M. Nazmi Değirmenci


Anlatılmak


Toroslarda bir yer anlattılar bize, orası çok meşhurmuş serin buz gibi kaynak suları varmış, gürül gürül akıyormuş, karpuz çatlıyor, ikiye ayrılıyormuş, çayır çimen çınar ağaçları içerisinde yaşanması gereken bir yermiş miş, miş, miş… Kafamda cennet mekân bir yer oluştu, öyle hayalledim. Anlatan da, duyduklarını, anladığı gibi aktarıyordu. Bütün tanımlamalarda, anlatılanlarda abartı vardır. Neden yaparız bir türlü akıl edemem, çabamız nedir anlayamam. Bunu bile bile gönlüme haber anlatamadım. Çınarlar, çınar ormanı, su, derya olup çıktı. Kafamızda mükemmel bir mesire yeri oluştu ve yayla su ve serinlik gitme kararımızda etkili oldu.

Bir sabah kahvaltı sonrası çoluk çocuk dolduk, arabalarımızı Toroslara vurduk. Dar ve sarp yollarda ine çıka tırmanırken yamaçları gözüm hep arabanın hararetindeydi, sıkıntılı uzun bir yolculukla, araya sora zor bela vardık bir yerlere, Çeyrek asırlık bir kaç çınar, zemin kotundan düşük, suyunu üç ağızdan yalağına boşaltan, kesme taş bir çeşme, arkasında bir meydan ve meydanı çevreleyen tek sıra dizilmiş, çoğu kasap olan dükkânlar. Aradığımız hayal ötesi yer burasımıydı, hepimiz şoktayız, hayal kırıklığı, ama gerçek olan bir şey var ki, yorgunluk ve açlık.

Çeşmeye yakın olan kasabın önünde, güler yüzle bizi karşılayan çırağa başka Gökbelen var mı diye sordum. Yok dedi, demek ki çınar ormanı ve kaynak suların membası burasıydı, anlatılanlarla alakası yoktu. ama Bir nostalji yaşanabilirdi ve öylede oldu. Tahta sandalyelere oturduk, tahta masada yeni gelen buz gibi soğuk suyu içerken, usulüne göre hazırlanıp, mangalla beraber masalara servis yapılan sıra sıra çangallara asılı, kekikle beslenmiş keçi etinden istedik. Masanın başında kendimiz pişirip sıcak sıcak servis yaptık. Acıktığımızdan mı içtiğimiz sudan mı, havadan mı, yoksa yörede beslenmiş keçi etinden mi iştahla neşeyle yedik, yanında mor soğan yayla biberi yerli domates, köy tatlısı gezinin önemli ayrıntılarındandı.

İşte saatlerce süren zor bir yolculukla gidilen yer. Bizi oraya götüren neydi bunu konuşmak yazmak istedim. Anlatılmak, önemli olan, anlatılır olmak, başkalarının anlatması. Anlatırken kendinden bir şeyler eklemesi, kendince gördüğü gözlediği farklı şeyleri, farklı yorumlaması ve kendinden bir şeyler katarak anlatması. Bizi anlatırken kendinden eklediği her şey, onu Darende’nin bir parçası bir elçisi yapacaktır. Bunun için diyorum önemli olan anlatılmak

Darende turizmini artık her toplantıda konuşulmalı, hikâyesi anlatmalı ve her mevsim başka bir etkinlikle gündemde kalmalı. İk olması açısından çok önemsediğim, kaymakamlık planlamasıyla küçük ölçekli de olsa yapılan ‘Turizm Çalıştay’ı daha genişletilip 30 Ağustos etkinlikleri içerisinde yapılmalı. Adına ne derseniz deyin, ister bilgi şöleni, ister çalıştay, ister panel. Darende turizmi her yıl ulusal basında yer alacak şekilde konuşmalı, yeni fikirler üretmeli, tartışmalı ve kayıt altına almalıyız.

Reklâm her olguyu kendi lehine döndürme sanatıdır. Fırat Kalkınma Ajansınca kabul edilen “Turizmle Gelişen Darende” projesi, Darende Kaymakamlığının teşviki, hemşerilerimizin hibe destekleriyle, hazırlanan dokuz totem. D300 karayolu Gürün Malatya güzergâhındaki önemli görsel merkezlerine yerleştirildi. Bu güzergâhı kullananlar Darende’yi görecekler, konuşup anlatacaklar. Emeği geçenlere teşekkürler.