Ömer HİDAYET


Küresel Saldırı/Topyekün Seferberlik


Bir yazarın ölüm yıldönümü, bir devlet adamının doğumunun sene-i devriyesi, yıllara meydan okuyan bir kamu ya özel kuruluşun yıldönümü anılmaya değer faaliyetlerdir. Star gazetesi/Es Medya, üç yıldır geleneksel hale getirmeyi düşündüğü Fikir, Sanat ve Tefekkür dünyamızın üstadı NFK adına düzenlenen ödül programını, bu yılda Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla gerçekleştirdi. Marifet iltifata tabidir, müşterisiz mal zayidir. Ehli bilir, NFK, yaşadığı dönem içinde sanatıyla, şiiriyle, polemikleriyle, Ülkeyi bir baştan bir başa kuşatan konferanslarıyla sürekli gündem de olan bir fikir adamımızdır. Herkes unutmaya çalışsa, attığı çile tohumları sürekli meyve verecek, yediveren misali eserleri gönül ve fikir dünyamızı beslemeye çalışacaktı. Nazik katılımından dolayı, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib ERDOĞAN Beye ve Es Medya sahibi Ethem SANCAK´a teşekkürlerimizi ve minnettarlığımızı iletmeyi bir borç biliyoruz. Necip Fazıl, söylenmeyen sözlerin çığlığıdır. ?Bir gün, bu gidişle çatlarsa bu yürek?, ifadesi Müslümanın her daim taze ve diri olmasının altın anahtarını sunmasıydı. Cemiyet meydanına dikilerek, insanımıza ?durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak ?diyen çilekeş insandır. Gözünü daldan budaktan sakınmayan, hakkın hatırını her şeyin üstünde tutan bir fedakârdır. Ömrünü gençliğe adadı. Hapishaneler onun ikinci evi idi. Müslüman´ın ezik ve yılgın yönünü onaran, vakar ve haysiyeti her şeyin üstünde gören erdem sahibi bir mücadele insan idi. ?Kustum öz ağzımdan kafatasımı ?diyerek mücerret düşünceyi en mükemmel ifadeye kavuşturdu. Türkçenin bülbül kokan, hasret yuvası idi. ?Söylenmedik sözlerimin hasreti dudaklarımda? diyerek, gelecek nesle yol açtı. Yılmadı, yorulmadı, ömrünün sonu kadar yazdı, konuştu. Bir dönemi adeta gelecek adına ilmek ilmek dokudu. Üstün tavrı, vakur duruşu onun asaletiydi. Fransızlar, ansiklopedilerine Türkiye´den iki şair koymuşlar diye haber verdiklerinde, diğeri kim diye soruyordu. Bu ifade, bazı kesimlerce iddialı bulunmuş olsa da, fazla tevazunun başka bir kibir olduğunu biliyordu. Yaşadığı dönemde tek olmayı, en fazla üstat hak ediyordu. ?Siz benim çilemin değil, üslubumun hayranısınız? derken de, bütün mustaripler gibi yalnız kalmanın ve yanlış anlaşılmanın naif yönünü yaşıyordu. Gençliğe köprübaşı olacak insan topluluğunu ?bir dolmuşu doldurmayacak kadar? az bulurken, olması gereken gerçek ve derin müslümanın vasfını işaret ediyordu. Külliyatı, yirminci yüzyılın modern bir cemiyet şeması idi. Yazdığı ?Aynadaki Yalan? Romanı, kendi hayatının hülasası, özeti idi. Batı karşısında doğunun ?pörsümez yeni ?diye tarif ettiği İslam tezini savunurken birebir yaşadıklarını yazıyordu. Romanın kahramanı Naci´nin, Üniversite tarafından çok iddialı olduğu söylendiğinde, ?Müslümanın iddiası büyükse, tavrının da büyük olması gerekir ?sözleriyle çilekeş bir fikir örgüsünün yollarını açıyordu. ?Buz dağını hohlaya hohlaya erittik? demesi, mücadelenin zorluğunu bizlere telkin ediyordu. Şimdi de çamurdan geçilmiyor diyerek, her türlü riyadan uzak mükemmel hayatın hayalini yaşıyordu. Zira dünya, inanana zindan, inanmayana ise eğlence merkezi idi. Sakarya Türküsü´n de ki ?Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya? haykırışı şimdiki milli ve yerli duruşun işaret fişekleri idi. KÜRESEL SALDIRI/TOPYEKÜN SEFERBERLİK Ülkemiz üzerinde, çok yönlü oyunların oynandığı sıcak günler yaşıyoruz. Milletimiz ve devletimizin hiçbir oyuna gelmeyecek kadar feraset sahibidir. Köklü ve derin bir devlet geleneğimiz var. Önce Beşiktaş patlaması, sonrasında Kayseri´de masum canlara yapılan alçakça ve haince saldırılar, inşallah kısa sürede yaraları sarılarak üstesinden gelinecektir. Ülkemizin dünya sahasında oynadığı etkin rol elimizden alınamayacaktır. Derin aklın, dış mihrakların; İç karışıklık çıkarmak, Kürt-Türk kavgasına dönüştürme oyunları asla tutmayacaktır. Çok şükür ki, milletimizin ve devletimizin anında verdiği refleks ve aldığı tedbirler, hain emelleri boşa çıkardı. Sonrasında bir akşam sergi salonunda, FETÖ alçağının, Rusya Büyükelçisine düzenlediği hezeyan dolu suikast olayını yaşadık. Düzelen ilişkileri sabote etmek, Suriye´de ne işiniz var, evinize dönün tehditlerini artırmak istediler. İnşallah buda diğerleri gibi boşa çıkarılacaktır. Soğukkanlılığımızı ve vakarımızı korumaya devam etmeliyiz. Allah bu millete ve devlete acısın.