Musa Tektaş


Şeyh Hamid-i Veli Camiinin 1945 yılındaki ihyası


Osmanlı şehir yapılanmasında ana merkez; cami, medrese ve etrafındaki külliyedir. Bu merkezler etrafında şehir şekillenmiştir. Bunlara, Ankara?da Hacı Bayram-ı Veli Camii, Bursa?da Ulu Camii, Konya?da Alaaddin Camii, İstanbul?da Sultanahmet, Fatih, Sülemaniye Camileri örnek olarak zikredilebilir.  Darende?de de aynı şekilde son yıllarda daha da önemi artarak Somuncu Baba Külliyesi etrafında bir gül ve gönül medeniyeti şekillenmektedir.

Camii, yerli ve yabancı birçok kimsenin ziyaret ettiği, manevî haz aldığı önemli bir şaheser niteliğindedir. Şeyh Hamid-i Veli Camii ya da zaviyesinin teşekkülü, Şeyh Hamid-i Veli (k.s.)?nin Darende?nin Hızırlık Mahallesine hicretinden sonra başlamıştır. Zaviye, camii ve medresenin ilavesi ile zamanla birbirinden ayrılmaz parçalardan oluşan bir külliye haline gelmiştir.

Burası, Şeyh Hamid-i Veli?den sonra türbe,  halvethane ve camii olarak kullanılmış, birkaç kez tamir edilmiştir. Şeyh Hamid-i Veli Camii?nin asıl mekânına girişte, kapı kemeri altında -alınlıkta- bir tamir kitabesi bulunmaktadır. İki sıra taş üzerine yazılı Arapça kitabe dört satırdan ibarettir. Kitabede;

 ?- Haza ammere Camiuşşerif Yesserallahü bil?hayr........ Ziya Paşa. (?)

 - Allah Teala ve şefâatu?n-Nebi sallallahü aleyhi ve sellem. Tarih fi şehr-i Muharremi?l-Haram. Sene hamse

 - Ve elf mine?l-hicretin-

 - Nebeviyyeti sallallahü aleyhi ve sellem.?

kaydı bulunmaktadır. Okunamayan kelimeler dışında birinci satırdan anlaşıldığı üzere onarım gören cami kitabesinin hicri tarihi, Muharrem 1005/1596 Ağustos-Eylül aylarına tekabül etmektedir.

Şeyh Hamid-i Veli Camii Cumhuriyet döneminde, 1945 yılında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerinin imamete geçmesiyle de esaslı bir tamirat görmüştür. 1945?li yıllarda Hazretin camiinin ihyası için yazdığı manzumeyi birlikte okuyalım:

 

Şeref-i memleket Şeyh Hâmid

Ya?ni ol Hazret-i Avn-i Mâcid

(Memleketin manevî övüncü, beldemize şeref veren Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin burada bulunması bizim için en büyük bir lütuftur. Onun isimi kadar yüce himmeti vardır.)

 

Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani ?Şerefil mekân bil mekîn?dir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin burayı yurt olarak seçmesi ve son istirahatgâhı olması Darende ve civarı için ayrı bir övünç kaynağıdır. Yukarıda bahsettiğimiz şehirlere can veren merkez olması hasebiyle Osmanlı Devleti dönemindeki bir  müfettiş şöyle demektedir:

Tohma Nehri müsli kevser, şehr içinde caridir

Zikri tesbih-i hüda, mâna anların kârıdır

 

Feyzi menbadır o su, içse kalbin arıdır

Şeyh Hamid-i Velî gibi, Şahı var Dârende?nin

 

 Evlatlarının yüzyıllardır yapmış olduğu hizmetler, özellikle son 50-60 yılıdır yapılan tanıtım faaliyetleri o mübarek zatın ismini yüzyıllar ötesine taşımakta, ziyaretçiler ruhaniyetinden feyz almaktadır.

H. Hamidettin Ateş Efendi bu hususta şu şekilde önemli bir tespitte bulunmaktadır:

?Somuncu Baba Hazretlerinin Darende?de bulunması, Darende için bölge için bir lütuf, bir ihsan-ı ilahîdir. Yerin şerefi oturanın şerefi iledir, bu toprakları şereflendirenler de yüce neseb-i Rasûlullah (s.a.v.)?a mensup olan zevatlardır. İlçemizi maneviyatı ile güzelleştiren yaşanılabilir hale getiren, Somuncu Baba?lar Hulûsi Efendi?lerdir. Bu zevat-ı kiramlar Darende?de olmasalardı Darende?nin diğer ilçelerden bir farkı olmazdı.

Aslında bu mekânı şereflendirmiş, bu vadiye hayat vermiş, canlılık katmıştır. Manevî hayatiyetleri devam ettiği için, asırladır yüzbinlerce insan, onu ziyaret etmekte, adeta evlatlarında vücut bulmuş manevî şahsiyetiyle müşerref olmaktadır.  Bu beldenin toprağı emanet edilene sahip çıkan sağlam bir imanı temsil ederken, her dem aydınlık saçan fikirleri bakınız, ülkemizin sınırlarını da aşarak dünyaya yayılmaktadır. İşte onların manevî hayatlarının devam ettiğinin en büyük işareti bu faaliyetlerdir.  Somuncu Baba?nın ismi unutulmamıştır, fikirleri unutulmamıştır, canlı olarak ismi de fikirleri de yaşamaktadır.?

 

Duydunuz on seneden fazla zamân

Türbesin etdi zamâna vîrân

(Türbe-i şerifin on yıldır bakımsız olması nedeniyle on yılıdır hizmet beklemektedir. Savaş yıllarının sıkıntılı şartlarından sonra zamanla yıkılmaya yüz tutmuş olması artık bir hizmeti gerektirmektedir.)

 

Cümlenin hâtırı mahzûn oldu

Ebedî ye?sle mâteme doldu

(Bu hazin manzarayı görünce insanın üzülmemesi mümkün değildir. Bu bitmeyen üzüntü bizleri gönülden etkilemekte, mutlaka bir el atılması gerekmekte.)

 

Sizi de eyledi mahzûn bu haber

Vâki? hâdise tek verdi keder

(Bu haberdin dolayı sizlerde duyunca üzüldünüz. Hâlihazır durum böyle olduğu için kederleniyoruz.)

 

Çok çalışmışsa da erbâb-ı kerem

Olmadı sa?yi bu derde merhem

(Şimdiye kadar bazı çalışmalar olduysa da, bu yaraya merhem olacak bir çare bulunamadı.)

 

Bi-hamdi?llâh bu sene vüs?at-i hâl

Açdı bu müşkili kilîd-i ikbâl

 

(Allah?a hamd olsun bu yıl bir kolaylık ve genişlik hali oldu. Yıllardır kapalı duran kilit sanki açıldı. Geleceğe yönelik iyi işler yapmanın yolları bize açıldı.)

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, Babası Hatip Hasan Feyzi Efendi?nin, 1945 yılında ahirete irtihalinden sonra Şeyh Hamid-i Veli Camii imam-hatipliğine başladığı yıllardaki bir rüyasını sohbet esnasında yanındakilere şöyle anlatmışlardır; "Gece rüyamda Şeyh Hamid-i Veli Camii minberinde oturuyordum. Bu arada elinde yufka ekmeği üzerinde saf oğul balı konmuş olarak bir nimeti güzel yüzlü piri fani bir muhterem zat getirerek, elime uzattı ve "Oğul Hulûsi bu senin nasibin" dedi.  O günden sonra Allahu Teâlâ nasibimizde genişlik verdi ve hiç darlık çekmedik. Cenab-ı Allah nasibimizi bize gönderdi." buyurmuşlardır.

Hulûsi Efendi Hazretleri camiinin 1945 yılındaki onarım ve bakımının yapılmasında etrafının tanziminde, camiinin üzerinin çinko ile kaplanmasında marangozluk işlerini de yine kendileri yapmışlardır.

 

Bizde bu hizmete cânile rızâ

Vererek hizmeti kıldık îfâ

(Biz de bu hizmeti canımız kadar aziz bilip, Allah?ın rızasını kazanmaya bir vesile kabul edip, yapmaya gönülden çalıştık.)

 

Hulûsi Efendi Hazretler hizmet konusunda şöyle buyurmuştur:

?Sana bir hizmet verildiği zaman, kü­çük bir hizmet dahi olsa, bu bana dostumun bir lutfu ihsânı diyeceksin ve nefsine minnet ederek o hizmeti yapacaksın. Aksi takdirde, o hizmeti dosta minnet edersen, başa kakmış olursun. Buna ne dost razı olur, ne de Allah razı olur. Onun için nefsine minnet edip hizmeti yerine getirmek gerekir.?

?Siz insan ayırmadan herkese hizmet edin. Gönül almaya vesile olacak bir hizmet, zikir ve murakabeden önce gelir. Gönül feyzi hizmet mahsulüdür. Hayır umduğunuz herkese garazsız ivazsız hizmet etmeye bakınız.? Yine Hazret Divan?ında da şöyle buyurmuştur:

 

Hulûsî istersen rızâ gönüllere sen hizmet et

Kıblegâh-ı esrâr olur âşıkların gönülleri

 

Veren ey hayr işe cândan râgıb

Sana bu hayr ise cândan tâlib

(Bu bu hayır işlerini hizmetlerini veren Allah?tır. İsteyen de, yapan da yaptıran da O?dur.  Bizlerle birlikte ve bu işlere yardımcı olacak sizler de hizmete talip olursanız, Allah rızasına talip olmuş olursunuz.)

 

Nazar-ı âtıfet-i devletdir

Nazar-ı devleti ne ni?metdir

(Böyle bir hizmetle istihdam edilmek, Allah?ın ve Allah dostlarının/Somuncu Baba Hazretlerinin nazarına mazhar olmak bir sevgi nişanesidir. Onların sevdikleri her türlü ilahi nimetlere kavuşurlar.)

 

Böyle bir ni?mete ermek insân

Keremi lutfu Cenâb-ı Yezdân

(Böyle bir nimeti ancak Allahu Teâlâ sevdiği kuluna ihsan eder. Lutfuyla keremiyle, hayır işlerine yönelik hizmetler yapmayı nasip eder.)

 

Böyle bir hizmet her ân olmaz

Mazhar-ı devleti her cân olmaz

(Böyle bir hizmeti herkes her zaman istese da her cana nasip olmaz. Böyle bir imkân herkese verilmez.)

 

Bunu lutf u inâyet bilerek

Hizmeti lutf u saâdet bilerek

 

(Şeyh Hamid-i Veli Camii?nin ihyasını Allah?ın bur lutfu inayeti bilerek yaparız. Hizmet etmek bizim için mutluluktur.)

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerinin 1945 yılından sonra,  Şeyh Hamid-i Veli Camii 1990-2000 yılları arasında büyük bir restorasyon geçirmiştir. Ayrıca 15 Haziran 2013 tarihinde açılışı yapılan Yeni Camii ile artık büyük bir külliye hüviyetini kazanmıştır.

H. Hamidettin Ateş Efendi?nin yukarıdaki beyitlerde işaret edilen hizmet anlayışını açıklan şu kelamlarıyla yazımızı taçlandıralım:

?Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, tasavvufî düşüncesiyle hep gönüllere hitap eden ve hizmet eden bir yüce şahsiyettir. Gönül âyinesindeki bu ezelî muhabbet ile Hulûsi Efendi Hazretleri; Allah?ın yarattıklarına sevgi ile bakmış, ?İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.? prensibi ile insanlığa hizmeti, Hakk?a hizmet kabul etmiştir. İnsanlara şefkat ve yardımda ahlâk numunesi sevgili ceddi Hz. Muhammed (s.a.v)?i örnek almış, onun yolunu takip etmiştir. Hayatına bakıldığında, insanlar arası ilişkilere çok geniş seviyede yer verdiği ve bu konularda çok hassas olduğu görülmüştür. Hizmetleri ve hareketleriyle, ihlâs ve samimiyetin eseri olarak insanlara karşı yardımsever ve hoşgörülü, içinde yaşadığı topluma karşı güven verici ve barışı sağlayıcı bir manevî görevi üstlenmiş olduğu açıkça müşahede edilebilir.

O, hizmetlerini halka halka genişletmiş, başkanlıklarını yürüttüğü dernekler ve kurmuş olduğu vakıf vasıtasıyla, eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel sahalarda her türlü toplumsal meselenin halli için gece gündüz çalışmıştır. Alt yapı hizmetlerinin vatandaşlar tarafından imece usulü ile yapıldığı dönemlerde, elektrik hatlarının mahallelere çekilmesi, su tesisatının döşenmesi, yolların genişletilmesi gibi toplum hizmetlerinde her defasında ilk adımı atan, ilk kazmayı vuran o olmuştur. O, bütün ömrünü insanlığa, toplumun bütünleşmesine, toplum barışına ve vakıf hizmetlerine adamıştır. Tabiî ki emekleri meyvesini vermiş; şimdi onun sevgi ve gönül medeniyeti olarak inşa ettiği sağlam hizmet âbidelerinin kapılarında ismi ser levha olarak yazılmakta, hatıraları dillerde dolaşmakta ve insanların sevgilisi olmakta, muhabbeti gönüllerde yaşamaktadır. Eserleri ve hizmetleriyle nâmı, gökkubbede hoş bir sadâ olarak yankılanmaktadır.

Bizlere emanet etmiş olduğu vakfı ve hizmet ideali, Allah?a binlerce hamdolsun, en iyiye en güzele doğru sağlam ve emin adımlarla yürümekte, hizmetlerimiz dalga dalga genişlemektedir. Vakfımızın yurt içinde ve yurt dışında yürütmüş olduğu sosyal ve kültürel faaliyetler, her geçen gün gönül dostlarımızın destekleriyle artmakta, daha çok insana ulaşmak, gönlünü kazanabilmek, hizmet götürmek, Gül ve Gönül Medeniyetinin tesisi için bütün gücümüzle çalışmaktayız.?