İstanbul bir farklıdır.
Yüzyıllarca Osmanlı Devleti?nin payitahtlığını yapan bu güzide şehirde
Ramazan?da bir farklı geçer. Sultan Ahmet?iyle, Süleymaniye?siyle, Fatih?iyle,
Ayasofya?sıyla tarihimizle, ecdadımızla bir bütünlük, beraberlik iç içelik
sergiler. Tarihe yön veren büyük velilerin yaşadığı yerdir İstanbul. Nedim?in
şu beyitleri ise unutulmamalıdır.
Bu şehr-ı İstanbul ki bî misl ü
behâdır
Bir sengine yek-pare acem mülkü
fedadır
İstanbul?un evsâfını mümkin mi
beyan hiç
Maksûd hemân sadr-ı kerem-kâra
senâdır
Bu Ramazan? da İstanbul Esenler
Belediyesinin düzenlediği harika bir program, ?Anadolu?yu Mayalayanlar?
yapıldı. Özveri ile hazırlanmış ciddi emek verilmiş bu programın mimarlarını
kutluyor ve teşekkür ediyoruz. 16 Temmuz 2014, Ramazan?ın 19. günü Gönüller
Sultanı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi?ye yer verilmiş. Yoğun bir ilgi ve sevgi
gösterilerin içerisinde Hulûsi Efendi anıldı. Programda anlatılan birkaç
hatırayı paylaşmak istiyorum.
Hulûsi Efendi?nin bir Ankara
ziyaretinde Türkiye Büyük Millet Meclisi?nde zamanın Kültür Bakanı Mükerrem
Taşçıoğlu, birkaç bakan ve milletvekili etrafını çevirir, kuliste sohbet
ederler. Mükerrem Taşçıoğlu şöyle der: ?Hocam bir milletvekili ile görüşebilmek
için bazı vatandaşlarımız saatlerce bekliyor. Siz ne büyük bir maneviyat
erisiniz ki, birkaç bakan birçok milletvekili etrafınızda, niçin kendinizi
saklıyorsunuz?? Hulûsi Efendi: ?Estağfirullah bizde bu memleketin bir
vatandaşıyız.? diye mütevazı bir cevap verir.
Buyurdular ki; ?Oğul,
Darende?mizde bir devlet hastanesi yoktur. Darende?ye en yakın vilayet yüz elli
km. Bir doğum hastası oluyor, bu vilayetlere yetiştirilmek isteniyor ancak
şartlar uygun olmayınca kış geçit vermiyor. Karahan Geçidi?nde arabalar
kalabiliyor. Kanamalı bir hastaysa yolda ölüyor. Benim arzularım içerisinde
Darende?ye 200 yataklı tam teşekküllü bir hastane yaptırmak var, yeri de Kıhtır
Tepesi, arsasını aldık.? Akabinde, ?Oğul, çocuk sabaha kadar sakalımı yolsa
katlanırım ancak yapılmadığı takdirde bu acıya katlanamam buyurdular.? Son
Divan şairi olarak Divan?ından elde edilecek olan gelirle hastanenin
yapılmasını vasiyet ettiler. Bu hastane halefi ve evladı Hamit Hamidettin Ateş
Efendi tarafından yaptırıldı, Sağlık Bakanlığı?na verilerek insanlığın
hizmetine sunuldu.
Hulûsi Efendi kendini insanlığa
hizmete vakfetmiş, gerçek manada tasavvufun insanlığa hizmet olduğunu örnek
ahlâkıyla sergilemiştir. Yaptığı imar faaliyetleri ve sosyal hayata etkileri
ile gönüllere taht kurmuştur. Yapılan hizmetleri Allah için yapan ve topluma
örnek olan yüce şahsiyetlerden biridir. Geçmişten geleceğe hizmet etme aşkı ve
heyecanı ömrünün son günlerine kadar devam etmiştir. Osman Hulûsi Efendi de
kendi asrı olan 20. asırda insanlığa hizmet etmenin neşvesini, neşesini
insanlık âlemine göstermiş, bir insan ömrünün nasıl dolu dolu yaşanacağını,
güzel ve örnek ahlâkı ile ortaya koymuştur.
Hulûsi Efendi tarafından kurulan
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı günümüzde de genişleyerek hizmetlerini çok
boyutlu olarak devam ettirmektedir. Kısacası Anadolu mayalanmaya devam
etmektedir.
Darende?de Bayram Sabahı
Bayram sabahını Darende?de
Somuncu Baba Camii?nde yaşamak gerekir. Eski bayramlardan bir bayramı
gönüllerde hissetmek, ruhlarda yaşamak buranın manevi atmosferinden
kaynaklanmaktadır. Somuncu Baba, Hulûsi Efendi Hazretleri yani büyüklerin
huzurunda bu kutlu günü yaşamak bayram sevincini paylaşmak huzurda zirveyi
yakalamaktır. Ayrı bir zarafet, ayrı bir letafet ve ayrı bir muhabbeti
külliyenin her köşesinde, her gözde ve gönülde görülmektedir. Sakal-ı Şerif ziyareti
ise bir farklı olmuş ayrı bir manevi atmosfer yaşanmıştır. Bu manevi havayı
yazı ile ifade edebilmek mümkün değildir. Yaşamak gerekir.
Sakal-ı Şerif¸ Mehmet İzzet Paşa
tarafından İstanbul?dan Darende?ye hediye edilen iki Sakal-ı Şerif?ten
birisidir. Somuncu Baba Camii?nde tarih boyunca özenle saklanan ve nesilden
nesile aktarılan bu kutsal emanet¸ emin ve ehil ellerde günümüze kadar gelmiş,
bundan sonrada yine emin ve ehil ellerde devam edecektir.
Gazze İçin Gözyaşı
İsrail?in hunharca saldırıları,
çocuk, kadın yaşlı demeden, okul, cami, hastane demeden tüm sivil yerleşim
yerlerini bombalaması çok sayıda Müslümanı şehid etmesi tüm İslâm âlemini hüzne
boğmuş, gözyaşları dinmemiştir. Tüm Batı?nın ortak hareket etmesi gerçekleri
bir kez daha gözler önüne sererken Müslüman ülkelerin sessizliğinin ise ne
kadar üzücü ve ürpertici olduğunu gözler önüne sermiştir. Cenab-ı Allah?tan tüm
şehitlere rahmet yaralılara şifa dilerken Cani Yahudileri ise Cenab-ı Allah?ın
Kahhar ismiyle kahretmesini yok etmesini niyaz ederim.