Hüseyin YAREN


Dem Bu Demdir Dem Bu Dem


 

Kış gelir ve adımlarımızı yavaşlatır. Dünya biraz daha yavaş dönmeye başlar. Bizi neşeli bir baş dönmesine sürükleyecek ılık bir rüzgârdan da, sabahları yüzümüzü gülümsetecek sıcacık güneşten de yoksundur kış. Ama çok önemli bir şeye sahiptir. Dinlemesini bileni huzuruyla sarıp sarmalar. Bilgedir kış. Ağırbaşlılığı ile tevazudur. Bize yeniden yaşama sevinci kazandırmak için önce durup dinlenmemiz gerektiğini öğretir. Sükut halini hatırlatır, sükutun önemini kavratır. Bir kış ikindisinde, üstümüzde battaniye, elimizde sıcak bir bardak çay ile kitaplarımıza gömülmüşken bir şiir çarpar gözümüze ve işte o zaman kışın kendine has güzelliklerini bir mucize gibi yaşar, o tatlı tefekkür haline kayarız.

Bir bardak çaydır; sohbete kapı aralayan. Her yudum sohbete bir koyuluk bir huzur katar. Muhabbetin demidir yavaş yavaş yudumladığımız çay. Gerçekte gönüller demlenir demi yudumladıkça, dem olur demini bulur çay. İçindekileri damıtmak isteyen bir yüreğin sesi, çığlıklarıdır çay. Huzurun gölgesi, belki de bir sevdanın öyküsüdür. Sevda olmadan, sevmeden, yanmadan yürek demini bulmaz. Ateşin verdiği sıcaklıkla muhabbetle olgunlaşır hakiki anlamda. Hakikat ise; Bir demlik çay da, doyumsuz bir sohbette gerçek bir dostta saklıdır.O,  dostla yapılan sohbet ise vuslattır. Sımsıcacık bir muhabbet ve kavuşmadır, tarifi ise mümkün değildir. Huzurun membaı dostla yudumlanan bir bardak çayda gizlidir. Sohbet, herşeyden kaçıp kendini dinlediğin zamanı ifade eder.Ünlü bir filozofun da ifade ettiği gibi çay: ´´ Dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir.?  Semaver ise sohbetlerin en önemli vasıtasıdır. Sohbette ise üç ana unsur; Saki, Gazelhan ve gönüllü muhıbbanlardır. Bu sohbet meclislerinde buğulu bir bardak çay, bağrı ateşte yanan semaver, o güzel insanların meşreplerinden tedai olunmuş sevimli bir rumuzdur. Ruhu okşayan her güzel şey bulunduğu ortama güzellik katar. Ortam güzelliğini sağlamak üzere, çeşitli eşyalar muhabbet ve sohbete vasıta kılınmıştır. Sohbet meclislennde vazgeçilmez en güzel unsurlardan biriside çaydır. Gönüller tek merkezde toplanır ve dünya telaşesinden uzak manevi huzurun yakalandığı, yüreklerin ve gözlerin güldüğü huzur mekanlarıdır.

              Yakın gardaş semaveri içelim bir dem içelim

              Koy üstüne porseleni içelim bir dem içelim

Semaverde ayrı bir güzellik, ayrı bir zerafet, ayrı bir letafet vardır. Sohbetlerde her zaman titizlikle hazırlanır. Çay önce su İle güzelce yıkanır demlenmeye hazır olarak bekletilir Semaverde kaynayan su demliğe çekilir. Porselen demliklerin yanında küçük (tiryaki) bardakları, porselen çay tabakları ve semaverin üzerine konduğu özel işçilikle yapılan ?Semaver altı" olarak tanımlanan sehbalarla birlikte semaver daha bir iç içelık ayrı bir ahenklik ve birliktelik kazanır. Sohbetlerde, sohbete has özel ´küçük´ bardaklar kullanılır içenlere ayrı bir haz manevi lezzet kazandırır. Sohbetlerde sessizlik esas olup ilahiler okunurken çay içilmez. İlahi aralarında kıtlama usulü yudumlanır. Burada kaşığın kullanılmamasının sebebi; kaşık seslerinin sohbetin, muhabbetin ahengini bozmasıdır. Sohbette esas olan sessizliktir Sohbette meydana gelen manevi hava ve yudumlanan çay insanı bambaşka alemlere taşırken, insan o anı,  zevki hiçbir şeye değişmez. İnsan, bu manevi havayı yudumladıktan sonra ?Felekten bir gün geçirdim? demeden edemez. Çay denilince de akla ilk gelen Semaver dir. Semaverle çay bir bütünlük, beraberlik ve içiçelik sergiler. Dost, Çay, Semaver ile tüm ruhlar demlenir. Gönüller damıtılır, aynı deryada buluşur. Öyleki bu muhabbet meclislerinde bardak değil semaver sayılır, çünkü içilen her yudum muhabbeti artırır, genişletir. Her yeri tüm alemi kaplar. Es- Seyyid Osman Hulusi Efendi Divan-ı Hulusi-i Darendevi isimli esrinde ne güzel ifadeler kullanmıştır. İnsanı hayran ve mestan bırakır.

            Kâinâtın mâyesidir hep bu dem

            İns ü cinnin gâyesidir hep bu dem

            Âşıkın sermâyesidir hep bu dem

            Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem?

 

            Gülleri handân edendir hep bu dem

            Bülbülü nâlân edendir hep bu dem

            Âşıkı hayrân edendir hep bu dem

            Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem?

 

Çocuklar nasıl karın yağışını hasretle bekliyorsa ,eminim kar taneleri de yeryüzüne ineceği günü sabırsızlıkla bekliyordur. İşte İnsan demlenilen bu çay sohbetlerini aynı iştiyakla, aynı hasretle aynı muhabbetle bekliyor. O kar tanesi ,kendini ısıtacak ellere kavuşmanın hayalini kurmuştur belki de, gönüllerin hayal ettiği sımsıcak muhabbetin dostun yanında bulabildiği huzurun, neşenin yüreklerde demlendiği an gibi? Kar beyazlığı, saflığı, güzelliğiyle hala her yağışında hepimizi etkiler. Kendisine hayran bıraktırır güzelliğiyle. Tıbkı dostun huzurunda olunduğu gibi? Bir başkadır, farklıdır, güzeldir o an, o dem.

Hep o anı yaşamak, o anla demlenmek temennisiyle?