Osmanlı şehir yapılanmasında ana merkez; cami, medrese ve etrafındaki külliyedir. Bu merkezler etrafında şehir şekillenmiştir. Bunlara, Ankara?da Hacı Bayram-ı Veli Camii, Bursa?da Ulu Camii, Konya?da Alaaddin Camii, İstanbul?da Sultanahmet, Fatih, Sülemaniye Camileri örnek olarak zikredilebilir. Darende?de de aynı şekilde son yıllarda daha da önemi artarak Somuncu Baba Külliyesi etrafında bir gül ve gönül medeniyeti şekillenmektedir.
Camii, yerli ve
yabancı birçok kimsenin ziyaret ettiği, manevî haz aldığı önemli bir şaheser
niteliğindedir. Şeyh Hamid-i Veli Camii ya da zaviyesinin teşekkülü, Şeyh
Hamid-i Veli (k.s.)?nin Darende?nin Hızırlık Mahallesine hicretinden sonra
başlamıştır. Zaviye, camii ve medresenin ilavesi ile zamanla birbirinden
ayrılmaz parçalardan oluşan bir külliye haline gelmiştir.
Burası, Şeyh
Hamid-i Veli?den sonra türbe, halvethane
ve camii olarak kullanılmış, birkaç kez tamir edilmiştir. Şeyh Hamid-i Veli
Camii?nin asıl mekânına girişte, kapı kemeri altında -alınlıkta- bir tamir kitabesi
bulunmaktadır. İki sıra taş üzerine yazılı Arapça kitabe dört satırdan
ibarettir. Kitabede;
?- Haza ammere Camiuşşerif Yesserallahü
bil?hayr........ Ziya Paşa. (?)
- Allah Teala ve şefâatu?n-Nebi sallallahü
aleyhi ve sellem. Tarih fi şehr-i Muharremi?l-Haram. Sene hamse
- Ve elf mine?l-hicretin-
- Nebeviyyeti sallallahü aleyhi ve sellem.?
kaydı
bulunmaktadır. Okunamayan kelimeler dışında birinci satırdan anlaşıldığı üzere
onarım gören cami kitabesinin hicri tarihi, Muharrem 1005/1596 Ağustos-Eylül aylarına
tekabül etmektedir.
Şeyh Hamid-i
Veli Camii Cumhuriyet döneminde, 1945 yılında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi
Hazretlerinin imamete geçmesiyle de esaslı bir tamirat görmüştür. 1945?li
yıllarda Hazretin camiinin ihyası için yazdığı manzumeyi birlikte okuyalım:
Şeref-i
memleket Şeyh Hâmid
Ya?ni
ol Hazret-i Avn-i Mâcid
(Memleketin
manevî övüncü, beldemize şeref veren Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin burada
bulunması bizim için en büyük bir lütuftur. Onun isimi kadar yüce himmeti
vardır.)
Mekânların şerefi içerisindekilerin
şerefi ile doğru orantılıdır. Yani ?Şerefil mekân bil mekîn?dir. Şeyh Hamid-i
Veli Hazretlerinin burayı yurt olarak seçmesi ve son istirahatgâhı olması
Darende ve civarı için ayrı bir övünç kaynağıdır. Yukarıda bahsettiğimiz şehirlere
can veren merkez olması hasebiyle Osmanlı Devleti dönemindeki bir müfettiş şöyle demektedir:
Tohma Nehri müsli kevser, şehr içinde caridir
Zikri tesbih-i hüda, mâna anların
kârıdır
Feyzi menbadır o su, içse kalbin arıdır
Şeyh Hamid-i Velî gibi, Şahı var Dârende?nin
Evlatlarının yüzyıllardır yapmış olduğu
hizmetler, özellikle son 50-60 yılıdır yapılan tanıtım faaliyetleri o mübarek
zatın ismini yüzyıllar ötesine taşımakta, ziyaretçiler ruhaniyetinden feyz almaktadır.
H. Hamidettin Ateş Efendi bu hususta şu
şekilde önemli bir tespitte bulunmaktadır:
?Somuncu Baba Hazretlerinin Darende?de
bulunması, Darende için bölge için bir lütuf, bir ihsan-ı ilahîdir. Yerin
şerefi oturanın şerefi iledir, bu toprakları şereflendirenler de yüce neseb-i
Rasûlullah (s.a.v.)?a mensup olan zevatlardır. İlçemizi maneviyatı ile
güzelleştiren yaşanılabilir hale getiren, Somuncu Baba?lar Hulûsi
Efendi?lerdir. Bu zevat-ı kiramlar Darende?de olmasalardı Darende?nin diğer
ilçelerden bir farkı olmazdı.
Aslında bu mekânı şereflendirmiş, bu
vadiye hayat vermiş, canlılık katmıştır. Manevî hayatiyetleri devam ettiği
için, asırladır yüzbinlerce insan, onu ziyaret etmekte, adeta evlatlarında
vücut bulmuş manevî şahsiyetiyle müşerref olmaktadır. Bu beldenin toprağı emanet edilene sahip
çıkan sağlam bir imanı temsil ederken, her dem aydınlık saçan fikirleri
bakınız, ülkemizin sınırlarını da aşarak dünyaya yayılmaktadır. İşte onların
manevî hayatlarının devam ettiğinin en büyük işareti bu faaliyetlerdir. Somuncu Baba?nın ismi unutulmamıştır,
fikirleri unutulmamıştır, canlı olarak ismi de fikirleri de yaşamaktadır.?
Duydunuz
on seneden fazla zamân
Türbesin
etdi zamâna vîrân
(Türbe-i
şerifin on yıldır bakımsız olması nedeniyle on yılıdır hizmet beklemektedir.
Savaş yıllarının sıkıntılı şartlarından sonra zamanla yıkılmaya yüz tutmuş
olması artık bir hizmeti gerektirmektedir.)
Cümlenin
hâtırı mahzûn oldu
Ebedî
ye?sle mâteme doldu
(Bu
hazin manzarayı görünce insanın üzülmemesi mümkün değildir. Bu bitmeyen üzüntü
bizleri gönülden etkilemekte, mutlaka bir el atılması gerekmekte.)
Sizi
de eyledi mahzûn bu haber
Vâki?
hâdise tek verdi keder
(Bu
haberdin dolayı sizlerde duyunca üzüldünüz. Hâlihazır durum böyle olduğu için
kederleniyoruz.)
Çok
çalışmışsa da erbâb-ı kerem
Olmadı
sa?yi bu derde merhem
(Şimdiye
kadar bazı çalışmalar olduysa da, bu yaraya merhem olacak bir çare bulunamadı.)
Bi-hamdi?llâh
bu sene vüs?at-i hâl
Açdı
bu müşkili kilîd-i ikbâl
(Allah?a
hamd olsun bu yıl bir kolaylık ve genişlik hali oldu. Yıllardır kapalı duran
kilit sanki açıldı. Geleceğe yönelik iyi işler yapmanın yolları bize açıldı.)
Es-Seyyid
Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, Babası Hatip Hasan Feyzi Efendi?nin, 1945
yılında ahirete irtihalinden sonra Şeyh Hamid-i Veli Camii imam-hatipliğine
başladığı yıllardaki bir rüyasını sohbet esnasında yanındakilere şöyle
anlatmışlardır; "Gece rüyamda Şeyh Hamid-i Veli Camii minberinde
oturuyordum. Bu arada elinde yufka ekmeği üzerinde saf oğul balı konmuş olarak
bir nimeti güzel yüzlü piri fani bir muhterem zat getirerek, elime uzattı ve
"Oğul Hulûsi bu senin nasibin" dedi.
O günden sonra Allahu Teâlâ nasibimizde genişlik verdi ve hiç darlık
çekmedik. Cenab-ı Allah nasibimizi bize gönderdi." buyurmuşlardır.
Hulûsi
Efendi Hazretleri camiinin 1945 yılındaki onarım ve bakımının yapılmasında
etrafının tanziminde, camiinin üzerinin çinko ile kaplanmasında marangozluk
işlerini de yine kendileri yapmışlardır.
Bizde bu hizmete cânile rızâ
Vererek hizmeti kıldık îfâ
(Biz
de bu hizmeti canımız kadar aziz bilip, Allah?ın rızasını kazanmaya bir vesile
kabul edip, yapmaya gönülden çalıştık.)
Hulûsi Efendi Hazretler hizmet konusunda
şöyle buyurmuştur:
?Sana bir hizmet verildiği zaman, küçük
bir hizmet dahi olsa, bu bana dostumun bir lutfu ihsânı diyeceksin ve nefsine
minnet ederek o hizmeti yapacaksın. Aksi takdirde, o hizmeti dosta minnet
edersen, başa kakmış olursun. Buna ne dost razı olur, ne de Allah razı olur.
Onun için nefsine minnet edip hizmeti yerine getirmek gerekir.?
?Siz insan ayırmadan herkese
hizmet edin. Gönül almaya vesile olacak bir hizmet, zikir ve murakabeden önce
gelir. Gönül feyzi hizmet mahsulüdür. Hayır umduğunuz herkese garazsız ivazsız
hizmet etmeye bakınız.? Yine Hazret Divan?ında da şöyle buyurmuştur:
Hulûsî istersen rızâ gönüllere sen hizmet et
Kıblegâh-ı
esrâr olur âşıkların gönülleri
Veren ey hayr işe cândan râgıb
Sana bu hayr ise cândan tâlib
(Bu
bu hayır işlerini hizmetlerini veren Allah?tır. İsteyen de, yapan da yaptıran
da O?dur. Bizlerle birlikte ve bu işlere
yardımcı olacak sizler de hizmete talip olursanız, Allah rızasına talip olmuş
olursunuz.)
Nazar-ı âtıfet-i devletdir
Nazar-ı devleti ne ni?metdir
(Böyle
bir hizmetle istihdam edilmek, Allah?ın ve Allah dostlarının/Somuncu Baba
Hazretlerinin nazarına mazhar olmak bir sevgi nişanesidir. Onların sevdikleri
her türlü ilahi nimetlere kavuşurlar.)
Böyle bir ni?mete ermek insân
Keremi lutfu Cenâb-ı Yezdân
(Böyle
bir nimeti ancak Allahu Teâlâ sevdiği kuluna ihsan eder. Lutfuyla keremiyle,
hayır işlerine yönelik hizmetler yapmayı nasip eder.)
Böyle bir hizmet her ân olmaz
Mazhar-ı devleti her cân olmaz
(Böyle
bir hizmeti herkes her zaman istese da her cana nasip olmaz. Böyle bir imkân
herkese verilmez.)
Bunu lutf u inâyet bilerek
Hizmeti lutf u saâdet bilerek
(Şeyh
Hamid-i Veli Camii?nin ihyasını Allah?ın bur lutfu inayeti bilerek yaparız.
Hizmet etmek bizim için mutluluktur.)
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi
Hazretlerinin 1945 yılından sonra, Şeyh
Hamid-i Veli Camii 1990-2000 yılları arasında büyük bir restorasyon
geçirmiştir. Ayrıca 15 Haziran 2013 tarihinde açılışı yapılan Yeni Camii ile
artık büyük bir külliye hüviyetini kazanmıştır.
H. Hamidettin Ateş Efendi?nin yukarıdaki
beyitlerde işaret edilen hizmet anlayışını açıklan şu kelamlarıyla yazımızı
taçlandıralım:
?Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi
Hazretleri, tasavvufî düşüncesiyle hep gönüllere hitap eden ve hizmet eden bir
yüce şahsiyettir. Gönül âyinesindeki bu ezelî muhabbet ile Hulûsi Efendi
Hazretleri; Allah?ın yarattıklarına sevgi ile bakmış, ?İnsanların hayırlısı,
insanlara faydalı olandır.? prensibi ile insanlığa hizmeti, Hakk?a hizmet kabul
etmiştir. İnsanlara şefkat ve yardımda ahlâk numunesi sevgili ceddi Hz.
Muhammed (s.a.v)?i örnek almış, onun yolunu takip etmiştir. Hayatına bakıldığında,
insanlar arası ilişkilere çok geniş seviyede yer verdiği ve bu konularda çok
hassas olduğu görülmüştür. Hizmetleri ve hareketleriyle, ihlâs ve samimiyetin
eseri olarak insanlara karşı yardımsever ve hoşgörülü, içinde yaşadığı topluma
karşı güven verici ve barışı sağlayıcı bir manevî görevi üstlenmiş olduğu
açıkça müşahede edilebilir.
O, hizmetlerini halka halka genişletmiş,
başkanlıklarını yürüttüğü dernekler ve kurmuş olduğu vakıf vasıtasıyla, eğitim,
sağlık, sosyal ve kültürel sahalarda her türlü toplumsal meselenin halli için
gece gündüz çalışmıştır. Alt yapı hizmetlerinin vatandaşlar tarafından imece
usulü ile yapıldığı dönemlerde, elektrik hatlarının mahallelere çekilmesi, su
tesisatının döşenmesi, yolların genişletilmesi gibi toplum hizmetlerinde her
defasında ilk adımı atan, ilk kazmayı vuran o olmuştur. O, bütün ömrünü
insanlığa, toplumun bütünleşmesine, toplum barışına ve vakıf hizmetlerine
adamıştır. Tabiî ki emekleri meyvesini vermiş; şimdi onun sevgi ve gönül
medeniyeti olarak inşa ettiği sağlam hizmet âbidelerinin kapılarında ismi ser
levha olarak yazılmakta, hatıraları dillerde dolaşmakta ve insanların sevgilisi
olmakta, muhabbeti gönüllerde yaşamaktadır. Eserleri ve hizmetleriyle nâmı,
gökkubbede hoş bir sadâ olarak yankılanmaktadır.
Bizlere emanet etmiş olduğu vakfı ve
hizmet ideali, Allah?a binlerce hamdolsun, en iyiye en güzele doğru sağlam ve
emin adımlarla yürümekte, hizmetlerimiz dalga dalga genişlemektedir. Vakfımızın
yurt içinde ve yurt dışında yürütmüş olduğu sosyal ve kültürel faaliyetler, her
geçen gün gönül dostlarımızın destekleriyle artmakta, daha çok insana ulaşmak,
gönlünü kazanabilmek, hizmet götürmek, Gül ve Gönül Medeniyetinin tesisi için
bütün gücümüzle çalışmaktayız.?