Musa Tektaş


ÖMER FARUK TAŞKIN İLE RÖPORTAJ-2


Darende İmam-Hatip Lisesinde uzun yıllar Müdür olarak görev yapan, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi´nin ve H. Hamideddin Ateş Efendi´nin eğitim konusundaki hizmetlerine şahit olan Ömer Faruk Taşkın anlatıyor? Samimi olarak Allah rızası için neler yapılabileceğini dillendiriyor. Sivas İmam Hatip Lisesinde uzun bur süre müdürlük yapan Taşkın 40 yıldır devam ettiği eğitim camiasında halen idareci?

Hulûsi Efendi Hazretleri´nin ilme, kitaba, kütüphaneye vermiş olduğu değer hakkındaki düşünceleriniz ve onunla yaşamız olduğunuz anılarınızı anlatır mısınız?  

 İlim adına Hulûsi Efendi Hazretleri´nin en büyük sözleri şuydu: ?Darende´yi tarihteki ilmi hüviyetiyle tanıtmak istiyorum.? Efendi Hazretleri´nin bütün amacı buydu. Merhum Özal´dan isteği de bu idi. Turgut Özal Efendi ?İlim adına devletten isteğiniz nedir efendim?? diye sorunca ?İlahiyat Fakültesi´nin Darende´de açılmasını istiyoruz.? buyururlar. Tabi onun isteği vefatından sonra yerine getirilip fakülte açılınca merhum Sami Erdem bey söyle söylemişti: ?Darende´ye fakültenin açılması Hulûsi Efendi´nin kerametinden başka bir şey değildir.? Bazı kimseler fakültenin açılacağına inanmıyorlardı. Yurt olarak açılması için ısrar ediyorlardı. Efendi´ye bu durum arz edilince bana buyurdu ki: ?Müdür Bey, yurt her zaman yapılır ama bir İlahiyat Fakültesi her zaman her yerde açılmaz ve biz memleketimizin gençliğinin din ve diyanetinin yanında diğer ilimlerle de mücehhez bir şekilde donanımlı olarak yetişmesini istiyoruz.? Hatta rahmetli Özal, Efendi Hazretleri´ne hitaben ?Hocam, siz fakülteyi açtıktan sonra okulun öğretim görevlileri ile diğere bütün sorumlulukları bana ait.? diye Hulûsi Efendi Hazretleri´ne söz vermiş taahhütte bulunmuştu. Zaman Hulûsi Efendi Hazretleri´ni haklı çıkardı.

Görev yaptığım dönemlerde Darende´ye birkaç tane müftü gelip görev yaptı. Diyarbakırlı Selahaddin Kaplan isminde bir müftü var idi. Burada Hulûsi Efendi´nin bir özelliğinden daha bahsedeyim: Gelen bürokrat, müdür veya amir kim gelirse gelsin, onların branşları hangi dalda ise hepsine ayrı ayrı ilgi gösterir, onlarla ilgilenirdi. Diyarbakırlı o Müftü Efendi geldiğinde ona kütüphaneyi gezdirdi. Müftü Bey Efendi Hazretleri´ne dedi ki: ?Hocam, Peygamberimiz Efendimiz´in yatsı namazının son sünnetini bazen dört rekât kıldığına dair hadis okudum ama öğle namazın son sünnetinin dört kıldığına dair bir hadise rastlamadım?? diye sorunca Efendi Hazretleri, celali bir meşrep ile ayağa kalktı, kütüphanenin dolap kapısını açtı ve kitaplığın tam ortasında kalın ciltli bir kitabı alıp getirdi. Ortadan bir yeri açtı masanın üzerine koydu ve?Müftü Efendi buyurun, o konuyla alakalı Hazreti Peygamberimiz´in hadisi şerifleri?? buyurdu. Müftü Efendi de baktı ve ?Tamam efendim, şimdi gördüm.? dedi. Efendi Hazretleri´nin en büyük özelliklerinden birisi dini konuların hangi kitaplarda geçtiğini çok iyi bilmesi, bunu sunarken de edepte, saygıda ve terbiyede kusur etmemesiydi.

İMAM-HATİP´TE BAKAN KARŞILARKEN

Bizim o dönemde Milli Eğitim Bakanımız olan Hasan Celal Güzel, Malatya´ya gelmiş dönüşünde de Darende´ye uğrayıp Hulûsi Efendi´yi ziyaret edeceğini söylemiş. Efendi Hazretleri´ne Bakan Bey´in geleceğini arz ettim. Darende´de devletin temsilcisi Kaymakam var, Belediye Başkanı var, partinin il veya ilçe başkanları var, Efendi Hazretleri´nin kendisinin de bir makamı var ancak ondaki büyüklüğe bak ki, Bakanı Darende İmam Hatip Lisesi´nin müdür odasında karşılıyor. Bu ancak çok ileri görüşlü, feraset ehli bir insanın sergileyebileceği bir davranıştır. Bu davranış İmam Hatip mesleğine ve okuluna verilen en büyük değeri gösteriyor. Bakan geldi, Efendi Hazretleri´yle birlikte karşıladık. Efendi Hazretleri´nin bakanı okulda karşılamasının hikmetini o an için idrak edemedik ama şimdi ne kadar yerinde olduğunu idrak ediyoruz. Daha sonra Devlethane´ye geçtik. Öğle yemeğini yedik. Efendi Hazretleri, Bakan ve ben kütüphaneye geçtik. Bakan dedi ki: ?Efendim, bizden özel bir istekleriniz var mı?? diye sordu. ?Bizim tek ihtiyacımız var Bakan Bey, o da öğretmen, Müdür Bey´in öğretmen yetersizliğinden dolayı sıkıntısı var.? dedi. O zamandan sonra hiçbir öğretmen sıkıntımız olmadı ve Allah´a hamdolsun, himmetleriyle, o dönemlerde hatırı sayılır insanlar yetişti.

 Hulûsi Efendi´nin İmam Hatip Lisesi´nde cenazesinin kaldırılmasındaki hikmeti sebebi nedir sizce?

Hulûsi Efendi Hazretleri´nin birçok köy ve kasabalarda yapmış olduğu eserleri çoktu ama Darende İmam Hatip Lisesi´nin onun yanında ayrı bir yeri vardı. Çünkü ilme vermiş olduğu değer, gençliğin ilim ve irfanla yetişmesi onun en büyük arzusu idi. Hiç unutmuyorum bir gün kız talebeler için ?Evin sağlığı kız çocuklarımızın okumasıyla, bilinçlenmesiyle mümkündür.? dediği dün gibi aklımda. Okulumuzda yeterince yer olduğu için kız çocuklarımızın okumalarına yönelik olarak onlara okulumuzda ve yurdumuzda yer açtık. Onları okuttuk ve Allah´a hamdolsun ilk kız öğrencilerimizden Hülya Tok Ankara´ya hâkim olarak atandı. Bu arada öğrenci sayımız arttı. Tabi bu arada Okulumuzun üst katını derslik ve yurt yeri yapmak için Hamidettin Efendi´yle beraber Sivas´a yardım toplamak için gittik. Bir sahra sohbeti düzenlendi. Sohbet sonrası yardım toplandı. Orada bulunan ve buraya gönül veren erkek-bayan ihvanlar inanın ellerinden gelen yardımı esirgemediler. Hatta  bu yardım kampanyasında bazı hanım kardeşlerimiz  alyans yüzüklerini parmaklarından, altın bileziklerini kollarından çıkartıp verdiler. O yardımlarla okulumuzun üstüne iki kat daha yapıldı ve hizmete girdi. Okulumuzdan mezun olan birçok talebemiz çok güzel yerlere geldiler. Kimisi Maliye Bakanlığı´nda daire başkanı, kimisi Gümrük Bakanlığı´nda genel müdür yardımcısı, kimisi Danıştay´da hâkim, kimileri mülkiye´de müfettişi, Birçok doktor, hatta bir kaçı avukat oldular. Vatanımıza milletimize hizmet ediyorlar. Hulûsi Efendi hazretlerinin cenaze namazı en mühim eseri olan Darende İmam-Hatip Lisesi avlusunda kılınmıştır.

 Hamid Hamideddin Efendi de görevinin başına gelmeden önce Hulûsi Efendi Hazretleri onu çok güzel bir şekilde yetiştirerek bütün hizmet tecrübelerini, en uç zirve noktasına kadar ona aktardı. Manevi boyutta da onu ahlaken en mükemmel şekilde yetiştirerek emanetini teslim etti. Buna bir misal verecek olursak; Hamid Hamideddin Efendi´yle beraber bir amirin, bir bürokratın, bir genel müdürün yanına gittiğimizde, aynı Hulûsi Efendi´de olduğu gibi saygı ve hürmetle karşılıyorlar ve talep ettiğimiz hizmeti hiçbir zaman geri çevrilmeden alıyor. Biz buna yıllarca şahitlik ettik. Yani etkinliği ve insanların saygısı fazlasıyla devam ediyor.  Çünkü o babanın evladı, o ailenin mümtaz bir ferdi. O vakıf hizmetlerinin önderi? Yine Hamid Hamideddin Efendi, aynı şekilde ilim merkezinde toplantılarda bulunur ve Hulûsi Efendi´nin söylediği gibi ?Hocam müsaitsen birlikte gidelim.? derdi.

Hulûsi Efendi´nin ilim yönünden en büyük arzusu isteği, Selçuklu´da olduğu gibi Darende´nin bir ilim merkezi haline gelmesi insanlığın ilim ve irfan ile yetişmesiydi.

DARENDE´DEN SİVAS´A

 Kaç senesinde Darende´den ayrıldınız ve hangi görevlerde bulundunuz?

 1996 senesinde Darende´den ayrıldım. Sivas İmam Hatip Lisesi´ne gidebilmek için sınavlar vardı, o sınavlara girmek için Hamid Hamideddin Efendi´den izin istedim. Bunun üzerine Efendi, Malatya valiliği yapmış bir milletvekilimiz vardı, ona bir kart yazdı, verdi. O milletvekilinin yanına vardık. Benden, istek arzunuz nedir diye sordu ve daha sonra da Sivas Abdussamet Bal İmam Hatip Lisesi için gereken işlemlerimizi, sağ olsun, Hamideddin Efendi´nin duasıyla yaptı. Kararnameyi cebime koydum. Tayin işlemim yapıldıktan sonra Abdussamet Bal İmam Hatip Lisesi´nde göreve başladım. İşin garip tarafı bu okulu da yaptıran Darendeli bir hemşerimiz. Abdussamet Bal Bey´in oğlu Ömer Bey´i burada biraz üzmüşler tabi. Benim Darende´den geldiğimi duyunca, kalktı, yanımıza kadar geldi ve dedi ki: ?Hocam, siz Darende´den geliyorsanız kıymet bilirsiniz. Benden ne istiyorsanız yapmaya hazırım.? Ben de ?Elimden gelen her türlü hizmeti yapmaya gayret edeceğim, büyüklerin duasıyla inşallah.? dedim. 15 sene de bu okulda hizmetimiz oldu. 28 Şubat´ın her türlü sıkıntı ve baskılarına rağmen Allaha şükür biz en az ve hafif şekilde geçirdik. Bu da elbette ki büyüklerin duası bereketiyle oldu. Daha sonra 2010 senesinde rotasyon sebebiyle İhramcızade İsmail Hakkı Efendi Hazretleri´nin yaptırmış olduğu Sivas İmam Hatip Lisesi´ne tayin oldum ve 2015 senesine kadar da orada hizmet etmeye gayret ettim. 2015´den sonra da şimdiki görev yapmış olduğum okula geldim ve 2 yıldır da burada devam ediyoruz. Büyüklerin himmet ve dualarıyla 40. yılın içindeyiz. Bu 40 yılın 36 senesi idarecilik ve 4 yılını da öğretmen olarak devam ettirdik.

 Yine bir gün Hulûsi Efendi ile birlikte Devlethane´de oturuyorken buyurdu ki: ?Müdür Bey, birçok dernek var ve bunlar dağınık halde. Bunları vakıf çatısı altında toplayalım.? Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra 1986 senesinde vakıf kuruldu.

MANEVİ GÜCE SAMİMİ OLARAK İNANMALI

Sayın hocam, Darende´de bulunup da tasavvufi, irfani kültürün, vakfın insana nasıl bir etkisi var. Sizden sonraki gelecek neslin, bu tecrübelerden istifade etmesi adına neler söylersiniz?

 Burada ki en büyük güç manevi güçtür. Bir kere bu noktada yeni nesille hem fikir olmak durumundayız. Bu manevi gücü ön plana almalı ve buna can-ı gönülden samimi bir şekilde inanmalı.

Bir gün ?Efendim, okul talebelerimizi umreye götürelim.? dedim ?Olur Müdür Bey.? dedi. Yukarıdan izni çıkarttı, o sene talebelerimizi umreye götürdük. Ve hakeza, her sene kız talebelerimizi ve erkek talebelerimizi, tabiri caizse tepeden tırnağa, hepsini giydirdik. Kızlarımızın başörtülerine kadar. Hatta kız talebelerimizi bir programa götürmek istediğimizde durumu hocama arz ediyordum, o günkü Belediye Başkanı Abdullah Karakurt´a telefon ediyordu ve belediye otobüsünü talebelerimize tahsis ediyordu.

 Bir gün Efendi Hazretleri´yle sohbetteyken birisi Nasihat ilahisini okumaya başladı. Okuyan arkadaş yanlış okuyordu ve onu durdurdu ve ?Şöyle okuyacaksınız.? buyurdu. ?Müdür Bey, ileriki bir zamanda Divan´ımız çoğalacak ve yapılacak hastaneye kaynak teşkil edecek inşallah.? buyurdu. Yine bir gün bir adam geldi ?Efendim, sabaha kadar uyku uyuyamıyorum.? deyince ?Ne güzel işte sabaha kadar ibadetle meşgul olursun.? buyurarak latifede bulundu.

Bu vesileyle bütün gönül dostlarımızı ve Darendeli hemşehrilerimizi en içten duygularımla selamlıyorum.