Ulusal yas ilan ettik, 301 evladımızı kaybettik. Bu
kaçıncı diye sormamıza gerek yok, Allah korusun daha başkalarını da yaşayacağız
böyle durup, böyle bakıp, böyle gördüğümüz sürece. Hesap ortada. Artan
tüketimin karşılığı üretim, üretim için gerekli olan enerji, enerjiye ulaşma
yolları ve acımasız bir rekabet.
Çok sevdiğim bir eğitimci genç akrabamın paylaşım
sitesinden attığı Soma`yı protesto mitingindeki fotoğraflarını görünce uzun bir
süre düşündüm. Bu protestolardan amaç neydi? Soruyu önce kendime sonra eğitimci
genç akrabama sordum. Duyarlı bir topluluk olarak yaşadığım mahallenin bir
eylemi diyordu. Ama eylemin içeriğinde yine başkaları vardı. Nedense hep
başkalarından bekledik ve başkalarını eleştirdik. Öncelikle eleştirilen
kendimiz hiç olmadık. Masum bir topluluk rolüne bürünmüş eylem söylemden öte
gitmeyen bir faaliyet idi. Çünkü konuştuklarını yaşamlarına uygulamayanların
başarılı olma ihtimalleri yoktu. İsterdim ki bu mitingde `İhtiyacımız
kadar tüketelim, fosil artıklarına
hayır, alternatif enerji, geri dönüşüm, bir bluejan yeter, evdeki
gardıroplarımızı boşaltalım, mutfak dolaplarımızı ayıklayalım, ekolojik hayat,
az üretelim, ihtiyacımız kadar kullanalım ve dünyamız gelecek nesillere de kalsın.` gibi söylemler de olsun.
Suçlu
arayanlar, protesto edenler lütfen yönünüzü doğru tarafa çevirin ve milletin
doğru yerlere bakmasını sağlayın. Bu savaş üretim savaşıdır, esas
olan milletlerin, insanlığın
uyanmasıdır, bunun çabası olmalı, neredesiniz? Bu medeni denilen dünyaya bakın,
üreten, üretmek isteyen, üretirken yok eden, üretileni acımazca tüketen/israf
edenlere bakın. Neden çıkıp da bu kadar üretmek niçin önemli, neden ihtiyacımız
kadar üretmiyoruz demiyoruz, bunu
protesto etmiyoruz. Esas bunu konuşalım, bunu anlatalım, tükenen dünyayı herkes
öğrensin. Bilinçli toplum, paylaşabilen bilinçli insanlık...
Soma`da
herkesin suçu var. Masum olduklarını iddia edenler, caddede, sokakta protesto
için yürüyenler, gazetede yazanlar, abartarak röportajlar yapanlar sizde bu
oyunun ortağısınız, sizlerde bilinçli veya bilinçsiz suçluların
hizmetindesiniz. Sizlerde hoyratça tüketiyorsunuz. Bencilleşen insanlık
tükettikçe üretecek, ürettikçe birilerini yok edecektir. Onların kanları,
terleri üzerinde kurulmuş güçlü, acımasız, ihtiraslı bir lüks hayat?
Evinizde
üçüncü, dördüncü elbiseniz varsa, mutfağınızda üçüncü mutfak takımınız varsa,
salon takımınızı yeni değiştirmişseniz, evde ikinci televizyonunuz varsa siz bu
oyunun ortağısınız. Lütfen bir düşünelim, kimseye söz söylemeye, protesto
mitingleri yapmaya hakkımız yoktur.
Soma için
ağlayanlar, sahte gözyaşlarınızı boşuna akıtmayın, kişiler konuştuklarıyla
değil yaşantılarıyla saygıyı hak ederler. Kendinizi değerlendirmek isterseniz,
üretimi teşvik eden ihtiyacınız dışında aldığınız kullandığınız her şey sizin
Soma için sorumluluğunuzdur. Soma`da
sorumluluğum yok diyenler en basit değerlendirmeyi kendilerine ait elbise ve
ayakkabı dolaplarında görebilirler.
Asr-ı sadette
örnekler vardır, `Asr-ı saadet` terimi
insanların en bahtiyar oldukları çağ manasını taşımaktadır. İnsanlık ona
bakmalı, paylaşımı orda görmeli, `asr-ı saadet`te yaşayanların en önemli
özelliklerinden biri kanaatkâr oluşlarıdır.
Onlar, Yüce
Allah`ın kendilerine bahşetmiş olduğu nimetler hususunda daima kanaatkârdılar.
Eş ve çocuklarına yetecek kadar günlük rızık temin ettiklerinde bununla
yetiniyorlar, aza kanaat ediyorlardı. Yani gözlerini dünya hırsı bürümemişti.
Milletimizin başı sağolsun 301 vatan evladının ailelerine baş sağlığı
diliyorum.