Hüseyin YAREN


Abdurrahman-I Erzincânî Hazretleri Sempozyumuna doğru


Darende Balaban da medfun olan Abdurrahman Erzincani Sempozyumu Kurban Bayramının 3. Günü gerçekleştirelecektir. Bölge insanının yoğun ilgisi ve sevgisinin olduğu bu büyük Veli ve adına yaptırılan cami-i şerifi ile ilgili arşiv belgeleri ve tarihi kaynaklara göre kalemimizin döndüğünce ifadeye çalışalım.

Abdurrahman-ı Erzincânî Hazretleri, Yıldırım Bâyezid devri meşâyıhındandır. Timur´un istilâsıyla Batı´ya doğru yani Amasya, Tokat ve Çankırı taraflarına gelir. Aslında Halvetiyye tarikatının silsilesinde yer alan önemli halkalardan Şeyh Safiyyüddin Erdebilî´nin halifelerinden iken Anadolu´ya gelip Amasya yakınlarında karar eylediği ve ekseriyâ dağların tepelerinde ve tepelerin zirvelerinde sâkin olmayı tercih ettiği kaynaklarda zikredilmektedir. Somuncu Baba Şeyh Hamid-i Veli´nin Şeyh Abdurrahman-ı Erzincânî´nin kızı Necmiye Sultan ile izdivaç ettiği ve dolayısıyla bu iki büyük veli arasında bir sıhriyet bağı kurulduğu tarihi bir hakikattir.

Arşiv vesikaları, Şeyh Abdurrahman Erzincânî´nin, evlâd-ı Resûl yani sâdât-ı kiramdan olduğunu göstermektedir. Bütün bu kayıtlardan ve belgelerden anlıyoruz ki Ovacık´a bağlı Uluviran köyünde ve Darende´nin içinde yer alan Beğ Mescidi mahallesinde evlatları ve torunları vardır. Evlatları ve dolayısıyla kendisi, evlâd-ı Resûldür yani Seyyidler zümresindendir. Bu sebeple, Osmanlı Devleti, diğer Seyyidler zümresine yaptığı gibi, bunları da bir çok vergiden muâf tutmuştur. Somuncu Baba ile Şeyh Abdurrahman arasında, manevî bir bağ bulunduğu , her ikisinin de aynı dönemlerde Darende´de bulunduğu kesindir.

Onun mezarına veya adına birçok cami, mescid, zaviye ve benzeri vakıf müesseseleri yaptırıldığı, bu müesseselere gelirler tahsis edildiği, Osmanlı Devleti zamanında Darende, Elbistan, Besni ve Adıyaman´da bulunan torunlarından avarız vergisi alınmadığı bilinmektedir. Bu ailenin avarızdan muaf olduğu, resmi yazılarla da ilgili makamlara ya da şahıslara bildirilmiştir. Mesela 1054/1644?de Abdurrahman Erzincanî evlâdından Şeyh Yusuf´dan yanlışlıkla avarız alınmak istenmiş şikayet üzerine reddedilmiştir. 1134/1722´den önceki tarihlerden başlayarak Abdurrahman Erzincanî evlâdı vergiden muaf oldukları kaydedilmiştir. Onun Darende´de meskun olan evlâdından bir kısmı da Darende´ye bağlı eski adı Gerimter yeni adı Balaban adı ile bilinen yerde ikamet etmişlerdir.  Abdurrahman Erzincanî´nin Darende´de ikamet etmekte olan oğlu Şeyh Muhammed, Uluviran köyü ve Kızıl Kapı mezrasını satın alarak babasının türbe-i şerifine  vakfetmiştir. 1525 tarihli Darende vakıf defterinde; ?Vakf-ı mezâr-ı Şeyh Abdurrahman Erzincanî? başlığı altında, Karye-i mezbûranın Kızıl Kapı nâm mezra?sıyla tamam mâlikâneleri, merhûm mağfûrun-leh Şeyh Abdurrahmanü´l- Erzincanî Hazretleri´nin mezâr-ı şerîfine vakıfdır. 1592´de Abdurrahman Erzincanî hazretlerinin Balaban´da ki kabri üzerine cami yaptırılmıştır. Abdurrahman Erzincanî ailesinden birçoğu Osmanlı Devleti zamanında önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Mesela bu zatlardan Nakşibendi Şeyhi Seyyid Hasan Efendi, yaptırmış olduğu mektepte 139 kişiyi aşan öğrenciyi okutmasına karşılık genel ihtiyaçları karşılayamaması nedeniyle Malatya mukataası gelirinden tahsisat ayrılmıştır.

Soyundan gelen pek çok sima  Darende de doğmaları, bulunmaları, değişik illerde Osmanlı hizmetinde bulunmaları ve şecerelerine Hazreti eklemeleri ve yaptıkları hizmetlerde etkisinden bahsetmeleri ise Abdurrahman Erzincanî´ nin Darende ? Balabanda metfun olduğunu göstermektedir. Abdurrahman Erzincanî´ye atfedilen Darende ve Adıyaman´daki mezarlar hakkında elde edilen bilgiler kıyaslanacak olur ise, Adıyaman´ın İndere (Zek) köyünde olduğu kaydedilen mezarın vakıfları arasında, nedense Abdurrahman Erzincanî´nin Darende´de bulunan evladları adına evkafın, zikredilmediği görülmektedir. Eğer mezarın Darende´de olduğu kabul edilir ise, bu defa Darende´nin Balaban kasabasındaki mezarın vakıfları kaydedilirken diğer vakıfları kaydedilmemiştir. Abdurrahman Erzincanî´ye olan sevgi, muhabbet ve Allah dostu olması gibi nedenlerle insanlar sahip çıkmışlardır bu ise çok normaldir. Kabirlerden birinin onun oğulları ya da ahfadından birine ait olduğu halde zamanla onun mezarı olarak tanıtılması, şu andaki karışıklığa yol açmış olabilir. Ancak bu büyük veli çokça seyahat yaptığı için Adıyaman Zek köyünde bir müddet bulunması ve evlatlarından burada kalanların olmasından dolayı burada makamı ve vakıfları da bulunmaktadır. Tıpkı Elbistan´ın Kızılcaoba mahallesindeki kendi ismiyle anılan mezar ( Evlatlarından birinin ismi Abdurrahman dır.) taşının üzerinde Hazretin isminin yazması gibi. Aslında Abdurrahman Erzincani hakkında ki arşiv belgeleri, evkaf gelirleri ve soyunun hizmetleri ile devamının olması bizlere Darende Balaban da  mezarı şerifinin  olmasını  kuvvetle muhtemel olduğunu göstermektedir.

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ? Gök pınar suyu gelmeden, bu topraklara akmadan Abdurrahman Erzincani Cami tamamlanmaz? buyurmuştur. Hazretin dediği gibi olmuş Gök pınar suyu geldiğinde Caminin tamamlandığı görülmüştür. Bu doğrultuda Es ? Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı mütevelli Heyeti başkanı Hamid Hamideddin ATEŞ efendi tadilat, tamirat restorasyon çalışmalarını yaptırmış 2014 yılında tamamlanmıştır. Cami, türbe, kütüphane ve meşrutadan meydana gelen küçük külliye, çadır şeklindeki mescidi, mızrak ucu şeklindeki minaresi ve diğer yapılarıyla modern mimari anlayışla inşa edilmiş çok güzel bir eserdir. Hatta bu proje Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mimarlık bölümünde ders olarak okutulmuştur.