıdır ki benim toprağım Balaban´dır.  Kimse alınmasın gücenmesin, Balaban kültürel zenginliğinin farkında olmayan bir belde görünümündedir, bu durum bilenlere, görenlere üzüntü vermektedir. Ümit varım ki yeni nesil bu zenginliğin farkında olacaktır.