Cemil Gülseren


Armudu Taşlamak


 

Nedensiz ağlarsın ya, -herkesten uzak, kendine iyice yakın- sade bir gözyaşı sıcaklığıdır seni ısıtan. İşte yalnızlık. En beteri de alışılmış olanıdır. Sevgiler sözde, özlemlerimiz dilde, gözlerimiz ayrıldığımız yerde, aklımız nerde? Gurbette yalnızız dostlarım, yalnız. Öyle bir gurbet ki; ?Ele dersen dört olur; içe atsan dert olur.?

Çevremiz geniş, ruhumuz dar. Komşular, dostlar, selamları bizi ıskalar. Yüzler tebessümden yoksun. Bir başınayız. Rüzgâr da susar; ses vermez nedendir? Yalnızken anladım sevdiğimi, yalnızken bildim sevildiğimi. Yalnızken gördüm dünyayı, renkleri yalnızken tanıdım. Yapayalnızdım tatları tattığımda. Yalnızken hatırladım anıları. Yalnızken unuttum bildiklerimi. Konuşmanın ne denli kolay olduğunu fark ettim yalnızken. Korkmamayı öğrendim bir başıma iken. Yazdıklarım yalnızlıktan doğdu. Yazarken sen seninle bir başına değil misin? Yüreğin coşkulu, için kıpır kıpır, gönlün dolu dolu. Taşacak gibisin. Çağlar misali haykıracaksın ki yazacaksın. Yalnızlığını yazarak yaşayacaksın. Önce yalnızken seveceksin yaşamayı. Sonra fıkra gibi bir mezar taşı yazısını okur gibi olursanız şaşmayın:

?Yalnızım, yalnızım? diyordum, inanmıyordunuz. - Hani n´oldi? Kim bilir şöyle de yazılmış olabilirdi: ?Yaramdan ölmedim, sorandan öldüm.?

Bir gün Peyami Safa yazı yazdığı gazetenin ihtiyar musahhihi (düzeltmeni) Agop Efendi´ye takılıyor: ?Yüzünde tek çizgi yok. Hiç ihtiyarlamıyorsun?? Cevap: ?Yaşamıyoruz ki ihtiyarlayalım.?

Demek ki çizgiler neymiş? Yaşamakmış, yaşamak. Adama sormuşlar; ?Yaşınız kaç??

- Vallahi her yıl değişiyor.

İşte bundandır ki yıllar yorgun ben yorgun dememek lazım gelir. Hayır, belki sen yorgunsun. Yoksa ne yıllar ne de yollar yorulur. Olsa olsa yolcular? Hep önümüze bakacağız. Arkasına bakıp anılarla içlenmek duygusallığı bizi yıpratmıyor mu sanırsınız? Geride takılı kalmasak keşke. Yoksa mı? ?Az yaşa, çok yaşa; ahir değer başın taşa.? misalinde olduğu gibi. Taş kabağa değse de vay kabağın başına, kabak taşa değse de vay kabağın başına. Darende´de tekerleme gibi çok söylenir -atasözü sayın, kulak dutun derim-: ? Oğlum sana vereceğim öğüt; ununu kendi elinle öğüt. El öğüdürse ya yarı öğüdür ya diri??

Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bu senin iradenin dışında. 19 iken 20, 32 iken 33, 58 iken 59 olursunuz. Geçen bir yıl hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey üretmeden yan mı gelip yattınız, sırt üstü mü uzandınız. Onun dışında ne yaptınız? Kendine, evine, ailene, köyüne, vatanına, milletine, bugününe, yarınına, bu dünyaya ve dahi öte âleme yönelik ne yaptın? Ne yaptınsa odur. Gerisi yaşlanmaktır. Yaptıklarınla büyürsün, kalırsın, anılırsın. Öte geçede ise hem yaptıklarından hem de yapmadıklarından sorulursun. Elin armudunu taşla, elmasını taşla sonra da otur ?lailaheillallah´a başla. Yok öyle şey. Git helallik iste. Pişmanlığını ilet. Tevbe et. Kendini ilerlet, geliştir, fırsatları bul ve kullan. Mahcubiyet duyacağın hiçbir şeyi yapmazsan korkma. Ne bu dünyada, ne de öte dünyada sana zarar gelmez. Yeter ki utanılacak, mahcupluk duyacak bir şey yapmış olmayasın. Oldu ise de çok geç diye bir zaman yoktur. Dönüle. Ta ki dönülmez yola girene kadar. Deyimlerimize kattığımız söylemle her yılımızı ?köprüden önce son çıkış´ zorunlu seçimi ile değerlendirebiliriz. İstikamet doğru hem de dosdoğru olmalı. Bize düşen de bu, yakışan da. Evet, hep ileriye, hep yukarıya, hep önümüze. Es-Seyyid Osman Hulûsi ATEŞ Efendi´nin dediği gibi yapabilsek keşke; ?Giden suya değil gelen suya bakın.? Sözün üstüne söz olur mu? Söz yine onun:

Bu bir yoldur köprübaşı üstünden / Her demde bin yahşi kem gelir geçer. Güvenme dünyanın varı yoğuna / Sabr eyle mihnet ü gam gelir geçer Ömür dedikleri bir rüya gibi / Göz açıp yumunca dem gelir geçer.

Leyla ATÇEKEN
13.01.2016 11:54:53
Takvimden yapraklar bir bir kopuyor,günler,aylar yıllar geçip gidiyor ömür tükeniyor. Yalnız geldik dünyaya gelirken yine yapayalnız gideceğiz, çare yok.Etrafımızdakiler ne kadar çok olursa olsun yine de kalabalıklar içinde yalnızız Hocam.Bir yaş daha yaşlandık,kendi iç hesaplaşmalarımızda vicdan muhasebesi yapabiliyor muyuz,yastığa başımız koyup deliksiz uyuyabiliyor muyuz? Bir şeyler yapabilir miyim diye düşünüp elimizin kolumuzun bağlı olduğu günler neyle avunuyoruz.Yaptıklarımızdan sorumlu tutulduğumuz gibi yapmadıklarımızdan da hesaba çekilmeyecek miyiz? İnsanoğlu seçimleriyle olduğu kadar seçmedikleriyle de var,görünür ve değerli sanırım. Devran böyle dönüyor iyilerle kötülerin savaşı her daim devam edecek Galiba Musa Eroğlu´nun türküsünü söylüyoruz hep birlikte. Banene bahardan yazdan/Banane borandan kardan/Aşağıdan yukarıdan /Yolun sonu görünüyor./Geçtim dünya üzerinden/Ömür bir nefes derinden/Bak feleğin çemberinden/Yolun sonu görünüyor./Azrailin gelir kendi/Ne ağa der,ne efendi/Sayılı günler tükendi/Yolun sonu görünüyor/Bu dünyanın direği yok/Merhameti,yüreği yok/Kılavuzun gereği yok/Yolun sonu görünüyor.

Gülten Kaya
14.01.2016 14:17:46
Hocalarımız olarak hayatımızdaki yeriniz bizim için çok önemli.Aileden de önemli kimi durumlarda. Şimdi bile. Yazılarınız için teşekkürler.Yaptıklarınız için teşekkürler.

KENAN KALKAN
26.04.2016 09:47:41
HOCAM KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK OKUNASI GÜZEL BİR YAZI