M. Nazmi Değirmenci


Karettalar ve eğitim


Yolumuz Silifke’ye ulaşınca yakın bir dosta misafir olduk. Denizle kumla iç içe, sade bir mekânda ağırladılar bizi. Kıyıda müstakil bahçeli yazlık bir ev, sakin sessiz huzurlu bir ortamdı. Gecenin geç saatlerine kadar oturduk. Berrak bir gecede gökyüzünde ayla yıldızla, denizde yakamozlarla çayımızı yudumladık, bir rahatlık vardı içimde, sebebini sorguladım kendimce, dedikodudan riyadan yapmacık gülücüklerden uzak bir yaşamın rahatlığımıydı bilinmez ama yaşamakta olduğum hayatımı, geldiğim ve gitmekte olduğum yeri, yolu düşündüm, gecede karanlığı, karanlıkta yıldızları, kâinatı, güneşi, aydınlığı, aydınlığın sebebini düşündüm.       

Sabahın seherinde bir başka güzellik vardı denizde, sahilde, kıyıda dalgalarla boğuşan kayada, kumda, kurumuş deniz kabuklarında gülde çiçekte, hülasa görülen her şeyde. Erken uyananlar vardı, uyanıklar, uyanık olanlar günün en kazançlı, güzel bölümünü yaşama gayretindeler. Herkes uykudayken uyanık olmak, uyanık kalmak ne büyük bir kazanç ve ayrıcalıktı. Bütün canlılarda bir telaş bir koşuşturma, inandığımız gibi rızıklar dağıtılıyordu. Birazdan seher bereketinden nasibini almamış seherde uyuyan insanoğlu kalkacak, hırs ve bencillikle yine hep bana diyecekti.

Bülbül ayrılık feryadı ötüşüyle biz insanlara ne şifreler söylüyordu çözebilseydik seherde.

Sabahın seherinde sahilde bir başka mücadele vardı. Sahile suya ulaşılan yolda hayata tutunma gayreti içerisinde büyük bir azimle ilerlemeye çalışan kabuğundan yeni cıkmış karettalar. Doğru bildikleri yolda ilerlerken, tekrar deneme, yanlıştan dönme, olmadı baştan deme şansları, fırsatları, insanlar kadar yoktu.  Biraz sonra gün doğacak. Yönü doğru bulup denize ulaşanlar hayat bulup yaşayacaklar, yönü yanlış seçenler daha fazla mücadele etmelerine rağmen denize ulaşamayıp güneşin acımasız sıcağında kuruyacak, belki bir kedinin ağzında, bir köpeğin pençesinde sabah ziyafeti olacak, belki bir sandaletin altında çığlık çığlığa can verecekti. Kaçınılmaz son güçle değil tercihle alakalıydı. Yaşam bütün canlılar için böyle tercihlerdeki hatalar. Kılavuz çok önemli, Tercihi doğru yapıp, doğru yerde doğru zamanda doğru insanlarla olmak hayata daha gerçek bakmayı sağlar. Yolu yönü iyi belirlemek konan sinyalleri, şifreleri iyi çözmek, denize, kurtuluşa doğru yol olmak gerekli. Dağdan esen kuru esintiyle, denizden gelen nemli rüzgârla doğru istikamete yönelemiyorsa karettalar, kıyıdaki yazlıkların, eğlence mekânlarının renkli ışıklarına aldanarak yönlerini yanlış istikamete çeviriyorlarsa, ömürleri kısa akıbetleri karanlık oluyor. Bütün aleme kulak vermek, çevreden gelen ikazlara şifreleri doğru anlamak algılamak, hepsinde bir hikmet aramak gerekli.

Hayata yeni tutunmaya çalışan çocukları, gençleri denize ulaşamaya çalışan karettalara benzettim. Çocuklarımız pırıl pırıl tertemiz duygularla hayata yeni başlar, yola yeni koyulurlar. Onları yol da kapmak isteyen ne kurtlar ne çakallar çıkar. Renkli ışıklar pembe dünyalar anlatılır, sunulur, tanıdık tanımadık, eş-dost arkadaş tarafından. Bunlar uzakta yakında yanı başımızda içimizdedir. Yan yana dururuz. Yol haritamız, görev ve sorumluluk içinde ders çalışma, öğrenme iken, çocuklarımızı, gençlerimizi oyalayan, içlerindeki isteksizlik, atalet duygusu o renkli ışıkların gençlerimizin gönlüne yansıması değil mi? Karettalar gibi sahte ışıklara kanan geçler, yolda kalmakta, kervandan ayrılmakta uyandıklarında kervan gitmiş iş işten geçmiş olmakta. Yine geliyoruz başa uyanık olmak, istikameti iyi belirlemek, sahte vaatlere kanmadan, pembe dünyalara aldanmadan deryaya ulaşabilmek.

Biz anne babaların görevi, onları hayata hazırlarken bir eğitimci gibi düşünmek, bu hayat yolunda onları kollamak, yalnız bırakmamak. En önemli yatırımın eğitim olduğunu unutmadan, eğitimi önemsemek ve desteklemek olmalıdır.

Öğrenci, veli, eğitmen hepimize başarılı sağlıklı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.