Hacı Kasım Yaman
Anlatıyor
Unutulmaz Hatıralar
Hacı Kasım Yaman:
1935 yılında A.Ulupınar Kasabasında dünyaya geldim. Yapallar ailesindenim.
İlkokulu köyde okudum, sonradan ortaokulu dışarıdan bitirdim. 1950 yılında
Ankara Polatlı da seyyar hırdavat satıcılığı yaptım. 1952 yılında köyümüzden
Kıtlık Hasan Bak?ın kızı Hatice Hanımla evlendim. 1957 yılına kadar seyyar hırdavatçılığa
devam ettim. 1957 yılında Manisa?da 57. Er Eğitim Tugayı, 1. Alay 1. Tabur, 1.
Bölük 16. Manga 4. Takım askeri olarak askerlik eğitimine başladım. 40 gün
şoförlük eğitimi aldım. Daha sonra Balıkesir?de
Şoför Okulunda 14 ay süresince şoför yetiştirdim. İstanbul?da 1959?un Mart
ayında askerliğimi tamamladım. Askerlik
sonrasında yine Ankara?da hırdavat satıcılığına devam ettim.
1954 yılında köyümüzden Hacı İsmail Emmi beni Hulûsi Efendi
Hazretlerinin yanına götürdü. Orda sohbete katıldık. Sohbetten sonra yemek
geldi. Yemek yerken biraz çekinmişim demek ki, Hulûsi Efendi Hazretleri: ?Bizim
soframız bereket sofrasıdır. Buradan ne
kadar çok yerseniz, vücudunuza sıhhat, ibadetinize kuvvet olur. Misafirimizin yemek yemesinden memnun oluruz.
Nasbinizi bol, bol alın.? buyurdu.
1955 yılında İhramcızade İsmail Hakkı Hazretleri ile beraber
bazı ihvanlar ve Hulûsi Efendi Hazretleri köyümüze teşrif ettiler. Balaban
yakınlarında karşıladık. Yayan geliyorlardı. Ben kendisini tanıdığım için ilk
önce Hulûsi Efendi Hazretlerinin eline vardım. O da İhramcızade Hazretlerini
işaret ederek, ?Pirimiz elini öpün.? dedi, kendi toplum içerisinde elini bize
öptürmedi. O pirine karşı çok saygılı ve hürmetli bir insandı. Biz herşeyi ondan
öğrendik. Sevgiyi, saygıyı insana değer vermeyi, büyüklere hürmet göstermeyi
ondan öğrendik.
1964 yılında Almanya?ya gitmek için müracaat etmiştim.
Almaya kağıdım çıktı. Biraz geç kalmışız. İş Bulma Kurumu yetkilisi zamanı
geçti, geç kalmışsın dedi. Ben de Hulûsi Efendi Hazretlerine gittim. Beni Ankara?dan
milletvekilliği yapmış olan hemşehrimiz
Nuri Ocakçıoğlu?na gönderdi. Nuri Bey?e gittim, Efendi Hazretlerinin selamını
söyledim. Çok ilgilendi. İş Bulma Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Darendeli,
soyadı Arıkan olan bir hemşerimizmiş. Ona kart yazdı. Orda da gayet alaka
gösterdiler ve Almanya?ya çalışmaya gittim.
1964-1976 yılları arasında Almanya?da çalıştım. Bu arada
intisap ettim.
1970 yılında Almanya?dan izine gelmiştim. Hulûsi Efendi Hazretleri,
Darende İmam-Hatip Lisesi için yardım toplamak gayesiyle köyümüze teşrif
etmişlerdi. Herkes yardımda bulundu. Ben de o zaman 300 lira teberruda
bulundum. Efendi Hazretleri: ?Oğul, bu 300 lirayı 500?e tamamlarsan senin adına
tek makbuz keseriz.? buyurdu. Bunun üzerine ben de 500 liraya tamamladım. Çok memnun
oldular, makbuzu kesip imzaladılar.
1975 yılında üç arkadaş Hulûsi Efendi Hazretlerinin
ziyaretine gitmiştik. Arkadaşlarımızdan birisi gönlünden acaba Efendi
Hazretleri hangi partili diye geçirmiş. Hulûsi Efendi Hazretleri; ?Pir
Efendimiz İhramcızade Hazretleri ?Biz Hak partisindeniz? diye buyurmuş,
insanlar bu lafı yanlış anlayıp, halk partili demişler. Oğul biz herkesi
severiz. Herkese aynı mesafede dururuz.
Biz de Hak partisindeyiz. Hakkı ve hakikat savunanları destekleriz.?
diye buyurdu.
1979 yılında şehirlerarası büyük otobüs aldım. Her yıl Mekke?ye
hacı götürüyordum. O yıllarda Hulûsi Efendi Hazretleriyle hacda görüşür,
ziyaret eder, sohbetlerine katılırdım.
?Hizmet Eden Himmet
Alır?
1981 yılında yine otobüsle hacca gidecektik. O yıl Mahmut Kemal
Ateş Ağabey de hacca niyetlenmiş. ?İnşallah orada görüşürüz.? dedi. Kafile
yürüdü, Medine?ye vardık. Otobüsleri
araba garajına park ettik. Yanımızdaki arkadaşlar Erzurum ribatındaki Karabaş
Medresesinde ihvan tanıdığımız Hacı Şaban Aydın?ın yayına gitmişler. Orada M.
Kemal Ateş Ağabeyle görüşmüşler. O da
beni sormuş. Arkadaşlar gelince bana söylediler. Mekke?ye çıkış günümüzdü. Kafile başkanımız
Malatya Müftüsü?ne sordum, hazır bulunmam gereken saati bana söyledi. Ben de
ona göre müsaade aldım. Adresi aldım, bir taksi tuttum, hemen oraya gittim. Orada
kendisiyle görüştüm. Sohbet ettik. Zaman
geçmiş geldim ki, ani bir kararla Mekke?ye hareket edilmiş. Otobüsler gitmiş
sadece bizim otobüs kalmış. Hemen yola çıktım. Bu arada elimi duaya açtım, dedim ki: ?Ya Rabbi, senin Habibinin diyarında, onun neslinden
Hulûsi Efendi?nin mahdumu Kemal Efendiyi ziyarete gittim. Büyüklerin hürmetine
beni mahcup etme. Yolumuzu kolay kıl.? Allah?ın izniyle diğer otobüslere
yetiştim. Nasıl oldu anlamadım. Sabah namazı vaktinde Mekke girişinde Malatya
otobüslerine arkadan yetişip, kontrol noktasından onlarla giriş yaptık.
Oğlum Mehmet Ali Yaman da benimle otobüsçülük yapıyordu. 1982
yılında otobüsümüzü o götürmüştü. Hulusi Efendi Hazretlerinin bulunduğu
otobüsün şoförü, o otobüsteki ihvan arkadaşların eşyalarına itiraz etmiş,
arabaya yüklemek istememiş. Bu duruma üzülen Hulûsi Efendi Hazretleri, ?Setrekli
Hacı Kasım?ın oğlu Mehmet Ali?yi bana çağırın? buyurmuş. Arkadaşlar oğlum Mehmet
Ali?yi bulmuşlar Hazretin huzuruna çıkmış. ?Oğul arkadaşların bazı eşyalarını
otobüsünle götürür müsün?? demiş. Mehmet Ali de ?Başüstüne Efendim ne
emrederseniz öyle yaparım.? deyince, ? Arkadaşların eşyalarını Mehmet Ali?nin otobüsüne
yükleyin. Benim bir valizim var onu da Mehmet Ali?ye verin teberrüken onu Darende?ye
getirsin, hizmet eden himmet alır ? buyurmuş?
Gökpınar Sulama Projesi
1984 yılında Malatya
İl Genel Meclisi Üyesi idim. Turgut Özal Başbakan olmuştu. Darende?den Hulûsi
Efendi Hazretleri başkanlığında bir heyetle ziyarete gidecektik. Benim bir
Renault taksim vardı. Efendi Hazretlerine gittim, ?Efendim müsaade ederseniz,
sizi Ankara?ya ben arabamla götürsem.? dedim. Hazret de, ?Oğul biz programdan
birkaç gün önce gideceğiz. Siz Başkan Beylerle gelin. İnşallah dönüşte birlikte
geliriz.? buyurdu. Bu arada ? Turgut Özal Bey?e kayısı hediye götürelim. Biraz
hediyelik kayısı ayarlar getirirsin.? dedi. Ben de bilerek gıdası (boyutu)
küçük kayısıları seçtim, paketledim. Ankara?ya vardık. Hulûsi Efendi hazretleriyle
buluştuk, Turgut Özal Bey?in makamına çıktık. Görüşmeden sonra, Hazret kayısıyı
hediye etmemize emretti. Turgut Özel Bey kayısıyı aldı ama: ?Bu kayısılar niçin
küçük? dedi. Bunun üzerine ben de: ?Sayın Başbakanım, sularımız kıt, kayısıyı
sulayamıyoruz onun için gıdası (boyutu) küçük yetişiyor. İnşallah Gökpınar
Sulama Projesi tamamlanırsa, iyi ürün üretir, size büyük kayısılar hediye
ederiz.? dedim. Bunun üzerine Turgut Özal Bey; ?Gökpınar Projesi Hulûsi
Efendi?nin projesidir. Arzuları için inşallah gayret edeceğiz. O su Darende?ye
akacak.? dedi.
Dönüşte arabamla Hulûsi Efendi Hazretleri, Hacı Valide ve H.
Hamidettin Efendi Hazretleriyle birlikte Darende?ye doğru yola koyulduk. Çok
heyecanlıydım. O zaman yollar da
bakımsızdı. Çukurlardan kaçayım derken, bazen yol kenarına doğru çıktığım
olurdu. Bu hareketimi Hazreti incitmeyeyim, sarsılmasınlar diye yapıyordum ama
Hacı Valide bu sürüş şeklinden rahatsız olmuş. Belli bir mesafe geldikten sonra
Hulûsi Efendi Hazretleri; ?Oğul Kasım, Hamid?im iyi şofördür, herşeyinizi Hamid?ime
güveniniz. Güvenilir insandır. Arabayı
Darende?ye kadar o götürse.? buyurdu. Ben de ?Başüstüne Efendim.? dedim. Yılların şoförü olmama rağmen, kendimizi usta
sanmamız boşa çıktı. Hamidettin Efendi?nin yönetiminde gerçekten ondan sonra
çok güvenli bir yolculuk yaptık. Yani şoförlüğün inceliğini de birçok güzel
haslet gibi ondan öğrenmiş olduk.
Hizmetlere Yardımcı
Olmak
1984 yılında Hulûsi Efendi Hazretlerini bir hafta kadar Balaban
İçmecelerine arabamla götürüp-getirdim. Bir defasında Medişeyh Türbesi?nin
yanından geçerken, ?Bu zat tabiinden, Peygamberimizi görenleri görmüştür. Büyük
bir zattır. İnşallah buraya türbesini yeniden yaptıracağız. Eğer bizim ömrümüz
yetmezse, evladımız Hamid?imiz yaptırır inşallah. Oğul Hamid?ime tabi olun, o hizmetleri
yaparken yardımcı olun. Vakıf hizmetlerine kim yardım ederse, mîzan gününde
sevap olarak verilir inşallah.? buyurdu.
1986 yılında hacca yine kendi otobüsümüzle gitmiştik. Orda
Hulûsi Efendi Hazretlerini ve beraberinde o yıl hac ziyaretinde bulunan H.
Hamidettin Efendi?yi Kâbe?de Altın Oluk?un
karşısında gördük. Namazdan sonra bulundukları otele ziyarete gittik. Hurma
ikram ettiler. Sohbetlerine katıldık.
Hulûsi Efendi hazretleri birkaç kez A. Ulupınar?daki evimize
teşrif ettiler. Davetimize icabet ettiler. Eski evin yolu yokuştu, Hacı Valide çıkmakta
zorlanılıyordu. Hacı Validemiz evde bizim hanımın yanında; ?Hacı Kasım?ın
evinin yolu biraz yokuş, inşallah yol üzerinde düz bir yerde büyük bir evi
olur.? diye dua etmiş.
1990 yılanda Hulusi Efendi Hazretlerinin ahirete
irtihalinden sonra H. Hamidettin Ateş Efendi?yi ziyaret ettim. ?Hacı Validemiz
evde bizim hanımın yanında; ?Hacı Kasımın evinin yolu biraz yokuş, inşallah yol
üzerinde düz bir yerde büyük bir evi olur? diye dua etmişti. Himmetlerinizle
yeni ev yaptırdım, teşrif eder misiniz?? diyerek davet ettim. Ramazan ayında
iftar vesilesiyle teşrif ettiler. Almanya?dan beri kameraya meraklıydım. O gün
de kamera çekecektim. Her nasılsa biraz uğraşmama rağmen, bir türlü kamerayı
çalıştıramadım. Hamidettin Efendi Hazretleri tebessüm ederek, ?Biz istemezsek
çekemezsin.? dedi.
4 oğlan 3 kız babası, 50 torun dedesiyim. 80 yaşındayım. Evlatlarımı
dinimizin emirlerine ve Peygamberimizin yoluna göre eğitmeye gayret ettim. Gençlik
yıllarımdan itibaren Hulûsi Efendi Hazretlerini tanıdım ve evlatlarıma da
tanıtmaya çalıştım. Cenab-ı Hak bizi
sevdiklerimizden ayırmasın. Evlatlarıma da tek vasiyetim, bu güzellik çeşmesinden,
bu manevi sohbet halkasından ayrılmasınlar?