Musa Tektaş


Herkesin sevdiği ve saydığı gönül sultanı


Herkesin sevdiği ve saydığı bir gönül sultanı Hulûsi Efendi (k.s.)

 

Gönül dünyamızı, yüzünün nuruyla, sözünün sürûruyla ışık ışık donatan, gönüller sultanının hayatını, fikirlerini ve eserlerini tanımak ve tanıtmak suretiyle gönül iklimimiz genişleyebilir.

Yaşadığı asra hizmet, gönüllere muhabbet mührünü vuran mürşid-i kâmil olarak bıraktığı eserlerle daha doğrusu ölümsüzlük sırrına eren gönlüyle canlı olarak aramızda yaşamaktadır.

O, ciddi bir manevî eğitimden geçerek kâmil bir insan olarak yetişmiş ve insanları kemal sıfatlarla olgunlaştırmak için gönül kazanmıştır. “Gönül Medeniyeti”ni bu şekilde inşâ etmiştir.

O mübarek zatın gönül medeniyetinin esası: sevgi ve aşktır. Allah’ın yarattığı her varlığı kutsal bilip, yaratılanı yaratandan dolayı sevmek inancı gönül medeniyetinin temel felsefesidir. O gönül mimarı, gönül medeniyetini, muhabbetle inşâ etmiştir. Kimden bahsettiğimiz anladınız herhalde…

Bu yazımızda Gönüller Sultanı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri hakkında 5 Mart 1989 tarihli Zaman Gazetesi’nde Kadir Dikbaş imzasıyla yayınlanan bir yazı ile bu hakikati dillendirmeye çalışcağız. Önce 24 yıl önce neşredilen gazete yazısını birlikte okuyalım:

 

HERKESİN SEVDİĞİ VE SAYDIĞI BİR GÖNÜL SULTANI

DARENDELİ ŞEYH HACI HULÛSİ EFENDİ

"Darendelilerin olduğu kadar, yurt içinde ve yurt dı­şında birçok İslâmî çevrelerin tanıdığı, sevdiği ve say­dığı Hacı Hulûsi Ateş Efendi`nin yaptığı hizmet ve iyilikler sayılamayacak kadar çok. İlçedeki, kasaba ve köylerdeki pek çok camide, okulda, hastanede, yolda, çeşmede onun maddî ve manevî katkısı var."

Şeyh Hamid-i Velî (Somuncu Baba)`nın -Kaddesallâhu sırruhu- on ikinci batından torunu olan Darendeli Hacı Hulûsi Ateş Efendi ile mütevazı evinde görüştük.

Darende’nin ve Darendelilerin gözbebeği, çok sevi­len ve sayılan bir kişi olan Şeyh Hulûsi Efendi’nin yurt içinde olduğu kadar yurt dı­şında da pek çok muhibbi var. Darende deyince Şeyh Hulûsi Efendi`yi hatır­lamamak mümkün değil. Za­viye Mahallesindeki evinin kapısı herkese açık.  Somuncu Baba Camii`nin imamlı­ğından emekli olan ve dinî sohbetlerin yanı sıra sosyal faaliyetlere de son derece önem veren Hulûsi Efendi şu anda Darende`ye bir hastane yaptırmak için kolları sıvamış durumda. Hoca Efendi, bu hayır müessese­sinin yapımı için Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî adlı çok nefis baskılı şiir kitabının gelirini tamamen bu işe hasretmiş durumda.

Akşam namazından sonra duasını almak için yanına gittiğimizde evlatları sofra kurmak­la meşguldü. Bizden başka, Şeyh Efendi`nin duasını al­mak için yurdun çeşitli böl­gelerinden gelmiş birkaç misafir daha vardı. Hep bir­likte sofraya oturduk. Şeyh Efendi`nin sohbetinde bulunmak, onun hayır duasını almak, anlattıklarını dinle­mek bizim için bulunmaz bir nimetti gerçekten. Yemekten sonra bize çay ikram ettiler, bu arada gelen giden misa­firler oluyordu yine. Herke­se hayır duâ ettiklerini tekrarladı sohbet esnasında.

Tekrar tekrar hayır ve du­asını aldıktan sonra, çok de­ğişik duygular içinde ayrıldık huzurundan. Yanı­mızda bulunan misafirlerden Darende eşrafından birinden Şeyh Hacı Hulûsi Ateş Efendi ile ilgili ola­rak oldukça sitayişkâr sözler dinledik. Neler söylemedi ki:

"Şeyh Hâmid Hazretleri`nin torunudur. Peygamber Efendimizin soyundandır. Ziyaretine herkes gelebilir, çayını içer, hayır duasını ala­rak gider. Derdine derman arayanlar da gelir bazen. Bu bir iman ve inanç meselesi­dir. Darende Çarşı Camii`nin ve İmam-Hatip Okulu’nun ya­pımında maddî ve manevî katkıları oldukça fazladır."

Şeyh Efendi`nin huzurun­dan ayrıldıktan sonra civar­daki Şeyh Hâmid Hazretleri`nin türbesinin de bulunduğu camiyi ziyaret et­tik. Caminin önündeki havu­zun içi balık doluydu. Suyunun şifalı olduğu söyle­nir. Aynı balıkların suyun çıktığı kuyularda da bulun­duğunu gördük. Dışarısı hayli soğuk olmasına rağmen su oldukça ılıktı. Caminin bir yanında, orada yetişmiş velilerin kabirleri de bulunuyordu.

 

BİR DARENDELİDEN ŞUNLA­RI DİNLEDİK

Darendeli Şeyh Hacı Hulûsi Efendi`nin evindeki kü­tüphanesi de oldukça zengin ve çok değişik kitaplarla do­lu. Darende`ye hayat veren Şeyh Hacı Hulûsi Efendi`nin mütevazı hizmetleri hakkın­da bir Darendeliden şunla­rı dinledik:

"Biz Darendelilerin oldu­ğu kadar, yurt içinde ve yurt dışında birçok İslâmî çevre­lerin tanıdığı, sevdiği ve say­dığı Hacı Hulûsi Ateş Efendi`nin yaptığı hizmet ve iyilikler sayılamayacak ka­dar çoktur. Halen yapımı sü­ren Darende Devlet Hastanesi`ne ve İmam-Hatip Okulu`na maddî ve manevî büyük yardımları olmuştur. Aşağıulupınar Kasabasında yapılan camide büyük emek­leri vardır. Bir süre önce hiz­mete açılan Yerteks İplik Fabrikası`nın faaliyete geç­mesinde bile onun katkıları çok büyüktür. İlçedeki, ka­saba ve köylerdeki pek çok camide, okulda, hastanede, yolda çeşmede onun maddî ve manevî katkısı vardır. Bazı camilerin inşaatında ise bizzat amele gibi çalışmış, taş taşımış, harç karmıştır."

Darende havalisinde, ka­saba ve köylerde barış ve huzurun temininde ve ko­runmasında Hacı Hulûsi Efendi`nin rolünün büyük olduğunu belirten Darendeliler, bu sayede bu hayalinin barış ve huzur içinde bu günlere geldiğini ifade edi­yorlar.

 

GÖNÜLLER SULTANININ İNSANLIĞA NASİHATİ

Kendisini ziyaret için, ha­yır duasını almak için gelenler arasında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu­nu belirtelim. Dini ve millî bayramlarda fakirlere ve muhtaçlara mutad yardımlarını yapan, millî eğitimle iç içe olan gençle­ri ve çocukları çok seven, hastane ve hapishaneleri ziyaret ederek oradakilerin gönüllerini hoşnut eden Şeyh Hacı Hulûsi Efendi`nin çok güzel bir nasihati ile satırlarımızı noktalayalım:

 

Âlemi sen kendinin kölesi kulu sanma

Sen Hakk için âlemin kölesi ol kulu ol

 

Nefsin hevâsı ile mağrûr olup aldanma

Yüzüne bassın kadem her ayağın yolu ol

 

Garazsız hem ivazsız hizmet et her cânlıya

Kimsesizin düşkünün ayağı ol eli ol

 

Allâh için herkese hürmet et de sev sevil

Her göze diken olma sünbülü ol gülü ol

 

İncitme sen kimseyi kimseye incinme hem

Güler yüzlü tatlı dil her ağızın balı ol

 

Nefsine yan çıkıp da Ka`be`yi yıksan dahi

İncitme gönül yıkma ger uslu ger deli ol

 

Güneş gibi şefkatli yer gibi tevâzu`lu

Su gibi sehâvetli merhametle dolu ol

 

Gökçek gerek dervişin sanı yoksula baya

Suçluların suçundan geçip hoş görülü ol

 

Varlığından boşal kim yokluğa erişesin

Sözünü söyle gerçek Hulûsî’nin dili ol

 

“GÖNÜL VE AŞKA DAİR”

Es-seyyid Osman Hulûsî Efendi (k.s) gönül merkezli tasavvuf şiirimizin son yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri olarak temayüz etmiştir. Prof. Dr. Mahmut Kaplan,  Dîvân-ı Hulûsî-i Darendevî’yi satır satır, özelikle de gönül konulu beyitleri inceleyerek bir kitap çalışması ortaya koşmuştur. “Gönül ve Aşka Dair” kitabının önsözünde Prof. Dr. Mahmut Kaplan şöyle diyor:

“Osman Hulûsî Efendi (k.s.) de bu büyük geleneğin bir takipçisi, bir mensubu olarak yüzyılımızda gönül dünyamızı ihtizaza getiren eserler kaleme almış, edebiyatımızı, kültür dünyamızı eserleriyle tezyin etmiş muhterem bir kâmil insan ve mutasavvıf şair olarak yerini almış bulunmaktadır. Geleneği bu denli samimiyet ve ihlâsla sürdüren şiirleri, meclislerin süsü, gönüllerin pasının silicisi, ruh iklimlerinin enisi oluştur. Şiirlerini okuduğumuzda her birinin zengin bir iç âlem muhtevası ile lebalep olduğunu hissederiz. Bu şiirde sun’ilik, tasannu söz konusu değildir. Kalbin bakir derinliklerinden nebean eden manalar şiir formunda ifade edilerek insanların istifadesine sunulmuştur.”

Kitabın içeriği şu başlıklardan meydana geliyor: Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi`nin Dîvânı`nda Gönül, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi`nin Dîvânı`nda Aşk, Gönül ve Aşk Merkezli Makalelerden Örnekler…

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi üzerine çalışma yapacaklar için ufuk açıcı bir kitap olan "Es-seyyid Osman Hulûsi Efendi Dîvânı`nda Gönül ve Aşka Dair", Nasihat Yayınlarının da 33. eseri. (Mahmut Kaplan, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Dîvânı`nda Gönül ve Aşka Dair, 177 s. Ankara, 2012.)

 

GÖNÜLLERE HİZMET EDEN BİR YÜCE ŞAHSİYETTİR

Gönüller Sultanını basın belgeleri vesilesiyle anarken, H. Hamidettin Ateş Efendi’nin Hulûsi Efendi Hazretlerinin gönül anlayışını gayet öz bir şekilde tarif eden şu kelamlarıyla yazımızı bitirelim:

“Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, tasavvufî düşüncesiyle hep gönüllere hitap eden, gönüllere hizmet eden bir yüce şahsiyettir. Ona göre, gönül; aşkın menbaı, manevî ilham ve duyguların zuhur ettiği yerdir. Hakk’ın sırlarının tecelli ettiği aynadır. Samimi gönül; sahibini Allah’ı her an kalpte zikretmeye ve ona tam bir imanla yönelmeye sevkeder. Hayatına bakıldığında, insanlar arası ilişkilere çok geniş seviyede yer verdiği ve bu konularda çok hassas olduğu görülmüştür. Hizmetleri ve hareketleriyle, ihlâs ve samimiyetin eseri olarak insanlara karşı yardımsever ve hoşgörülü, içinde yaşadığı topluma karşı güven verici ve barışı sağlayıcı bir manevî görevi üstlenmiş olduğu açıkça müşahede edilebilir.

O, hizmetlerini halka halka genişletmiş, başkanlıklarını yürüttüğü dernekler ve kurmuş olduğu vakıf vasıtasıyla, eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel sahalarda her türlü toplumsal meselenin halli için gece gündüz çalışmıştır. Alt yapı hizmetlerinin vatandaşlar tarafından imece usulü ile yapıldığı dönemlerde, elektrik hatlarının mahallelere çekilmesi, suyollarının ve tesisatının döşenmesi, yolların genişletilmesi gibi toplum hizmetlerinde her defasında ilk adımı atan, ilk kazmayı vuran o olmuştur. O, bütün ömrünü insanlığa, toplumun bütünleşmesine, toplum barışına ve vakıf hizmetlerine adamıştır. Tabiî ki emekleri meyvesini vermiş; şimdi onun sevgi ve gönül medeniyeti olarak inşa ettiği muhkem hizmet âbidelerinin kapılarında ismi serlevha olarak yazılmakta, hatıraları dillerde dolaşmakta ve insanların sevgilisi olmakta, muhabbeti gönüllerde yaşamaktadır. Eserleri ve hizmetleriyle nâmı gök kubbede bir hoş sadâ olarak yankılanmaktadır.

Gönül dostlarına, gönül dolusu selamlar…”