Cemil Gülseren


Dilek dilemek


Çok tanıdık bir sözdür: ? Lafla peynir gemisi yürümez.´  Bize Ziya Paşa´nın  meşhur beytini hatırlatır : ?Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz   /   Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.? Demem o ki ister atanmış olun, ister seçilmiş, geldiğiniz, getirildiğiniz yeri ihya edin. Yeter ki olduğunuz, bulunduğunuz muhit hayat bulsun. Farkınız fark edilsin. Sözüm sadece belediye başkanları için değil tabii ki. Müdür de olursunuz, başkan da, âmir de? Kuraldır, kutlanırsın. Kutlamalar da bittiyse tenkitlere laf yetiştirmek yerine, eksiklere ulaşmak daha önceliğimiz olmalı.

?Her şey değişir.´ den maksat illâ da ?kadro´ değişimi olmamalı. Liyakatli,  ehliyetli, yetenekli, çalışan elemanları korumak; onlardan yararlanmak daha akılcı değil mi? Keşke ?Nasıl daha fazla faydalı olabilirim?? diyebilsek hep.

?Tek başına´ bir hayat tarzı aldı başını gidiyor. Mutsuzum, kötüyüm, hiçbir istediğim olmuyor? Bu sızlanmaları hemen her yaşta duyabilir olduk. Bilhassa da kırk yaş ve öncesinde. Sürüp giden bu sızlanmalarla ancak enerjimizi tüketiyoruz. İş yokken ?işim yok´, olunca da ?iş yüküm çok.´ Deriz. Yoğunluktan bırakın aile-arkadaş görüşmesini başımı kaşıyacak vaktim yok demiyor muyuz? Öyle de sızlanıyor, böyle de sızlanıyoruz. Zihnimiz olumsuza kayıyor nedense. Muhalefete yatkın mıyız ne?... Oysa hayatta her şey kolaylaştı, her şeye çabucak ulaşıyoruz. Ne başarı tatmin ediyor, ne ödül. Senin iyi dileklerin keser mi onu? O bekler kutlamaları, sen gönder iyi dileklerini. Hak edeni kutlamak gerek.

KİTAPLARDA DARENDE

Okuyucularımız dilerler ki köşemizde memleketi anlatan, yazan yayınları, haberleri vermemizi, kısa da olsa tanıtmamızı. Mahallelerden haberler, görüşmeler gazetemizde daha fazla yer almaya başladı. Ben de yayınlanan çalışmalardan söz etmek istiyorum: İlk olarak 1962 yılında Düzce´de basılan ?DARENDE TARİHİ´ adlı 44 sayfalık kitabı tanıtmakla başlayalım. Yazan emekli hâkim İsmail Fehmi Öztürk. 1927-1931 yıllarında Darende hâkimliğinde bulunmuş. Darende´nin coğrafyasından başlayarak önemli isimleri ve olayları zikretmiş. Dili haliyle sadeleşmeye muhtaç. İlginizi çekeceğini umduğum birkaç alıntı aktaracağım:

??Darende Türklerinin tarzı maişet ve idare ve ahlâk ve şive-i lisaniye ve simaları Darende´ye civar Malatya, Divriği, Arapkir, Eğin, Kemah ve Erzincan ahalisine benzemektedir. Ve Erzincan ahalisinin kısmen Darende´ye naklettikleri mevsuken rivayet edilmektedir?.? (s. 5) ?? Darende´nin: âb-ı havası ve suyunun çokluğu dolayısıyla bir çok sâdât, ulema ve meşâyih tevattun etmiştir. Ve bilahara Osmanlılar devrinde hayli umare ve vüzera yetişmiştir. Ve tabiinden Seyit Abdurrahman Gazi namında bir zatın merkadi,  Medişeyh köyünde olup kariye-yi mezkur tamamı ile o zatın evkafındandır. Sâdât-ı kiramdan Şeyh Hamit Veli ile MusalKayseri hazretlerine dair Şekâik-i Numaniye, Nefahat´ül- Üns ve Mir´at-ı Kâinat ve Bursa tarihi ve Tarik-i Halvetiyye kitapları, tercüme-i halini yazmışlardır?.?(s. 5) ??Darende´de Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin nesli dört kabileye ayrılmıştır. Şıhlar, Zaimli, Paşalı ve Ebillidir.? (s.9) ?? Abdurrahman-ı Erzincani Hazretleri 893 tarihinde meşhur Balaban Beyinin kızın8ı nikah etmiş, neslinden bir çok ulemâ ve vüzera yetişmiştir??(s.11) ??Balabanlılar: Esasen Selçukilerden oldukları hâlâ Divriği Selçukluları ile kız alıp verdikleri söylenmektedir?? (s.13) (Not: Balabanlıların aslının Halep Türkmenlerine kadar uzandığı başka bir çok kaynakta geçmektedir.)

Kitabın ilerleyen sayfalarında Darende´nin ve dahi Balaban´ın köklü ailelerinin-kabilelerinin- isimlerini özellikle de devlet adamlığı yapan, paşalar, sadrazamlar, âlimler, şairleri kısa kısa zikreder. Yani Zaimliler, Abidin Paşalar, Kevakipzâdeler, Cebecizadeler, Emirler, Emir Hüseyinler, Çelebiler anlatılır. (Not: Cumhuriyet ve sonrasını kapsamamaktadır.)

Ayvalı Kariyesi, Selimli, Sofularlı, Yeniceli, Hacılarlı önemli ulemadan da isim isim bahsedilmektedir. Bilhassa vezir, vüzera, paşa rütbeli devlet adamlarının adları yanında;  Şair Şeyh Salih Nihani´yi, Bakai´yi, Penahi´yi ve diğerlerini kısaca eserleriyle anlatmaya çalışmıştır.( Dipnot, kaynakça falan aramayın ama.) Bu ünlü isimlerin Aydın´dan Urfa´ya, İstanbul´dan Halep´e, Kırım´dan Bozcaada´ya ve hatta Mısır´a kadar uzanan (Hayret Mehmet Efendi´nin) hizmetlerinden az da olsa bahsedilmektedir. (Bir başka yazımda Hayret Mehmet Efendi´nin torununu anlatan bir Cumhuriyet dönemi romanından da söz edeceğim. Başta da belirttiğimiz gibi yeni nesil bu kitabı okumak dilerse ? tabii ki bulabilirse- yanında bir de Osmanlıca-Türkçe Lügat olmasında yarar vardır. Meraklı ve ilgili olanlara duyurulur. Belki de genç bir tarihçi akademisyen oturup onu güncel hâle getirir.  Dileğimiz böyle.Dilek dilemek