Vahap
ismi Battalgazi?de, eski Malatya?da çok olur. Darende ve çevresinde Hamit,
Hulusi, Balaban?da Abdurrahman gibi? Her ailede birkaç tane Vahap bulursunuz.
Sahabeden olduğu rivayet edilen Abdulvahap (r.a.), Rasûlullah (s.a.v.)?e,
gördüğü Rum diyarlarını, Anadolu?yu överek anlatmış, suyunun bol, çeşmelerinin
gürül gürül aktığını söylemiştir. Rasûlullah (s.a.v.)?in gönlüne düşen bu Rum
diyarının Müslüman olacağına dair müjdeyi Cebrail (a.s.) Peygamberimize
getirmiş. Rasûlullah Efendimiz Rum
diyarında Cafer diye bir yiğidin doğacağını, dört kitabı ezbere bileceğini, Rum
dilleri konuşacağını, Anadolu?nun fethi için çok hizmet edeceğini müjdelemiştir.
Peygamber Efendimiz bu Abdulvahap (r.a.) ile Cafer?e verilmek üzere bir
Muhammedî emanet göndermiş. Abdulvahap (r.a.) da Malatya göresine gelerek,
burada uzunca bir ömür yaşayıp, emaneti ehline teslim etmiştir. İşte Abdulvahap
(r.a.) Rasûlullah (s.a.v.)?in emanetini getiren sahabedir. Fırat?ın çevrelediği
Battalgazi?ye hâkim ulu bir dağın zirvesinde, mütevazı bir ziyaretgâhı vardır.
Şair Kul Vahap da ismini buradan almıştır.
Odamda
misafir etmiş, o zaman tanımıştım Kul Vahap?ı. Gönlünde kibrin olmadığı o kadar
beliydi ki, yılların tanıdık dostu gibi aradaki mesafeyi saniyelerde kapattı.
Sohbetin baştan sona teması Darende Somuncu Baba, Hulûsi Efendi ve bu günkü
vakıf hizmetleri, Hamidettin Efendi idi. Fırsat buldukça Darende?ye gitmiş
mutlu olmuş, mutlu dönmüştü. O kadar
güzel, naif analizleri vardı ki, Zaviye ziyaretlerinde her detayı gözlemlemiş,
günümüzle mukayese etmişti. Darende?deki zarafeti, nezaketi anlatıyordu. Her
konuyu gönülden gelen dörtlüklerle güzelleştirip, sonunu şükür ve dua ile
kapatıyordu. Sohbeti tatlı bir gönül adamıydı Kul Vahap. Saatler geçti, Somuncu
Baba?yı, Hulûsi Efendi?yi, orada gördüklerini, yaşadıklarını, anlatmaya
doyamadı. Sanki bir görevi yerine getiriyor gibiydi, söyledikçe hafifliyor,
mutlu oluyordu. Onun için bir sorumluluk, bir zaruret gibiydi, kelimeleri
seçerek kullanıyordu. Darende?yi Rasûlullah Efendimizin evlatlarını çok
sevdiğini söylerken mutluluğunu görmeliydiniz Kul Vahap?ın
Belediyede
çalışmış, camilerde hocalık yapmış ama kadro alamamış. Garip yaşamayı
sevmiş, kendi halinde, hatır gönül
kovalayan, dervişane meşrepli bir insandı Kul Vahap. Malatya?daki ulusal kitap fuarına
katılmıştık. Darende ve Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı-Nasihat Yayınları
standına geldiler. Oturduk, semaverden çay ikram ettik, kendi mekânı gibi mutluydu yine. Somuncu
Baba?yı, Hulûsi Efendi?yi konuştuk. Darende için yazmış olduğu şiiri okudu ve
nüshasını verdi. Beyitlerinden de anlaşılıyordu ki, bir Darende sevdalısıydı Kul
Vahap. Şimdi gözümün önünde, heyecanla, tane tane şiirini okuduğu o gün. Geçen
aylarda kaybettik Kul Vahap?ı, hatırasını, şiirini sizlerle paylaşmak
istedim.
Somuncu Baba
Şu güzel Darende
ehl-i haller diyarı
Burdaki
maneviyat yar ediyor ağyarı
Bağlanıyor
gidenin Hakk?a gönül bağları
Bunu sezenlerden
kıl ya Rab bil cümlemizi
İhtişamlı
kayalar yüce cüsseleriyle
Kucak kucağa
girmiş Şeyh Hamid-i Veli?yle
Hak imarını
kılmış Hulûsi?nin eliyle
Ya Rab benlikte
koru onun gibi cümlemizi
Diğer bir ismi
onun Somuncu Baba
İslami ahlakıyla
sahip, büyük adaba
Bursa Ulu
Cami?de o ilk geçen mihraba
Ya Rab kabrini
nur kıl eyle cümlemizi
Tohma suyu
çağlıyor, ağlayı ve inleyi
Huşu ile
dinleyin ki nedir onun dileği
Ya Rab şefaatçi
kıl Şeyh Hamid-i Veli?yi
Rahmetinle
yarlığa onu ve cümlemizi
Hulûsi Darende?nin
olmuş Mimar Sinan?ı
Düşünelim bu
gayret ona kimin ihsanı
Hanesine varın
siz, sofra dolu mihmanı
Ya Rap riyadan
koru onu ve cümlemizi
Bilmeyen varsa
bilsin onda her şey tevhit
Nesli
Rasûlullah, belgeler eder teyit
İlahi kader onu
devlet kılmış Seyyid
Ya Rab hıfzınla
hıfzet onu ve cümlemizi
Ehli hal çok
yetişmiş davamızda arzumuz
Hoş görü ilim ve
aşk bizlere olsun rumuz
Ayan naçiz Kul
Vahap sızlanıyor şeb-i ruz
Aşk-ın ile taltif kıl ya Rab bil
cümlemizi
En
son Battalgazi?de bir taziyede karşılaşmıştık. Aşır okudu, dua etti, bizde âmin
dedik. Bu gün de ona biz dua ediyoruz. Rabbim rahmet eylesin, sevdikleriyle
beraber etsin, Sevgili Kul Vahap Abimizi?