Darende?de eğitim?öğretim faaliyetlerini sürdüren Özel
Birgül Okulları, yapılan son çalışma ve girişimlerle adını değiştirmek için
müracaatta bulunmuş, Milli Eğitim Bakanlığı?mızın onay yazısıyla okullarımızın
ismi Hacı Naciye Ateş Okulları olmuştur. Bu isim değişikliği ile çok isabetli
bir çalışma yapılmış, Darende?mizde ki bulunan bu güzel ve mümbit kurumumuz
aslına dönmüş, okullarımızın açıldığı ilk isimle eğitim hayatına devam etmeye
başlamıştır. İşte okullarımızın ismi artık Hacı Naciye Ateş Okullarıdır. Şimdi
bu güzide insan, bu güzel şahsiyet hakkında yazımıza devam edelim ki, ne kadar
isabetli bir isim değişikliği olduğunu anlayabilelim.
Hacı
Naciye Ateş Hanımefendi H. 1335/M. 1919 yılında Darende?nin İbrahim Paşa Mahallesi?nde
Yenicelioğulları?nın konağında dünyaya gelmiştir. Osman Hulûsi Efendi, Hacı
Naciye Hanım?la 19.02.1938 tarihinde evlenmişlerdir. Zaviye Mahallesi?ne Şeyh
Hamid-i Veli Hazretleri?nin ahfadından Hatip Hasan Efendi?nin evine gelin
gelmiştir. Osman Hulûsi Efendi?nin
muhtereme zevceleri Hacı Naciye Hanım; 1940?lı yıllarda, bütün memleketin
yokluk içerisinde olduğu sıkıntılı günlerden başlayıp, her zaman gelen
misafirlere ve ziyaretçilere, o sıkıntılı günlerde bile Müslüman Türk ailesinin
kadirşinas misafirperverlik örneğini gösterip bütün güçlüklere, zorluklara
karşı göğüs gererek her türlü hizmete büyük bir iştiyakla devam etmiştir. O noktasında
çok büyük hizmet fedakârlıklarda bulunmuş, örnek şahsiyettir. Osman Hulûsi
Efendi?nin hitabıyla ?Hacı Hanım? binlerce gönül dostunun ?Hacı Validesi?
olmuştur.
Osman
Hulûsi Efendi (k.s.) İstanbul?da hastanede yatarken, bir gün Darende ile
telefonla görüşürler. Telefon görüşmesinden sonra, yanında bulunan Hacı
Valide?ye: ?Hacı Hatun gözün aydın, yaptıracağın okulun arsası alınmış, hayırlı
olsun.? diye buyururlar. Çok sevinçli bir an yaşanır. Hulûsi Efendi orada bulunanlara hitaben: ?Oğul
Hacı Valideniz, şahsi ziynetlerini vererek Darende?ye bir okul yaptırmak
istedi. Biz de Belediye?den beş dönüm bir yer aldık. İnşallah inşaatını da
yaptırırız. Hacı Valideniz çok şefkatli oğul. İmam Hatip Okulu?nda okuyan kız
çocuklarının çektiği zorlukları gördüğünden, onlara yurt binası ve okul
yapılmasını istiyor. Oğul eğitim şart, bir çocuğun iyi yetişmesi için, önce
anneyi iyi yetiştirmek lazım. Onun için kız çocuklarının da okumasını
istiyoruz. Hacı Valideniz de bundan dolayı bu okulun yapılmasını istiyor.? buyururlar.
Hacı
Naciye Ateş Hanımefendi tüm zorluk ve sıkıntılara rağmen hizmetlerini devam
ettirir. Öyle ki eski toprak evdeyken bir gün ev tıklım tıklım ziyaretçilerle
doludur. Osman Hulûsi Efendi bir odada sohbet etmektedir. Çocuklarından
birisi de uyuyacak yer olmadığından sohbet edilen odanın kapısında uyuya
kalır. Hulûsi Efendi Hazretleri odadan çıkmak için kapıyı açtığında çocuk
içeriye düşer. Bu durumu Hacı Valide?ye anlatır ve çok üzüldüğünü söyler. Bu
olayın üzerine Hacı Valide evi büyütmeye karar verir ve Hulûsi Efendi Hazretlerine
söyler. O da: ?Ben Allah?a nefsim için taşı taş üstüne koymamaya söz verdim.?
der. Hacı Valide daha güzel hizmet yapmak için birikmiş paralarından evladı Kemal
Ağabeye para vererek malzeme aldırır ve ustaları çağırtır. Sabah erkenden
ustalar gelir ve eski evi sökmeye başlarlar. Hulûsi Efendi Hazretleri ?Bu ses
ne? diye sorduğunda Hacı Valide, ustaların geldiğini söyler. Hulûsi Efendi pek
bir şey söylemez. Temel kazılır kurban kesilerek eve başlanır. Büyük
zorluklarla 2. ve 3. katlar tamamlanır. Üç kat tamamen bittiğinde misafirlerin
ve çocukların daha rahat ettiğini gören Hulûsi Efendi, Hacı Valide?ye: ?Hacı
Hanım, senden Allah razı olsun. Çocuklar da misafirler de rahat ediyorlar.?
der.
Hacı
Valide?nin geniş bir mutfak kültürü ve hoşgörüsü ile Darende?ye gelen seçkin
misafirler de bu hanede ağırlanırlar. İlçeye yeni tayin olmuş müftüler günlerce,
haftalarca misafir olurlar, ev kiralayana kadar bu hanenin bereketinden
istifade ederler.
1984
yılında yaptıkları hac ziyaretlerinde Mescid-i Nebevi?yi ziyarette
bulunmuşlardı. ?Medine-i Münevvere?de Osman
Hulûsî Efendi Hacı Valide ile beraber oturuyorlardı. Osman Hulûsî Efendi yeni
yazdığı na?tı şerifi okuyordu. Şah beyitini okudu:
Kabul
etsen Hulûsî kemteri dergâh-ı lutfunda
Civârında
n?ola olsa mezârım yâ Resûlallâh.
Sonra Hacı Valide?ye döndü: ?Hacı Hatun, ölürsek
burada kalırız.? dedi. Hacı Valide Osman Hulûsî Efendi?ye ?Anlamadım
Efendim.? dedi. Hazret latife ile: ?Hacı Hatun, nerede ölürsen orada kalırsın
diyorum.? diye buyurdu. Hacı Valide ağlayarak: ?Aman Efendim, sen ihvanın ve yetimlerinin
başında sağ ol da, benim öleceğim, kalacağım önemli değil.? dedi. Osman Hulûsi
Efendi?nin de gözleri yaşla dolu dolu oldu.
Hulûsi
Efendi Hazretleri celallendiği zaman Devlethane?nin bahçesinden Tohma Irmağı?na
doğru yürür ve burada sekinin üzerine oturarak ırmağın su gelen bölümüne doğru
nazar ederdi. Hacı Valide gönlünü almak ve yumuşatmak için küçük yaşlarda olan
Hamid Hamideddin Efendi?yi yanına gönderirdi. Aslında bu iki büyük insanın
görüşmesi ve buluşmasıydı. Çünkü bu mazhariyet ezeli idi. Hulûsi Efendi?nin
gönlünü alan Hamid Hamideddin Efendi ile birlikte Devlethane?ye neşeli bir
şekilde dönülürdü.
Hacı
Valide annelerin annesi, yüce anne... Yüzüne bakınca ana sıcaklığı ötesinden
dünyayı unutturan bir anne. Söylediği her söz tatlı, buyurduğu ?yumuşları?
canla başla yapılan bir anneydi. Anne şefkat ve merhametinin tüm nitelikleri en
güzel haliyle kendisinde görülürdü. Çevresindekilerle sevgi yumağı oluştururdu.
Sevenleri kız çocuklarına isimlerini vermek suretiyle gönüllerinde ve
hayatlarında onu yaşatıyorlardı. Darende?deki Eğitim Kurumları?nın isim
değişikliği de aynı hissiyatla yapılmıştı. Okullarımızdaki başarıların ve güzel
hizmetlerin devamı temennisiyle?