Hüseyin YAREN


Sevgi Seli


Darende?den Somuncu Baba diyarından Hulûsi Efendi?nin mekanından Elazığ?a doğru yola çıktığımızda gönüllerde ayrı bir mutluluk vardı. Somuncu Baba evlatlarının ?Biz Elazığlıları çok severiz, onlarda Somuncu Baba?yı çok severler.? Cümlesini hatırlıyorduk. İlk uğradığımız yer Keban Barajı oldu, elektrik üretiminin yapıldığı santral, seyir terası gezilirken bizlere Elektrik Mühendisi Tahsin Bey ve Latif Bey eşlik ettiler. Çırçır Şelalesi, Keban Alabalık üretim tesisleri ve Alacakaya Mermer Fabrikası gezildi. Bu geziler sırasında tanıştığımız insanların Somuncu Baba?dan gelindiğini duymalarıyla birlikte gözlerinde bir sevinç ve mutluluk beliriyor, oraları ne güzel yapmışsınız, çok güzel hizmetlerde bulunmuşsunuz, hayran olmamak elde değil diyorlardı.

Elazığ?da Hulûsi Efendi Vakfı?nın kermes açılışına gidildiğinde yoğun ilgi katılımcıları memnun ederken, Şefkat Güllerinin çalışma ve hizmetleri ise takdir topladı. Kermes yeri araştırması sırasında ise şu dikkat çekici durum yaşanmıştı. Dükkân sahibi Somuncu Baba?dan Hulûsi Efendi diyarından gelindiğini öğrenince çok mutlu olmuş ve ?Somuncu Baba Hazretleri ve evlatları için feda olsun? demek suretiyle memnuniyetini dile getirmiştir. Harput?a doğru buram buram tarih kokan alanlara doğru yöneldik. Arap Baba?nın türbesi ziyaret edildi. Harput velilerinden olan Arap Baba?nın İsmi Yusuf olup babasının ismi Arapşah`tır. Harput`un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarındandır. Cesedi bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Harput Ulu Cami İlk Beylikler dönemine ait muhteşem bir eserdir. Ulu Cami Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırılmıştır. Anadolu?nun en eski ulu camilerinden biri olan bu yapı dikdörtgen planlı olup, mimari yapısı ile Artuklu ve Selçuklu döneminde yapılmış camilerden farklı bir görünümdedir. Harput Konağından Harput Kalesi?nin seyri ise muhteşem bir görünüm içerisindedir ve mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Şefik Gül Kültür Evi gezilmiş buradan ise Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hatıra Ormanı fidan dikimine gidilmiştir. Fidan dikimi programına; Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanımız Hamit Hamidettin Ateş Efendi, Elbistan Belediye Başkanı Av. Durmuş Küçük, Darende Belediye Başkanı Dr. Süleyman Eser, Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya Polat ve çok sayıda gönüllü insanımız katılmıştır. Yer olarak ise çok güzel bir mekanın seçilmesi işin ciddiyet ve güzelliğini göstermeye kafidir. Buradan ise Balak Gaziye geçilmiş ve ziyaretlerde bulunulmuştur. Balak Gazi / Belek Gazi?nin hizmetleri tarihimizde altın sayfalarda yerini almaktadır. Balak Gazi genç yaşta Harput Hükümdarı olmuştur. Artuklu hanedanına mensup olan bu kumandan adaleti ile meşhur bir hükümdardır. Kısa zamanda Harput`tan Mardin ve Halep`e kadar uzanan geniş bir devlet kurmuş, Haçlılarla imha edici muharebeler yapmış ve onları ağır yenilgilere uğratmıştır.1122 yılında Urfa Kontu Josselin`i, 1123`te onu kurtarmaya gelen Kudüs Kralı Baudouin`i esir ederek her ikisini de Harput kalesine hapsetmiştir.

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi?nin Divan-ı Hulûsi-i Darendevî isimli eserinden gazel şerhi içerikli Divan Okumaları Programı Elazığ Belediyesi, Kültür ve Kongre Merkezi Salonunda yapıldı. Program çok güzel ve latif geçti, katılımcıların büyük beğenisini topladı, ruhlara gönüllere hitap eden program büyüklerin teşrifiyle gönüllere ayrı bir huzur kattı. Program bitiminde protokole özel bir zarafet gösteren Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Hamit Hamidettin Ateş Efendi tarafından günün anısına plaket verildi.

 

Eğitimle yaşam kalitemizi yükseltmek-1

Yaklaşık 40 milyona varan sayımızla büyük bir kitleyi eğitim maratoncuları olarak final ipini göğüslemeye doğru doludizgin koşturuyoruz. İlçemizde LYS sınavlarında dereceler açıklandı. Balaban?dan bir öğrencimiz Türkiye birinciliği ile göğsümüzü kabarttı. İlçe ve il adına gurur verici bir altın tablo. Öğrencimizi, ailesini ve okul idaresini can-ı gönülden tebrik ediyoruz. Bundan sonraki sınavlarında isteği yere yerleşir de bizlerin de göğsünü fazlasıyla kabartır. Nazmi Değirmenci hocamız, geçen yazısında bu konuya değindi. Öğrencimizin, mutlaka öğretmenin ve ailenin yönlendirmesi ile düzenli çalışma disiplini sağlanmıştır. Ama birazda aileye bakalım, dede dönemin sıhhiye uzmanı, halkın arasında adeta ?Hızır Acil? servisi gibi çalışmış, sosyal ve teknik zeka sahibi. Nüktedan, öz eleştiriyi seven biri. Baba dönemin en iyi okulu, hatta bugünde gözde okul olan ODTÜ mezunu. Anne, çocuğun üç yaşlarında okuyup yazmaya başladığını ifade ediyor. Böyle kişisel gayretler, genele teşmil olmayınca asla yeterli değildir.

Kurumsal başarılar, kişisel başarıların önüne geçmedikçe eğitim kalitesinden istenen verim alınmaz. Bizler de ortaöğretim okulları olarak, şapkamızı önümüze koyup düşünmenin zamanı gelmiştir. Bu başarılar nasıl bir sisteme dönüşür, kurumsal başarılar nasıl marka haline gelir, diye proje üretmeliyiz.

Ortaöğretim kurumlarımız her zaman için Lineer dedikleri (doğrusal) bir başarı grafiği göstermelidir. Örneğin 2012-2013 öğretim yılında yani bir önceki yıl başarı oranımız kurum olarak (4 yıllık üniversitelere yerleştirme) % 55 iken bu yıl yaptığımız çalışma ve ortaya koyduğumuz performansla bunu en az kurumsal bazda  % 58-60 aralığına taşıyabildik mi? Dikkat ederseniz oranların gayet makul, ayağı yere basan, gerçekleştirilme oranı en yüksek limitte tutuyorum. Hayal edilenle, gerçekleştirmeyi düşündüğümüz rakamlar ülke gerçeğini zorlamamalıdır.

Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Değerli Eğitimci Mustafa Aydın hocamız bir üst kurum olan Fakülte dünyasındaki sıkıntıları ve çalışmaları anlatıyor: Bugün yurt dışına göndermemiz gereken, yani çok kültürlü ve çok dilli eğitimin hedeflediği başarının biz henüz üçte birini ancak yakalayabildik. Bir öğrencinin, bulunduğu ülke ekonomisine direk ve dolaylı katkının 40 bin dolar olduğu biliniyor. Dünyada ekonomik anlamda dolaşımda olan öğrenci sayısı 5 milyon civarında. Avrupa birliği eğitim çalışması kapsamında, Erasmus, Comenicus ve Sokrates ile bugün ülkemizde başlattığımız YÖK ve TÜBİTAK başta olma üzere hükümetimizin gayretleri, biz buna Farabi (Ulusal-Üniversitelerimiz arası öğrenci değişimi) Mevlana (Uluslar arası) öğrenci alışverişini de katarak destek olduk. Bunun ekonomik karşılığı toplamda 200 milyar dolar. Biz bu oranın neresindeyiz diye soruyor. Hatta daha önce yurt dışına öğrenci göndermek için yaptığımız sınavlarında adeta öğrenciyi kazandırmama, yurt dışına göndermemek için yapıyorduk Burada elenen öğrenci, gidip dünyanın en saygın üniversitelerinden davet alarak okuyordu. Aldığımız destek ve yaptığımız çalışmalarla 10-20 yirmi aralığında olan yurt dışı öğrenci sayısını biz 40-50 bin civarına çektik, yeterli mi hayrı, diyor. Bunu 150 binlere çıkarmamız gerekiyor? diye ekliyor.

Hep söyler dururuz, bir çiçekle bahar olmaz diye. Kişisel başarıları öne çıkarıp bununla övünmek bizi rehavete götürür. Akıp giden dünya gerçeğini ve ülke gerçeğini iyi okumamaktır. Bugün teknolojiyi yerinde kullanan,  amacı dışında kullanmayarak ?Ya Rabbi, eşyanın ve hakikatin künhünü bana göster? diye dua eden bir mümin modeli de gerçekleştirmek mümkündür.

Akıl ve ilim mayasını, hikmet ve irfan teknesinde yoğuran gerçek bireylerin oluşturduğu bir toplumda yaşamayı hayal etmek, yegâne gayemiz olmalıdır.