Malatya mahalli
basınında ara sıra söz edilen ?Malatya Kitaplığı Projesi?, sözlerin,
söylenenlerin, yaşananların yazıya geçirildiği; gelecek nesillere aktarıldığı
bir projedir. Sözde kalmayan, hayata geçirilen, gelecek nesiller için kalıcı
bir miras. Hem de heba olanından değil. Doç. Dr. Ulvi Saran?ın Malatya valiliği
döneminde başlatılan projenin koordinatörlüğünü Prof. Dr. Hasan Kavruk
yapmaktadır. 2010 yılı itibariyle fiilen başlayan süreç devam etmektedir.
Malatya?nın köklü
geçmişini günümüze taşımak, sanatsal ve kültürel değerlerini yaşatmak,
sosyo-ekonomik potansiyelini ortaya koymak, tüm yönleriyle ilimizin zaman
içerisinde yaşadığı dönüşüm ve değişimi anlaşılır kılmak, bu amaçla
bilgi-belgelerin kayıt altına alınıp korunarak araştırmacıların kullanımına
sunmak amaçlarına dönük bir projedir.
Malatya Kitaplığı, Edebiyat, Eğitim, Coğrafya, Kültür-Sanat,
Araştırma-İnceleme, Arkeoloji, Mimarlık, Biyografi-Hatırat, Sözlük-Bibliyografya,
Tarih ana başlıkları içerisinde belirlenen 100 farklı başlıkta 100 farklı
eserin basım projesidir.
Projenin Sözlük
Dizisi?nin ilki olan ?Malatya Sözlüğü?nün ilk baskısı da Temmuz 2014?te
gerçekleşti. Bu sözlüğün ortaya çıkışı
1992-1995 yılları arasında Malatya?nın genelinde (ilçe ve köyleri dâhil) yapılan ağız derlemelerine dayanır. İnönü Üniversitesi?nde çalıştığım yıllarda
yaptığım bu doktora tezi yayınlanmıştır:
Cemil Gülseren, Malatya İli Ağızları (İnceleme-Metinler-Sözlük ve
Dizinler), TDK Yayınları, Ankara, 2000.
Bu kitabın sonunda yer alan sözlük 40 sayfa olup 1008 kelimeye yer verilmişti.
Bu çalışmadan yola çıkarak genişlettiğimiz ve ilerlettiğimiz Malatya Sözlüğü
ise 230 sayfadır. Tanıklı / Misalli olup ayrıca benzer çalışmalardan fazlası,
bu sözlüğün ?etimolojik? bir özellik taşımasıdır. Sıraladığımız kelimelerin
hepsi köken (menşe) itibariyle incelenmiştir.
Bu sözlüğe konulan
kelimelerin öncelikle Malatya?da kullanılmış ya da kullanılıyor olmasına dikkat
edilmiştir. Bu manada yine TDK /
Derleme Sözlüğü?nün bütün ciltleri de taranmıştır. Bunun dışında mahalli
kaynaklar, kitaplar, dergiler, gazeteler taranmıştır. Sözlük çıktı ancak ben hâlâ yeni duyumlara,
katkılara hazır bekliyorum. Ben dosyayı kapatmadım. Bu çerçevede önemli bir
çalışma da Sevgili Hemşerimiz, Gazeteci-Yazar Sayın Ahmet Dinç?in 2013
senesinde yayınlanan ?Türkçenin Kayıp Kelimeleri? adlı yayınıdır. Malatya İli Ağızları
kitabında vurguladığımız konuya Ahmet Dinç de kitabın sunuşunda değinmektedir.
Bu yazıya başlık olan ifade de bunun neticesidir aslında. Teknolojinin, iletişimin, şehirleşmenin bu denli hızlandığı
bu devirde, kültürel birikimlerimizi, değerlerimizi, varlıklarımızı korumak,
kollamak, yaşatmak, olmadı kayda almak, sel önünden kütük kapmak değildir de ya
nedir? Yüzlerce Türkçe kelime, varlığından bile kimsenin haberi olmaksızın
vefat eden her yaşlıyla birlikte yok olup gitmektedir.
Her yöreye, her yaşa,
her mevsime, her mesleğe göre kelimelerimiz o denli zengin ki, asıl şehirlere
yerleşenler, aydınlar Türkçemizi kısırlaştırmakta, yoksullaştırmakta. Asıl
onlar sınırlı kelime sayısı ile sınırlamaktalar. Türkçe üç yüz binlere dayanan
kelime hazinesine sahiptir. Seksen bin
kelime ile roman yazan Cumhuriyet dönemi romancılarımızı bile anlayamıyorsak ne
desek boş.
Bir Dilek-Bir Temenni
Valimiz Sayın Süleyman
Kamçı Bey?in dikkatlerine arz ederim: Bu kitaplar, bu sözlükler yayınlanıyor.
İyi güzel de asıl ulaşması gereken, okuması gereken kitleye, gençliğe
erişmiyor. Protokole, bürokrasiye ve belli resmi kurumlara dağıtmakla asıl
hedeflere ulaşılmış olmuyor. Protokol
onu alır dolaba kor, kütüphaneci de rafına. Oralarda kalır öylece dostlar. Her
okula, her liseye hiç olmazsa dağıtımı yapılabilse keşke... Görülen lüzum ve
istek üzerine bu notu yazdım efendim. Şimdi proje size emanettir. Bayrak
yarışında söz sizindir Sayın Valim.
Konuşulan bizimdir;
bizim olan ise bildiklerimizdir. Biz sel önünden kaptıklarımızı bu sözlükte
örnek kullanımlarıyla sunmaya çalıştık. Emek verenlere, öncülük eden önceki
valilerimiz Sayın. Doç. Dr. Ulvi Saran?a,
şimdi İstanbul Valisi olan Sayın Vasip Şahin?e teşekkür ediyorum.