Cemil Gülseren


HAK YERİNİ BULUR ? er ya da geç


 

Yerel gündemle ulusal gündemin aynı olduğu günlerde­yiz. Bütün millet ?Demokrasi Nöbetinde.´ Hainler hariç her­kes aynı duygularda, aynı dileklerde, aynı dualarda uzlaşmış. Uzlaşmış demek bile uymaz aslında birleşmiş. Tek yürek ol­muşuz. TBMM, hükümet, muhalefet dayanışma içinde. Allah daim etsin. Hissiyat aynı, asabiyet aynı, fikriyat aynı. Hâlâ ufak tefek ayrılıklar, aykırılıklar yok mu? Var tabii ki. Nöbetini tut­tuğumuz demokrasinin gereği de bu zaten. Olacak, olsun da. Esasa etkisi olmadıktan sonra ne gam. Bir önceki yazımı da böyle bitirmiştim: ??Önümüzde ?örnek insanlar´ varken kim çıkarsa çıksın önümüze. Gam değil.? (Temmuz 2016- Darende Haber)

Kararlı olan, karar veren, hareket eden lider(ler) olduğu sürece; sezen, hisseden, uyaran, anlatan, dua eden kanaat önderleri, Allah Dostları var olduğu sürece; onları seven, sa­yan, bilen, anlayan ve dahi Allah´a iman eden, milletini, bay­rağını, vatanını, dinini bilen imanlı, ihlaslı, inançlı, azimli, aşklı, vicdanlı, ŞEREFLİ millet evladı olduğu sürece yedi düvelin düşmanlığına rağmen Milli Mücadelede olduğu gibi şimdi ve her zaman Allah bu millete yardım eder elbet. Şüphesiz Allah doğruların, hakkın yanındadır. Allah var gam yok. Ancak rehavete kapılmak da yok; uyuşmak, uyumak, yatmak da yok. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın ilk anlar­dan beri sürdürdüğü ve vatandaştan istediği tutum da bu yönde değil mi? ?Sü uyur, düşman uyumaz? (Sü: ET´de ? asker´ demektir. Bugünkü ?subay´, Osmanlı ?da ?subaşı´ kelimeleri buradan gelir. Galat-ı meşhur olarak bugün ?Su uyur.´ diyoruz ki doğru değil.)

Devletin, ordunun en tepesindekilerin ve onların en yakı­nındakilerin (yaverler) bile hain olabildiğini gördük, öğrendik. Sızdıkları yerde kendilerini gizlemede oldukça usta olduklarını da herkes biliyor artık. İbadet-ticaret-siyaset ve nihayet ihanet katmanlarından oluşan piramidi bu milletin iyi analiz etmesi gerekir. Devleti, milleti, her şeyden önemlisi vatanı için canını verenlere, şehitlerimize rahmet olsun. Yaralılara çok geçmiş olsun. Verilmiş sadakası varmış bu ülkenin. Hepimize büyük geçmiş olsun. Yaralar sarılır, eksilenler yerine konur, kadrolar tamamlanır, zararlar tazmin edilir elbet. Hak yerini alır. Fetöcü hainleri hem devletin, hem de Yüce Allah´ın adaletine havale ediyoruz. Sonu hayırlara vesile olur inşallah. Sabırlı ve dikkatli olmak gerek. Yeni oyunlara hazırlıklı olmak zorundayız. ?Darbe dönemleri bitti.´ Söylemleri az mı söylendi. Demek ki neymiş? Olmaz olmaz demeyeceksin. Uyar uymaz ama çok sevdiğim anekdotlardan biridir: Karadenizli Temel´in mezar taşında şöyle yazıyormuş: Hastayım, hastayım diyordum inanmadınız. Hani n´oldi?...Ülkenin bu son fotoğrafı aklıma Merhum Meh­met Çınarlı´nın şu dizelerini getirdi. Yazmadan geçemeyece­ğim:

?Bin bir düzenle saygıyı, imanı öldürüp, / İnkârı, kini, şüp­heyi devrettiler bize.

Kaynarken ortalıkta cehennem kazanları, / Cennet, barış masalları dinlettiler bize.

Bizsiz ayakta durmaya yetmezdi güçleri, / Her gün bi­zimle güçlenerek, yettiler bize.?

Olan bitene yıllar yılı seyirci kalanlar, susanlar, ses etme­yenler- bilhassa etkili ve yetkili olanlar- sustu, susturuldu, elle­medi, bilmedi, bilemedi; görmedi, göremedi, aldandık, yanıl­dık. Sonu bu işte. Kıvırmaya gerek yok. Sorular sızdı, kadrolar sızdı, kurumlar içten içe ele geçti. Buna dayanarak kalkışıma geçtiler lakin devlet ?millet ve ordu dayanışması neticesinde 15 Temmuz Demokrasi zaferi ile başarısız oldular. Başarılı ol­salardı Irak´tan, Suriye´den beter olabilirdi vatanımız. Tutkun­luk, dayanışma, cesaret bu Türk Milletinin harcında karılmış. Onu ayrıştırmaya çabalıyorlar. Bu vatan, bu ülke bizim evimiz­dir. Evin içi huzurdur. Ev namustur, ev sığınaktır, ev şefkattir. Evin dışarısı mı? Dış dünya karışıktır, baskıdır, tehdittir. Eldir, yabandır, yabancıdır. Sana yabancı, değerlerine yabancı, kut­sallarına yabancı. Dışarısı seni kıstırır, seni kıskanır. Dışarısı (dış güçler), kırar, döker; seni bitirmek için her şeyi yapar; durmaz, durmadan saldırır, saldırtır. Sen ağlarsın, alınırsın, acılara gark olursun. Kırılırsın, dökülürsün. Onlar güler, oynar. Onların bek­lediği bu zaten.

Ey Türkiye Cumhuriyeti, Ey Millet yaşayacaksın, yaşata­caksın. Coğrafyamız için, Ortadoğu´daki Müslüman halk için, Türk Dünyası için, vatan için, devlet için Allah rızası için yaşa­mak zorundasın. Buna mecbursun. Başka Türkiye yok. Başka umut yok, başka şans da yok, seçenek de? Kazanmak zorun­dasın. Yapayalnız da değilsin. Allah seninle.