Musa Tektaş


Dr. Sadık Özen ile röportaj


Kısaca öz geçmişinizden bahseder misiniz?

Nadir Mahallesi Hacıkayaoğulları sülalesindenim. Terzi Mevlut Mehmet Özen´in oğluyum. 1934 yılında Darende´de doğdum. Ailem 1940 yılında Ankara´ya taşındı. Öğrenim hayatımın tümü Ankara´da geçti. 1952 yılında Ankara Gazi Lisesi´nden ve 1958 yılında Ankara Tıp Fakültesi´nden mezun mezun oldum. İlk olarak Bitlis Ahlat İlçesi Hükümet Tabibi ve Sağlık Merkezi Baştabipliği görevine atandım.  1960 İhtilali´nden sonra kendi isteğimle görevime Darende´de devam ettim.  Üç yıl çalıştıktan sonra Ankara Elmadağ İlçesi´ne ve buradan da Kalecik´e atandım. Üç buçuk yıl çalıştıktan sonra İzmir Uzunada 30 Yataklı İaşeli Revir Baştabipliği görevinde  yedek subaylık hizmetimi tamamladım.

SSK Ankara Hastanesi´nde ihtisasımı tamamladım. 1972 yılı sonunda SSK Malatya SSK Hastanesi İç Hastalıkları uzmanlığına, bir yıl kadar sonra da Başhekimliğine tayin edildim. 1977 yılında kendi isteğimle SSK Antalya Hastanesi  Başhekimliği´ne atandım. Bu görevde üç yıla yakın kaldıktan sonra kendi isteğimle emekliye ayrıldım. 1980 yılından itibaren muayenehanemde serbest hekim olarak çalıştım.  Türkiye Elektrik Kurumu ve TC Ziraat Bankası Bölge Müdürlüklerinde sözleşmeli olarak çalıştım. 

Evli ve üç kız babasıyım. Damatlarımdan ikisi uzman hekimdir. Biri kız dört torunum var. Çocuklarım ve torunlarım yükseköğrenim yapmışlardır. Kız torunum Boğaziçi Üniversitesi İngilizce İşletme bölümü mezunu olarak ulusal bir şirketin üst kademesinde görevli. Erkek torunlarımdan büyük olanı Mimarlık Fakültesini bitirdi. Ortancası bu yıl Dokuz Eylül Tıp Fakültesi´nden mezun oluyor. En küçüğü ile önümüzdeki yıl üniversite sınavlarına girecek. 

/resimler/2016-8/5/1736417122203.jpg

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ile ilgili hatıralarınız var mı?               

Hulusi Efendi büyüğüm rahmetli babamın hem ilkokul hem de askerlik arkadaşıdır. Bu nedenle kendisini çok küçük yaşlarımda tanıdım. Ankara´ya geldiğinde Karacabey Hamamı Sahibi Şaban Efendi´nin konuğu olur ve babamla birlikte ziyaretine giderdik. 1960-63 yıllarında Darende´de görev yaptığım dönemde kendisini çok yakından tanıma, sevgisini , dostluk ve yakınlığını kazanma, iltifatlarına mazhar olma onurunu yaşadım. Onunla ilgili çok hatıralarım var. Hepsi de birbirinden değerli. Bunları burada tek tek sayabilmem olanaksız. Çünkü burada bana ayrılan yerin sınırını çok aşar. O, her zaman için bana bir ağabey gibi davranmıştır. Bu nedenle onu hep ağabeyim olarak görür ve bu sözcükle hitap ederdim.  Rahmetli Kemal kardeşimle gönderdiği imzalı banknotu büyük bir titizlikle saklıyorum. Büyük bir saygınlığın ve oldukça mütevazı bir kişiliğin sahibi olarak hatırasına büyük saygı ve hayranlık duyduğum insandır. 

Hulûsi Efendi Hazretleri toplum açısından hangi hizmetleri yapmıştır?

Hulusi Efendi büyüğüm, Darende´nin toplumsal ve kültürel hayatına çok büyük katkılarda bulunmuş, kendisini sadece hemşehrilerine değil, tanıyan herkese sevdirmiş, onların gönlünde taht kurmuş; çalışkanlığı, girişkenliği, dürüstlüğü, sadeliği ve içtenliği ile çevresindeki insanlara her türlü yakınlığı göstermiş, onlara yardımda bulunmuş büyük bir şahsiyettir. Bu nitelikleri devlet ricali tarafından fark edilerek, onlar tarafından ziyaret edilme bahtiyarlığına erişmiştir.  Darende isminin ülke genelinde saygınlık kazanmasında büyük payı olmuştur.

Eğitim ve sağlık hizmetleri hususunda neleri söylersiniz?

Darende´nin kültürel hayatı oldukça zengindir. Darende´ den birçok ulema yetişmiştir. Cumhuriyet döneminden önce Darende´de ?Rüştiye? ve ?İdadi? mektepleri ile ?Medrese? vardı. Bu mekteplerden mezun olanlar gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet dönemlerinde önemli görevler almışlardır.

Bugün ise Darende, sahip olduğu çok sayıdaki İlköğretim Okulları, Liseler yanında, Çok Amaçlı Anadolu Lisesi, İmam-Hatip Lisesi, Kız Meslek ve Endüstri Meslek Liselerine de sahiptir. Darende´de, on yıl kadar önce, Türkiye´nin sayılı İlahiyat Fakültelerinden biri, İnönü Üniversitesi´ne bağlı olarak açılmış ve öğretim yapmıştır. Ancak, 2001 öğretim yılına girerken bu Fakülte ve Yüksek Meslek Okulu, YÖK Başkanı ve İnönü Üniversitesi Rektörünün birlikte aldıkları bir kararla kapatılmıştır.

İlahiyat Fakültesi ve Yüksek Meslek Okulu´nun kapatılmasına gerekçe olarak, ilçede birtakım gerici faaliyetlerde bulunulduğu ileri sürülmüş ve bu konuda Hulusi Efendi Vakfı´nın bazı yöneticileri ile bazı fakülte öğretim üyeleri suçlanmıştır. Bu suçlamaya bazı medya kuruluşları da katılmışlar ve konuya medyatik bir yön vererek sansasyon yaratmışlardır. Ancak, bu konularda yapılmış herhangi bir resmi soruşturma veya işlem yoktur. Maalesef, sadece kulaktan duyma söylentilere ve bazı gazetelerde yer alan haberlere dayanarak; bir fakülte ve iki yüksek okul kapatılmıştır. Bu akıl almaz bir olaydır.

YÖK´ nun, yıllardır tartışma yaratan ve meşruluğu  tartışılır hale gelen durumu ortadadır. Kapatılması için birçok demokratik kitle örgütü harekete geçmiş ve öğrenci kitleleri protestoda bulunmuşlardır. İzlenen antidemokratik tutum nedeniyle, bu protestolar günümüzde de devam etmektedir. YÖK Başkanının kendi zor durumunu kurtarabilmek için Darende İlahiyat Fakültesi´ni kurban seçtiği anlaşılıyor. Yapılan kapatma eylemi ile Darende ve Darende halkı haksız bir şekilde cezalandırılmıştır.

Vakıf, kurucusu Hacı Hulusi Efendi büyüğümüz  döneminden başlayarak, Darende´nin kültürel hayatına önemli katkılar sağlamıştır. Bu büyük zatın ölümünden sonra da onun yakınları, bu konudaki çalışmaları sürdürmüşlerdir. İlahiyat Fakültesi ve Yüksek Meslek Okullarının  binaları bu vakıf tarafından yaptırılarak, İnönü Üniversitesi´nin hizmetine sunulmuştur.

Ayrıca eğitim alanında, Darende merkezinden başlayarak, ilçenin en uzak köylerine kadar eğitim hizmeti götürülmesinde büyük payı  vardır. Edirne´den Kars´a ve Zonguldak´tan Antalya ve Adana´ya kadar kendisini  sevenlerin ziyaretinde bulunmuş ve onlardan sağladığı maddi yardımlarla; Darende´nin okulu olmayan köylerine okul yaptırmıştır. Aynı şekilde, Darende ve Balaban Liseleri´nin, Darende Meslek Lisesi, Kız Sanat Enstitüsü, Darende İmam Hatip Lisesi binalarının yapılmasını sağlamış ve bunları Milli Eğitim Bakanlığı emrine vererek öğretime açılmalarına öncülük etmiştir. Vefatından sonra sudan sebeplerle kapatılan İlahiyat Fakültesi de onun çabalarıyla gerçekleştirilmiştir.

İsmini taşıyan Darende Hulûsi Efendi Devlet Hastanesi´nin yapımı ve açılışı O´nun sayesinde vasiyetine binaen evladı H. Hamidettin Ateş Efendi´nin gayretleriyle gerçekleşmiş ve seçkin kadrosu ile Darende ve çevresine çok başarılı hizmetler sunmaya devam etmektedir.    

Vakfın Darende´ye hizmetleri neler olmuştur?                           

Hulusi Efendi Vakfı tarafından, Darendeliler´in tarihleri boyunca gönülden bağlı oldukları Şeyh Hamid-i Veli Camii, Türbesi ve çevresi olağanüstü denilecek çalışmalarla son derecede çağdaş ve sadece Türkiye´de değil dünyada emsali az görülebilecek bir kimliğe kavuşturulmuştur. Bunun yanında,  Hulusi Efendi  büyüğüm tarafından planlanan ve yarım kalan işler tamamlanmış Hasan Gazi Türbesi, Medişeyh Türbesi, bu zatlara layık şekilde düzenlenerek, Balaban´daki Şeyh Abdurrahman Erzincani Camii ve Türbesi ile birlikte, büyük bir titizlikle geliştirilen Somuncu Baba Külliyesi ile Darende önemli inanç merkezlerimizden biri haline getirilmiş inanç turizminin gelişmesine yol açılmıştır. 

H. Hamidettin Ateş Efendi´nin şahsiyeti ve  Hulusi Efendi´den sonraki hizmetleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Sayın H. Hamidettin Ateş, Rahmetli Hulusi Efendi Büyüğümün Darende´ye kazandırdıklarını, onun bıraktığı yerden alarak daha ileriye taşıyabilme çabası içinde olmuş ve bu çabasını sürdürmeye devam etmektedir. Kişiliği ve nitelikleri itibariyle onu babasına çok benzetiyorum. Hulusi Efendi büyüğümün yerini dolduracak bir evlat olarak yetişmiş olduğunu görmekten büyük mutluluk duyuyor ve kendisini  yürekten kutluyorum.

 

Şeyh Hamid-i Veli /Somuncu Baba Külliyesinin Darende´yi katkıları hakkında görüşleriniz nelerdir?

Darende yüzyıllar boyunca, toprağında yatması bahtiyarlığına eriş¬tiği, Yüce Peygamberimizin soyundan gelen bu büyük zatı, gerçek adı olan ?Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri? olarak tanımış ve bu büyük zata çok büyük bir bağlılık ve saygı göstermiştir. Ve bu isim günü¬müze kadar her türlü istismardan uzak kalarak yediden yetmişe bü¬tün Darendeliler´in saygınlığını kazanmış ve onur kaynağı olmuştur.

Bugün ?Somuncu Baba? olarak anılmakta olan; "Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri?nin hocası "Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri"nm türbesinin bulunduğu Zaviye Mahallesi, hem inanç hem de doğa açısından Darende için oldukça önem taşır. Burada bulunan Somuncu Baba Türbesi ve Camii, sadece Darendeliler için değil ülkenin birçok insanı için kutsal sayılan ve ziyaret edilen bir yerdir.

Somuncu Baba Türbesi yakınındaki kuyuda yaşayan balıklar, su kanallarının içinde bütün mahalleyi dolaşırlar. Halk bunları kutsal saydığından, küçük çocuklar dahil hiç kimse bu balıklara dokunmaz. Türbe çevresinde bulunan ve ?Kudret Hamamı? adı verilen sıcak suyun da şifalı olduğuna inanılır ve yaz-kış burada yıkanılır. Caminin, eğri ve çürük bir zemine oturan minaresinin yıllar boyu yıkılmayışı ilahi bir gücün varlığına bağlanır. Bu minareden okunan ezanın sesi, çevrede yarattığı titreşimlerle insanlarda büyük bir huşu yaratır.

 

Değerli büyüğüm Rahmetli Hacı Hulusi Ateş´ten itibaren, bu büyük insanın oğulları ve torunları büyük bir gayretle ecdat yadigarlarına sahip çıkmışlar, bir taraftan mensubu oldukları Şeyh Hamid´i Veli Külliyatı´nı daha ileriye götürmeye çalışırlarken, diğer taraftan da Darende´ye çok değerli eserler kazandırmışlardır. Bugün, Darende; yapılan bu çalışma ve gösterilen gayretler sayesinde son derecede çağdaş, görkemli ve benzeri zor görülebilen bir ?İnanç Merkezi? haline getirilmiştir. Bunu görememek büyük bir nankörlük olur. Ancak bu konuda belli bir ölçünün de korunması gerekir.

Şeyh Hamid-i Veli / Somuncu Baba Külliyesi Darende´nin geleceği açısından büyük değer taşımaktadır. İyi bir planlama ile verilen hizmetlerin daha ileriye götürüleceğine ve daha başarılı olacağına inanıyorum. 

Son olarak bir şey söylemek ister misiniz?

Son olarak; başta Sayın H. Hamidettin Ateş olmak üzere Vakıf Mütevelli Heyeti´ni, Vakıf Yönetimi´ni ve tüm vakıf çalışanlarını kutlamak isterim. Gerçekten,  hep birlikte Darendiler´in övünecekleri çok değerli bir eser meydana getirmişlerdir. Bu vesileyle bütün  Darendeli hemşehrilerimi de gönülden selamlıyorum. 

Abidin T
1.09.2016 23:26:04
Bu fakülte meselesini çok kafaya takıyoruz, fakülte öğrencileri sosyal etkinlik (sinema, tiyatro, opera vs) adına Darende de ne yapabilir, her gün şelaleye gidecek değil, maalesef o fakülte ilçeden gittiği gün gittiği gibi gelecek "naraları" atılmıştı, sonuç "fos" daha gerçekçi işlerle uğraşalım. fakülte gelse ne olacak her yer üniversite, meslek yüksek okulu var işte, yeni programlar açılabilir, bu konuda mantıklı gerekçeler ile başvuru yapabilirsiniz, öğrenci olursa ekonomide iyi olur diye bakmayın sadece, öğrenciler açısında da düşünün lütfen Sn Sadık Özen fakülte götürülürken kendisi ne yaptı acaba merak ediyorum.