M. Nazmi Değirmenci


Kale kent Balaban


 

Gün doğar sular kar/Gün batar sular kara/Gönül yuva yapmıyor/Gurbet denen diyara.

Allah rahmetini bol etsin, mekânı cennet olsun Balaban aşığı, büyüğümüz Dr. Abdullah Ertem´in bu şiirini ne zaman duysam, okusam garip bir burukluk kaplar içimi. Kapatırım gözlerimi, gönül sevdama uyar, geçmişle buluşurum, oyna­şırım. Damlarda, süğüklerde, gökyüzüne bakarım, bir selam beklerim, gidip de dönmeyenlerden. Belki bir ses duyarım diye kulak veririm çocukluk dünyama, ama nafile, ne bir ses, ne bir soluk, dönmez artık o kafile. Özlemlerim depre­şir, hayaller kurarım sizler gibi. Eşiği, örtmesi, avlusu, tan­dırlığı, buhariği, zahralığı, eneciği, arıstağı ile atadan kalma bir avlulu mekânı, bir mahalleyi, bir güzel nahiye Balaban´ı hatırlarım. Nerede bir Balaban geçse meraklanırım, dinle­rim, okurum geçmişimden bir ses diye.

Sevgilidir Balaban, bitmeyen bir sevdadır bizler için, sı­layı rahimdir. Gönül iklimimizin aktörleri azaldı, çoğu yok artık. Takdir-i ilahidir bu ayrılığa gücümüz yetmez, ama gö­nül iklimimizin mekânları daha kalıcı ve buna gücümüz ye­ter, yetmeli de. Bundaki ihmalkârlık vefasızlık olur, vefakâr olunmalı, biz olan, bizim olan değerler korunmalı, bu gayret içinde olanlar desteklenmeli. Bu destek yalnız maddi dü­şünülmemeli, bir ?güzel olmuş´ mesajı, bir olumlu eleştiri unutulmasın ki, bizlere bu toprakların sahibi olduğunuzu hatırlatır.

Yıllar öncesinde bu köşemde Kale Kent Balaban´ı, Türkiye kerpiç mimarisinin başkentini, kerpiç mimarisin­deki bütünlüğü, him hime yapılanmayı, vadi yükseltisine eklenen bitişik nizam evlerin yüksek duvarlarıyla oluşmuş, azametli beş kapılı kerpiçten kaleyi yazmıştım. Çok şeyler yazılır ama daha işin şifresini çözemedik, yazılması neden önemli bunu kendimize soramadık. Hikâyesi olan her yer merak edilir, merak edilen yer görülmek ister. Önümüzde onlarca Safranbolu, Beypazarı örnekleri var. Akademisyen­lerce tescil edilmiş hikâyemizi duyanlar merak edecekler ve gelecekler. Belki yeniden yapacağımız yıkılmış vadiye bakan kale kapısını ve önünde oturup seyir ederken vadiyi, semaverden doldurulmuş bir bardak çayı muhabbetle yu­dumlayacaklar.

Daha önceki yılarda da araştırmacılar Kale Kent Balaban´ı inceleyip yazıp çizdiler. Türk mimarlık tarihi akademik kayıtlarına ?Balaban Kerpiç Evleri´ olarak girdi. Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlü­ğü tarafından Balaban´daki bazı binalar tescillendi. Fakat bu gün Balaban kerpiç evlerinde ki büyük tahribat önlenemedi. Bu ivedi soruna, çözüm odaklı bir çalışma yapılmadı. 700 kerpiç evden bahseden akademisyenler ve yetkililer, son on yılda kaç ev yıkılmış ve potansiyel daha kaç ev yıkılacak, bu sayısal verileri yazıp konuşmalılar. Neden yıllar önce Ba­laban yapısal sit alanı içerisine alınmadı bilen var mı, yok. Suçlu var mı, yok, teklif var mı, yok, takip, o da yok, sonuç ortada. Demek ki bu güne kadar bana değmeyen yılan hesa­bı, yıkanda memnundu, yıkıma göz yuman da. Geçte kalsak geçen günlerde Balaban kerpiç evleri basında yazıldı, konu­şuldu, gündemdeydi.

Türkiye kerpiç mimarisinin başkenti Kale Kent Balaban için bir davet vardı, söylemler ve yöntem farklı, sahiplenme var, paydaşlar yetkin, artık korumadan çözümden bahse­diliyor. Darende Belediyesi tarafından ilçeye davet edilen, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Programı´nda görevli, 11 yüksek lisans öğrencisi akademis­yen, Prof. Dr. Eyüpgiller başkanlığında Anadolu´nun farklı bir mimari merkezi olan ?Kale Kent Balaban´daki kerpiç ev­leri incelediler. 3 boyutlu lazer tarama sistemiyle röntgenini çekerek, tarihî kentin siluetini ortaya çıkaracak çalışmalar yaptılar. Bu önceden yapılan çalışmalardan daha katılım­cı, ayrıntılı bir çalışma. Çok boyutlu düşünülmesi çözüme odaklı olduğunu gösteriyor. Sayın Prof. Dr. Eyüpgiller Ba­laban Mahallesi´nin kerpiç mimarisi açısından Türkiye´nin önemli bir zenginliği olduğunu aktararak; ?Biz Balaban´ın kerpiç mimari özelliklerini saptayıp, daha sonra bu mimari geleneği nasıl koruruz, nasıl yaşatırız şeklinde çalışmalar yapacağız. Bu mimariyi burada nasıl sürdürebiliriz diye pro­je hazırlayacağız.? diyerek mimari yapının yanı sıra evlerin korunması, sosyal yapının devamı, gibi başlıkları açması bu güne kadar telaffuz edilmemiş, gerçekçi bir yaklaşımdı. Çözüm metotları ayrı bir çalışmadır, bu halk, yerel yöne­timler ve bilim adamları üçgeninde uygulanabilir bir arz ve talep dengesiyle çözülmelidir. Sayın Eyüpgiller´in ?Eğer bir şeyi başarmak istiyorsan etki ve tepkileri ölçmelisin.? diye­rek çalışmanın içinde olması çözüme inandığını ifadesidir. Konunun paydaşı olarak bu hayırlı çabaya başlangıç katkısı sunan ve devamında bu projenin takipçisi olacağına inan­dığımız Darende Belediyesi´nin başlattığı Balaban TOKİ Konut Projesi´nin başarılı olması dileklerimle.

Mehmet ÖNDER
6.04.2016 10:35:48
Prof. Dr. Bekir DENİZ Akdeniz Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü. Balaban, Malatya ve cevresi gibi yakın yöreler ile Elazığ, Sivas gibi daha uzaktaki şehirlere kadar uzanan geniş bir alanda henüz ikinci bir örneği bilinmeyen ilginç bir yerleşim yeridir. Bütün şaşırtıcı özellikleriyle de geleneksel Anadolu -Türk evleri arasında, kendine özgü bir güzelliğe sahiptir. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Eres Kerpiç mimarisi bakımından Balaban Mahallesinin çok önemli bir yeri var. ?Bilim insanları tarafından çok uzun zamandır Balaban´ın önemli biliniyor. Ancak çok ayrıntılı bir çalışma yapılmaması üzüçü. Balaban Kale Kent görünümünde inşa edilmiş müstesna bir alan. Korunup yaşatılması gereken bir "Kültürel Miras". İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet OCAKCI Balaban Kerpiç Mimaride Dünyada 1 Numara 2009 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne layık görülen Darendeli Hemşerimiz ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin SÖZEN Balabanın tamamının korunması gerekliliğinin yanı sıra, Çarşı merkezli çalışmalara başlanması önemlidir. Balaban Çarşı dokusu boydan boya korunmalıdır. Kerpiç yapılar tamamen ayağa kaldırılmadır. ?Kerpiç?; restorasyonda kullanılan malzeme olmalıdır. Bu kültürel zenginliği dünyaya duyurup sahiplenmek gayretinde olmamız gerekmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Kemal Kutgün Kemal Kutgün Eyüpgiller Balaban Türkiye´de Kerpiç Mimarinin başkentidir. Güney Amerikada Santefe kasabası ve Türkiyede Darende Balaban yöresi Kerpiç mimaride Dünyanın en önemli yerlerindendir. Amerika Santefe kenti korunup markalaşırken Balaban günden güne eriyor. Balaban kentsel sit alanı ilan edilip bir bütün olarak korunmalıdır. Bu tarihsel bir sorumluluktur. Keşke yıllar önce bu çalışma gerçekleşseydi. Devlet el atıp kültürel mirasa sahip çıkmalıdır. İstanbul Kültür Üniversitesi/Rektörlük/Türk Dili Bölümü/Yrd.Doç.Dr. Cemil GÜLSEREN Balaban´ın evlerini Duyanınız var mı ? bilmem ama bir gören durup bir daha bakar bu evlere. Baktıkça içine giresi gelir. Öylesine sıcak, çekici, kucaklayıcı olan Balaban Evleri hakkında bilimsel bildiriler de sunulmuştur. Envanterlere geçmiş, mimarlık ve sanat tarihleri kaynaklarında kendisine özel yer bulmuştur. Maalesef bu evleri bu gidişle çok çok yakın bir zamanda arşiv fotoğraflarda görebileceğiz. Hangi gidiş derseniz yok etmede acelecilik, korumada duyarsızlık gidişi? Gerekçemiz yani bahanemiz mi, o kadar çok ki. Betonlaşmış kafalarla modernleşme adına, şehirleşme telaşı ile zenginleşme havasıyla, gelişme yalanıyla, ilerleme rüyasıyla sonuç zevksiz, yığınla beton bloklar, tek tip model evlerin sayısı hergecen gün artmaktadır. BÜYÜKLERİMİZ KONUYU ÖZETLEMİŞ. TEŞEKKÜR

Cemil GÜLSEREN
15.04.2016 10:50:54
Balaban Evşleri konusunda bu yaz sonu mu olur ilk güz mü olur bence bir toplantı yapmak gerek. Bu bir sunum da olabilir, panel de olabilir. Diyeceksiniz ki kim düzenleyecek?!...İşte Balaban´ın Balabanlının sorunu bu zaten.