Cemil Gülseren


Havadan sudan


Artık okulluyuz. Sınıflara alıştık. Derslere ısındık derken havalar da soğudu. Hani yeni görüşen, tanışan insanlar vardır. Zoraki otururlar. Ne konuşulacak?  İşte havadan sudan. Aylardan ekim.  Konu belli. Geceleri de bayağı soğudu. Evet öyle. Zoraki moraki komşuluk ölmeseydi iyiydi yahu.

  Zenginlik yerinde, refah arttı. Yalnızlık da? samimiyet ve komşuluk da olabildiğince azaldı. Ne kül kaldı, ne komşu? Neyse ki okullar açıldı. Bir telaş, pür telaş sormayın gitsin.

Ayşe, okuldan geldikten sonra annesi ile konuşmaya başlar:

 - Anneciğim bugün serviste şoför ani fren yapınca ayakta duran arkadaş yere düştü. Herkes ona güldü. Yalnız ben gülmedim.

? Aferin sana kızım. Düşene gülünmez.  Güzel bir davranış seninki.

 ? Ama anne düşen bendim. Dürüstlük işte bu.

Ah çocuğum ah. Yerinde olsam hiç büyümem ama sevilmek için de küçülemem.

Öğretmen öğrencisine sorar: - Sen ablanla ikiz misin?

 ? Ablamla mı?!...

? Evet.

? Hayır kardeşiz. Herhalde öğretmenin yorgunluk haline denk gelmiş.

Okullar başlar da kurslar, ek dersler başlamaz mı? Hele hele çalgı kursları hayli rağbet görür. Maksat öğretmek mi, çocuğu mu oyalamak pek ayırt edemezsiniz. Belki de ikisi de. Bizim Nasreddin Hoca ud çalmaya merak duyar. Bir ud ustası bularak sorar: ?- Dersler için ne kadar ücret alıyorsun?? Ud ustası cevap verir: ?-İlk ay için on altın, sonraki aylar için birer altın alırım.? ?İyi? der Nasreddin Hoca: ?O halde ben ikinci ay başlarım.?

Biz çocukken ?Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım.? Derlerdi çocuklar. Biz yetişkinken; su satarlar, mendil satarlar. Kırmızıda cam siler, herkese el açarlar. Bu çağın çağaları cin gibi. Çok da çiğler; çarpmadan çarpılmış gibi. Çook değişti çook. O sizin gözüne baktığınızda mum gibi olan çocuk devri gitti. Şimdi ele, avuca, odalara, evlere sığmayan yeni nesil ?çağa çocuk? çağına girdik. Azla yetinmeyen, yetiştiremediğimiz, yetiremediğimiz, doyumsuz, mutsuz yeni yetmeler. İşte böylesine tatlı belaya sahip bir anne bir eğitim seminerine gitmiş. (Çocuğu olmayan) bir pedagog salonda çocuklarınıza şöyle davranın, böyle yapın falan sayıp duruyormuş. Bizim kahramanımız anne dayanamayıp sorar: ?Hocam kaç çocuğunuz var?? Çıt yok. (Not: Aynıyla olmuş bir sahnedir.) Biz buna bekâra boşamak kolay diyoruz. Sinek kadar enerjisi yok lakin sinerjiden bahsedenler yok mu?...

TRT Radyodan duyduğumu aktarayım: Sunucu türküyü duyuruyor dahası armağan ediyor. (Genellikle uzun yol şoförlerine gönderirler. Kısa yol sürücüleri ile şehir içi radyolar ilgileniyor.) Orman yangınına müdahale eden ekibe bir türkü gönderiyoruz. Merak ettiğim ekip yangın söndürürken türkü de dinliyor muydu? Biz yangına bile türkü ile gideriz be ya!...

?Fatiha?sız cenazeyi de gördüm. Şahidim. Islık var, alkış var, slogan var. Bir tek ?Fatiha´ yoktu. Daha neler neler göreceğiz. Şimdi bana diyecekler ki ya attığın taş kafamızı yarsa? Kafatası beyni korumakla programlı. Ya içi boşsa!...Çay paralı, şekeri de. Çay taşı bedava. Taşlayan taşlayana.

Mafyaya hep ?yer altı dünyası´ deriz. Bir gün herkes, o dünyanın (!) adamı olmayacak mı?

Algı mı, yanılgı mı siz karar verin. Herkes kendini kalbur üstü sanıyor. (Halburun) delikleri toplu iğne başı gibiyse olur. Neden olmasın.

Ahan da Türkiye´nin en büyük nakliye firmasını açıklıyorum işte: MAŞAALLAH.

Ramazan YILDIZ
6.10.2016 12:08:57
Hocam, yine sohbet tadında unutulmuş değer yargılarını bir çırpıda özetlemişsiniz, hafif mizahi, biraz ironik, çokça ibret verici olmuş,Modern zamanların Şevket RADOSU,Rahmetli Aydın Bolak hocamızın radyo sohbetlerini hatırlattı bana yazınız. kaleminize ve yüreğinize sağlık..

ishak vergili
12.10.2016 12:18:29
canım ağzınıza yüreğinize sağlık yorumlarınızı takip ediyorum ayrıca sizler sayesinde bu makamlardayım. Sağlıcakla kalın.

Leyla ATÇEKEN
3.11.2016 13:36:25
Hocam hoş sohbetlerinizi özledik.Yazılarınızla avunuyoruz.Dediğiniz gibi okullar açılışı bir telaş,pür telaş.Koşturup duruyoruz.50 kişilik sınıflar,ikili öğretim,Sabah karanlığında düşüyoruz yollara .Yorgun savaşçı gibi dönüyoruz eve.Vakit bulup yorum yazamadım affola. Esen kalın.