Ömer HİDAYET


Gün, bir ve beraber olma günüdür


 

15 Temmuz gecesi, uzun ve karanlık bir geceydi. Dış ve iç düşman bir olmuş, kardeşi kardeşe, kırdırmanın planını yap¬mışlardı. Tankları yürüttüler, helikopterleri uçurdular, F-16 ?ları havalandırdılar, FETÖ´cü satılmışlar kendi insanını katletmek için yola çıktılar. Vatan savunması için, vatana kurban olmak için bu kutsal göreve gelenler, ihanet içinde idiler. Milletin pa¬rası ile aldıkları teçhizatı ve silahı yine kendi milletine yöneltme hainliğini gösterdiler. Beştepe külliyesini bombaladılar, Göl¬başındaki memleketin yiğit evlatları özel Hareket polislerimi¬zi sabaha kadar ateş ettiler, millettin temsilcisi vekillerimizin olduğu Meclisi abluka altına alıp, topa tuttular gözü dönmüş satılık uşaklar. Hesap edemedikleri bir şey vardı. Bu millet bir bütün olur, birlik olur, kadını erkeği, yaşlısı genci meydanları doldurmuştu. ?Babam Menderesin idamına ağladı, ben Özal´a ağladım, çocuklarım Tayyip beye ağlamayacak, O´nu kimseye yedirtmeyiz ?diye meydanlara koştular. Bizi hep batı ülkeleri ile kıyaslayan monşerlere karşılık, sizin de batı ülkelerinden geri kalır yanınız olmamalı diyen Başkomutanını korumanın, ülkeye sahip çıkmanın soylu mücadelesini verdiler. Kimi tanka siper oldu, kimi tankı etkisiz hale getirmek için egzozunu kapatarak hainlerin planını bozdu. Kimi uçaklar kalkmasın diye ekini ve lastiğini yakarak görüş alanını daraltı, feraset ve dehasını gös¬terdi. Kimi kepçeyi, kimi iş kamyonu çekti, hainler kendi yer¬lerinden çıkıp ta bu milletin üzerine ateş etmesin diye etkisiz hale getirdiler. Hesap edemedikleri tek şey bu millet Çanak-kale´de, Sakarya´da, Kurtuluş savaşında nasıl bir ve beraber ol¬muş, yedi düveli, gözü dönmüş canileri, öz yurdundan atmışsa, bu günde aynı inanç, azim ve kararlılıkla vatanına, namusuna, devletine, hükümetine ve cumhurbaşkanına sahip çıktı. Mey¬danlarda tankın önüne yattı, hainin elinden tankı alıp kışlasına koydu. Vuruldu, kolunu kaybetti, ayağı parçalandı, gözünü kay-betti. Asla bu vatanı üç buçuk soysuza teslim etmedi.

Bu kahramanlık tablosunda kimler yok ki:

Başta Devlet Başkanımız ve Başkomutanımızın bir sözü ile milyonlar hiç tereddüt etmeden meydanlara koştu

Basın ve muhalefet dik durdu, darbeci bozuntularına pa¬buç bırakmayan, takdire şayan bir tavır sergilediler. Hele bir isim var ki, anmadan geçmek haksızlık olur, bu kişi Malatya´nın yetiştirdiği yiğit evladı Turgay GÜLER´dir. Vakur duruşu, halkı hiç tereddüt etmeden meydana çağırması, Diyanet´e seslenmesi, her şeyi doğal bir mecrada ve yalın olarak içinden geldiği gibi konuşması, bana ayrı bir güven ve umut aşıladı.

Cumhurbaşkanımızın açıklamasını kamuoyuna duyuran Hande Fırat hanımında, bu direnişte küçümsenmeyecek rolü oldu. Tartışma götürmez iki kahramanımız var: Bir Cumhurbaş¬kanımız Recep Tayyip Erdoğan, diğeri de bu asil millet. Devle¬tine, reisine, ülkesine, hükümetine ve daha da önemlisi yarınla¬rına sahip çıktı. Hakkını teslim edeceğimiz biride Sayın Devlet Bahçeli´dir. Sayın Bahçeli, daha ilk dakikalarda bu bir darbe gi¬rişimdir, bu şerefsizliktir, biz hükümetin yanındayız diye tavrını, hiçbir dolambaçlı söze girmeden mertçe ifade etti. 1.Ordu Ko¬mutanımızın duruşu takdire şayandır. Alayı gelsin, birinci etabı, ikinci etabı tüm etapları ile gelsin diye Başkomutanımız Recep Tayyip ERDOĞAN dirayet ve cesaretini ortaya koydu.

Tankın önüne yatan vatan evladı, gözünü kırpmadan dar¬beci generali alnından vuran kahraman astsubayımız(Babası, yerine beni alsınlar bugün seve seve giderim, diye başka bir destansı duruş sergiliyordu) Kamyonetini kaptığı gibi vatan¬daşları kasasına doldurup köprüye giden Şerife Bacılar, asker¬lere kadar yaklaşıp onları ikna etmeye çalışan hanım ablaları, amcaları minnet ve hürmetle selamlamıyorum. Meydanları boş bırakmayarak Başkomutanımızın ikinci bir emrine kadar buradayız diye teslimiyet ve vefa örneği gösteren tüm halkı¬mız. Yediden yetmişe elleri öpülesi fedakâr ve onurlu bir duruş sergileyen isimsiz kahramanlarımız. Bundan sonra yapılacak, bu vatan kahramanlarını, demokrasi şehitlerimizi her yerde her mekânda yaşatmak bizim asıl işimiz olmalıdır. Parklara, okullara, caddelere, sokaklara adları gururla verilmeli. Edebi¬yatçılarımız kalemlerini ellerine almalı. Bu destanın şiiri, roma¬nı, hikayeleri bir bir yazılmalı. Belgeseller hazırlanmalı, filmleri çekilmelidir. Okul kitaplarına bu kahramanlık kareleri bir bir girerek, sonraki kuşaklara anlatılmalı.

Yeniden milli mücadele ruhunun şahlandığı bir gün yaşan¬dı. Tereddüdün azme, sıradanlığın asalete dönüştüğü gündü bugün. Her nefes bir çığlık, her adım bir tank paleti olmuş hı¬yanete siper almıştı. Vurulan her taze beden, Uhud´da Hazreti Hamza´ya komşu olmak için koşuyordu. Yakın Tarihte yaşadı¬ğı acı tecrübesiyle biliyordu ki, bir adım sonrası iç karışıklıktı. Kardeşi kardeşe kırdırmaktı. Ülkeyi bir anlamda batıya peşkeş çekecekler, Suriye´ye çevireceklerdi.

Darende´mizde ?Her akşam meydandayız, demokrasi nö¬betine devam ?diyerek ev sahipliği yapan başta Belediye Baş¬kanımız Dr.Süleyman ESER beye, İlçe Başkanımız Süleyman ŞİMŞEK beye, Es-Seyyit Osman Hulûsi Efendi Vakfı´nın geniş katılımlı organizasyonuna, tüm gönüllü teşekkül ve partilerin teşkilatlarına, meydanı boş bırakmayarak vakur tavrını göste¬ren kadirşinas Darende´li hemşerilerimize teşekkürü borç bili¬yoruz. Tekbirle coşan gönüllere, Bayrak sallayan ellere, çay da¬ğıtan yiğit gençlere, sala okuyan dillere, demokrasi nöbetinde mışıl mışıl uyuyan bebelere, tekerlekli sandalyesi ile meydana koşan dedelere selam olsun.

Yüreklerinize ve ellerinize sağlık, Vatan size ilelebet minnettar kalacaktır.